İnternet'te sitecilik eden oğlanların pek sevdikleri bir deyimdir bu: Yaptı gene yapacağını...
Bu deyimi genellikle magazin yıldızları ya da düşmanlık güttükleri köşe yazarları için kullanırlar ama bu sefer TÜSİAD'a cuk oturdu. (Ben oturttum. Onlar TÜSİAD'ı falan eleştiremezler, ya akılları ermez, ya boylarını aşar.)
TÜSİAD yeni anayasa konusunda ortaya attığı görüşlerinden caydı.
Tırstı, geri bastı.
Sorumluluğu danıştığı "akademisyenlere" yıktı, "bizim kendi görüşümüz değildir" diye kıvırttı.
Olacağı da buydu, TÜSİAD yaptı gene yapacağını...
Ümit Hanım'ın "değiştirilemez maddeler bile değiştirilebilir" şeklindeki cesur teklifi, bir yandan basının Ergenekon oğlanlarından tepki gördü ("bunlar karı koca ikisi de komik yaratıklardır" falan diye aşağılandılar), bir yandan da Kürt çevrelerinden elbette destek...
TÜSİAD'ın kendi içindeki "eski kuşak" üyelerinden de tepki geldiğini söyleyenler var. (Ümit Hanım "ağır top" tabir edilen bu eskilerle yeniler arasında denge kurmaya çalışıyormuş ve çok sıkıntıdaymış, bir tür "koalisyon lideri" gibi...)
Laf aramızda, tasarıya biz de "bayrağı başkenti nereden çıkardınız şimdi" diye burun kıvırdık. TÜSİAD meseleyi gereksiz yerlere saptırıyor, asıl derdinin "başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemine geçilmesini önlemek" olduğunu fazlaca belli ediyordu. Siz isterseniz bunu "iplerin İstanbul sermayesinin elinden bütün bütüne çıkıp Anadolu'nun eline geçmesini önlemek" şeklinde de okuyabilirsiniz. (Bize "sen ne biçim liberalsin" diye kızan ahmaklar da böyle okusunlar.)
Ama işte, anlı şanlı TÜSİAD kimseye "höt" diyemez hale de gelmiş.
Hey gidi, "Ecevit'i devirmiş" şanlı sermaye... Devamı >>>