Elbette MİT yöneticilerinin savcılığa çağırılmaları gibi acıklı güldürüleri heyecanlı bir serüven filmi gibi izlemektesiniz. Nitekim "hükümete bir uyuzluk daha etmek" için çırpınan CHP amigosu gazeteler ballandıra ballandıra yazıyorlar, aman kaçırmayınız. "Bürokrasiyle sivil iktidar arasındaki son kavga" ilginizi çekecektir.
Bu arada bir komedi filmi daha seyrettik. Ötekinin yanında küçük kaldı ama sinema sanatı bir bütündür:
Polis, gazeteci arkadaşımız Mehmet Baransu'yu izleyen MİT ajanlarını "yakalamış"...
Bir kadınla bir erkek yan masaya oturmuşlar, kulaklarında kulaklık, bir yandan da bunu "kesiyorlar", Baransu şüphelenmiş, polis çağırmış. Nitekim arabasını da bir süredir "camı olmayan bir kamyonet" takip edermiş (filmlerde "temizlik şirketi, nakliyat şirketi" falan gibi süsler verirler bu tür arabalara, ajanın üstündeki vericinin yayınlarını alır, kaydeder, bir çeşit "röle istasyonu"...)
Polis MİT ajanlarını almış savcılığa götürmüş.
Savcı da onları serbest bırakmış.
Çünkü işledikleri suç değildir de ondan!
Gizli görev başında enselenmişler. Görecekleri ancak "teşkilat içi disiplin cezası" falan olabilir. Aslında bunların eğitmenlerine de görevi ihmal cezası verilebilir, en basit bir izlemeyi bile becerip de öğretememişler. Eskiden olsaydı da örneğin bir KGB ajanını izlerken böyle bir açık verselerdi hayatları tehlikeye girebilirdi. "Kontrespiyonaj" dersini Ankara'da kim veriyor yahu? DEVAMI>>>