Geçen hafta Soner Çağaptay’ın “Türkiye’deki darbe tutuklamalarının ardında gerçekte ne var?” başlıklı yazısı ile Daniel Pipes’ın “Türkiye’de Kriz” başlıklı yazıları dâhil yaygaracı bazı metinler, Türkiye’nin geleceğini, AB ve ABD ile ilişkilerini tehdit eden ölümcül bir kriz uyarısında bulundular. Üst düzey komutanların hükümeti devirmek için terör faaliyetleri planlamaktan dolayı tutuklanmaları ve haklarında dava açılması ve iktidardaki AK Parti ve Gülen hareketi ittifakı olarak gördükleri şey yüzünden her ikisi de çileden çıkmış. Pipes alam veren en abartılı ifadesinde şöyle diyor: “Geçen hafta Türkiye’de üst düzey askeri yetkililerin tutuklanmaları ve haklarında dava açılması, Atatürk’ün cumhuriyeti kurduğu 1923 yılında bu yana potansiyel olarak en ciddi krizi başlattı. Ülke İslamcılığa doğru kaymaya devam mı edecek yoksa geleneksel laikliğine geri mi dönecek? Önümüzdeki haftalar gösterecektir. Akıbetin, dünyanın her yerindeki Müslümanlar için önemli anlamları olacaktır. Pipes’tan geri kalmayan Soner Çağaptay da uyardı: “Tüm işaretler, karanlık İslami hareketi kollarını Türk siyasi hayatının her alanına hızla uzatmış Fethullah Gülen’e işaret ediyor.''
İki kez demokratik seçimle iş başı yapan iktidardaki AK Parti ve Gülen hareketi mücrimlikle suçlanıyor. Sahip oldukları nüfuz, laik ve İslamcı yahut dini güçler arasındaki devasa çatışmaya işaret etmekte deniliyor; Atatürk’ün laik devlet ve toplum mirâsı ve onun seçkinleri abluka altında. Türkiye’yi bu uçurumun kenarına getiren uğursuz işaretler nelerdi peki? Demokratik yolla seçilen ve mecliste çoğunluğu sağlayan Anadolu’nun eğitimli taşralıları, yükselen bir sınıf, Türkiye’nin laik müesses nizâmına, konumuna, gücüne ve imtiyazlarına meydan okudu. AK Parti kurucuları şu an başbakan ve cumhurbaşkanı. AK Parti ve Gülen hareketi üyeleri yani yükselen alternatif seçkinler, orduya ve emniyet teşkilatı gibi dışlandıkları pek çok kuruma nüfuz ettiler. Dahası, Gülen hareketi, modern bilimsel ve dini eğitime vurgu yapan etkileyici bir okul ağıyla Türkiye’de ve dünyada kaydadeğer bir varlık gösteriyor. Önde gelen medya kurumlarını da yönetiyorlar ve iş dünyasında çetin bir güçler.
Eski siyasi partiler ve laik seçkinler muktedir olmadıklarını, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu siyasi ve iktisâdi sorunlara hitap eden geniş tabanlı, popüler mesajı olan etkin bir muhalefeti örgütlemekten aciz olduklarını ispatladılar. Bunun aksine, AK Parti Türk devletinin laik doğasını, din ve devlet ayrımını teyid etti. Fakat din karşıtı önyargılara sahip seleflerinin sertlik yanlısı laik köktenciliğinin aksine, laikliğin hem inananlara hem de inanmayanlara kamusal alan sağlayabileceğinde ısrar etti. Önemli siyasi ve iktisâdi reformlar yaptı, Türkiye’nin AB üyeliği hedefinde ilerlemeler sağladı, insan hakları meselelerini ele aldı, Kürt ve Ermeni sorunlarını çözmek için mücadele etti. Bu süreç, tuzaklardan ve sorunlardan azâde değil nitekim.
Sertlik yanlısı laik seçkinlerin ve ordunun sözcüsü gibi konuşan Pipes “Türkiye ordusunun hem devletin en güvenilen kurumu olduğunu hem de Atatürk mirâsının garantörü olduğunu” iddia ediyor. Sicili nasıl peki? Ordu “laik Türk devletini korumak” için dört kez “müdahale” yaptı. Pipes’ın “yolunu şaşırmış süreci onarmak için müdahale etti” demesi, askeri darbeleri apaçık onaylama anlamı taşır. Hem Pipes hem de Çağaptay, AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri en az 3-4 kez darbe teşebbüsüne girildiği gerçeğini örtbas etmektedirler, ki Türk hâkimlerinin teyidindedir.
Evet, geçmişin mirâsından bir kopuş söz konusudur ve bunun Türkiye ve dünyadaki Müslümanlar için önemli anlamları vardır. Türkiye artık daha demokratik; daha açık bir siyasi ve sosyal sistemi, daha geniş tabanlı bir seçmen ve liderliği var; ordu dâhil tüm kurumlara hesap verme zorunluluğu da getiren hukukun hâkimiyetine daha fazla ehemmiyet veriliyor. Şahit olduğumuz şeyler laikler ve sözümona İslamcılar arasındaki bir hesaplaşma değil bir normalleşme süreci, Türkiye demokrasisinin, kurumlarının ve hukukun hâkimiyetinin kemâle erme yolunda ilerleyişidir.
Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı