Hiç arzu ettiğimiz bir durum olmasa da Yemen bugün yavaş yavaşa Irak’a dönüşmek üzere. Dün Irak’ta yaşananlar bugün de Yemen’de yaşanıyor. Göçler ve göç ettirilmeler, uzun süren kanlı savaşlar ve Suudi Arabistan sınırına yığılan binlerce mülteci mevcut durumun bir özeti. Buna karşılık Yemen’in kendisinin karşılayacağı farklı kesimlerden gelecek olan binlerce göçmen, daha açıkçası başta Somali olmak üzere pek çok Afrika ülkesinden Yemen’e akacak olan cihadçı askerler, yani Yemeni önümüzdeki yıllarda eşi görülmemiş kanlı bir savaş sahnesine dönüştürecek olan mücahidler de kıtanın ülkelerinden akmaya başlayacak.
Ülkedeki tüm tarafların çıkmaz bir yola girmeleri yüzünden silahtan başka açık bir kapı kalmaması, Yemen’de savaşın sadece görünen yüzü. Krizin derinliklerinde ise, Yemen’de siyasi tarafların uzun zaman önce kriz yönetmekten vazgeçip birbirlerinin ajanlığını yapmaya başlamaları yatıyor. Yemenli siyasilerin birbirlerine sundukları bu yolla, ülke birçok kişinin elinde çıkar hesapları uğruna rehin kalmış durumda.
Amerika, Yemen'in hikayesinde aslında daha fazla tükenmiş ve Irak bataklığının derinliğine saplanmış bir İran görmek istiyor. Yani İran’a gülümsemenin ve ihsan edilen diplomatik olanakların amacı, farklı düzeylerde daha fazla tüketmek. Ekonomisinin kötü gidişatından şikayet eden bir İran var karşımızda. Diğer taraftan siyasi, bölgesel ve küresel ilişkileri de giderek zayıflıyor. Sosyal düzeyde de, siyasilerinin dini istismar ederek mezhep krizinin çatısını oluşturmak istemeleri başka bir kriz oluşturuyor. Ancak siyaset onlar için, krizi gizleyerek kendi çıkarlarını korumaktan başka bir şey değil. İran silahlar yapıyor, bu silahlarla bitmek bilmeyen savaş oyunlarının içine giriyor. Tarih bu oyunu bir de Mısır’da Muhammed Ali döneminde görmüştü. O da bütün gücüyle etrafına saldırmaya başlamıştı ama sonunda elindeki her şeyi terk etmek zorunda kaldı.
Amerika, Afrika kıtasını cihadçılardan kurtarmak istiyor. Daha doğrusu Babü’l Mendeb’i güvende tutması gerektiğini düşünüyor. Çünkü orada devlet çökerse, su koridorlarını korumak için uluslar arası bir karar gerekecek. Aynı durum Yemen için de geçerli. Amerikalıların bir gözleri Yemenin, diğer gözleri körfez ülkelerinin üzerinde. Bir yandan da küresel sermayenin peşinde. Bu yüzden kıtayı, petrol çölüne çevirmekle de ilgileniyor. Suudi Arabistan ise bu aralar en hassas günlerini yaşıyor. Amerikanın Yemende izlediği seyir, Suudi Arabistan için tek bir anlam taşıyor. Amerika, Suudi Arabistan’ın ayakta kalabilmesi için tek garanti. Tabi bu garantinin bedava olması düşünülemez. Suudi Arabistan’ın, Arap liderliği rolü son buldu. Yarın bir gün, kenarda bir rol belki alabilir. Hatta turistler Suudi Arabistan nerde diye sorduklarında “Katar’ın yanında bulunan bir yer” şeklinde bir cevap dahi alabilirler.
Suudi Arabistan’ın siyasi zayıflığı, körfezin diğer ülkelerinin de sessiz kalmasına ve bekleyişe geçmelerine neden oluyor. Bütün mali gücünü ise amerikan imparatorluğunun selameti için kullanıyor. Yani Araplar koyunların peşine düştüler ama onları kesmek mi istiyorlar yoksa sadece yünlerini ayıklamak mı istiyorlar, bilmiyorlar.
Yemende ise, tüm taraflar kaybetmiş durumda. Ülkede şu an yaşananlar daha kıvılcımı bile ateşlemiş değil. Amerika için cihadçı askerlerin yatırım için iyi bir gelecek vadeden Afrika’nın çeşitli yerlerinden şimdilik Yemene akması bir problem teşkil etmiyor. Güneyin Arapları kendi topraklarında, el kaide fikrinin son bulduğunu görecek ama IŞİD’in doğuşuna şahid olacak. Yemen de Işid’in hedefleri arasına katılacak. Tüm bunlardan dolayı Yemendeki savaş, tıpkı Irak savaşını andırıyor. Amerikanın bu ateşi söndürmek gibi bir niyeti yok. Çünkü Yemen onun için yeni bir ticari ve siyasi kazanç kapısı. Küresel ticari güçler savaşlar nedeniyle keselerini daha çok doldururken, siyasi açıdan İran’ın askerleriyle ve silahlarıyla Yemene gitmesinden daha sevimli bir şey olamaz. İsrail bu durumu uzaktan seyrediyor ve kendisini daha da güvende hissediyor.
Yani Babül mendeb gelecek dönemde siyasetin yeni bir anahtarı olarak karşımıza çıkıyor.
Kaynak: Kuds’ül Arabi
Dünya Bülteni için çeviren: Tuba Yıldız