CHP'nin yeni üye kayıt töreninde çarşaflıların bulunması dikkat çekti.
Önce sade bir gerçek: Yerel yönetim seçimlerinden önce yapılan toplantıların hepsi 'adaylık'la ilgilidir. Bu dönemdeki her siyasal olay ve toplantı, bir parti çok oy alsın diye yapılmaz; bütün siyasal toplantıları, görevde olsun ya da olmasın, seçimlere aday olarak katılmak isteyenler düzenler; toplantıyı düzenleyen, konuşan orada herhangi bir işlev yüklenen kişiler, ya bir aday adayıdır ya da desteklediği bir aday adayı adına hareket etmektedir.
Rozet takanın ve taktıranın 'sahne aldığı' Sultangazi, geçen mart ayında İstanbul'da kurulan sekiz ilçeden biridir. Seçmen sayısının 200 bin kadar olduğu yeni ilçeye Gaziosmanpaşa ilçesinin bazı mahalleleri bağlanmıştır. 2004 ve 2007 seçimlerinde AK Parti'nin oyu yüzde 50, CHP'nin oyu yüzde 20 çevresindedir.
Rozet takılan toplantının, CHP'nin oyunu arttırmak için değil, bu yeni ilçede parti adayının -Ercüment Karabayır- açıklanması için, onun adaylığını destekleyenlerin çalışmasıyla, onun parasıyla düzenlendiğini tahmin etmek zor değildir.
Bu ilçedeki seçmenlerin yüzde 80'den fazlası İstanbul'da doğmamışlardır. İstanbul'un yeni hemşerilerinin oturduğu yeni ilçelerde, parti ilçe başkanlıklarını, belediye başkan ve belediye meclis üyeliği adaylıklarını kimlerin paylaşacağı tecrübeyle sabittir: Bundan 30 yıl önce kurulan ilçelerde kimler güç kazanmışsa, yeni ilçelerde de benzerleri öne çıkacaklardır: Son beş-on yılda İstanbul'a gelmiş, genç, cesur, becerikli, küçük işini kısa zamanda büyütmüş, hedeflediği yerlere gitmek için siyasal güce ihtiyacı olan, belediye başkanı olmaktan daha çok siyasal hayata o düzeyden başlamanın önemini görmüş, almak için vermeyi bilen, defalarca tiyatro sahnelerine taşınmış tip!
34 yaşında Erzurum doğumlu, 1991 İstanbul Üniversitesi jeoloji mühendisliği mezunu, hazır beton üreticisi ve inşaatçı, dernek başkanı, dört çocuğu olan Ercüment Karabayır bu tipin ne kadar içindedir? Bence uygun zamanda, uygun biçimde sahneye girmiştir.
Gelelim çarşaflı kadınlara rozet takılmasına ve bunun CHP'nin 'yeni açılımı' sayılmasına.
Aday -yeni kentlerin yeni siyasetçi işadamı- olmak isteyen bir kişinin, adayları ilan edecek ilk ve tek makama, onun en çok ihtiyaç duyduğu 'oy artışı gücünün' kendisinde olduğunu göstermek istemesi?çok akıllıca değil mi? Karabayır'ın yaptığını, bütün partilerde birçok kişinin yapmakta olduğunu bilmek için oralara gitmeye gerek yok; Sultangazi de basına yansıyanlar, yeni kurulan her ilçede ve her partide aynen yaşanmaktadır.
Bunların hepsi doğaldır, bilinen gelişmelerdir, ancak bir soru var: Siyasal parti yöneticileri bu adamları parti yararını göz önünde tutarak ayırıp, partilerinin oylarını artırabilecekler midir, yoksa bu adamlar gözlerine kestirdikleri partileri kişisel çıkarları için kullanacaklar mıdır? Benim bildiğim, 1963 seçimleriyle uygulanmaya başlayan model 2004 seçimine kadar genellikle uygulanmıştır.
Ancak bu olayda bir tuhaflık görüyorum: Beklenmeyen bir olup bittiyle karşılaşılarak yapılanların ve söylenenlerin, 'açılım' ve 'politika' olarak sunulması! Ya bunu, argo deyimle, yiyenlere ne demeli?

 

Kaynak: Radikal