'Yeni Soğuk Savaş havarileri', eski Gazprom Başkanı Medvedev'in başkanlığında Kremlin'in doğalgazı AB'ye karşı silah olarak kullanacağını iddia ediyor. Fakat, Rusya sahip olduğu enerjiden ancak doğalgazı satarak yararlanabilir. Rus iş dünyasının da Avrupa'yla bağları sağlam

Sovyetler Birliği lideri Nikita Kruşçev 1956'da Batı'ya "Sizi gömeceğiz" diye seslenmişti. Şimdiyse yeni seçilen Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev gözden geçirilmiş farklı bir öneriyle geliyor: "Sizi satın alacağız".

Bu yıl içindeki bir konuşmasında Medvedev Rus iş adamlarından Çinlileri örnek almalarını, yeni teknoloji ve pazarlar temin etmek için küresel satın almalar gerçekleştirmelerini istedi. "Bu çok önemli bir görev" diye ısrar etti.
Rusya'nın kesinlikle harcayacak çok parası var. 464 milyar dolarla (305 milyar Euro, 234 milyar sterlin) dünyanın en büyük üçüncü döviz stoğuna sahip. Oluşturduğu 127 milyar dolarlık istikrar fonu yurtdışı yatırımları da içeriyor. Kısa bir süre öncesine kadar Medvedev'in başkanlığını yaptığı devlete bağlı gaz tekeli Gazprom, Batı Avrupa'da varlık edinme konusunda istekli.

İsteseler bile yapamazlar

Satın alınmak, gömülmeye kıyasla daha çekici bir seçenek. Ancak Batı'da Rus bankalarının en az Rus tankları kadar tehlikeli olabileceğine inananlar var. Kısa süre önce çıkan 'Yeni Soğuk Savaş' isimli kitabında Edward Lucas şunu iddia ediyor: "Bize zarar vermek, hayalkırıklığına uğratmak ve zayıflatmak isteyen bir halkla [Ruslarla] karşı karşıyayız. Ellerindeki en güçlü silah bizim en büyük zayıflığımız: Para. Eskiden nasıl Sovyet savaş makinasının ateş gücünden endişe ediyorsak, şimdi de kasalarındaki on milyarlarca dolardan korkmamız gerekiyor."

Kulağa ürkütücü gelen bu iddia iki önemli soruyu akla getiriyor. Birincisi, Ruslar gerçekten 'bize zarar vermek' istiyor mu? İkincisi, isteseler bile bunu gerçekten başarabilirler mi?

Bu soruların yanıtları yeni Soğuk Savaş havarilerinin söyleyeceklerinden daha teskin edici. ABD ve AB'ye karşı güçlü husumet duygusunu açığa çıkarmak için Rus yetkililerle fazla konuşmak gerekmediği doğru. Kremlin'in çizgisi, Batı'nın 1990'larda Rusya'nın zayıflığını acımasızca sömürdüğü yönünde. Şimdiyse Ruslar bunu tersine çevirmekte kararlı.

Fakat Rusların çıkarları doğru düzgün bir çatışma politikasını olası kılamayacak ölçüde Batı'yla iç içe, özellikle de konu iş ve ticarete gelince. Rus devleti şu sıralar ülke ekonomisinin en 'stratejik' kısımlarını fiilen denetlemekte. Ancak bu gücü siyasi bir silah olarak kullanmak söylendiği kadar kolay değil. Yeniden şahlanan Rus gücünün ana araçları ülkenin petrol ve gaz rezervleri. Rusya'yı zengin eden ve en sonunda Kremlin'e elinde güçlü bir koz olduğu hissiyatını veren şey artan enerji fiyatları.

AB'nin korkusu, gelecekteki bir siyasi ihtilafta Rusların bu kozu kullanması. AB doğalgazının yüzde 30'unu Rusya'dan sağlıyor. Sanki Avrupa'nın incinebilirliğini vurgularcasına Medvedev, fiyat anlaşmazlığı yüzünden Gazprom'un Ukrayna'ya verdiği doğalgazı yüzde 25 kestiği bir dönemde göreve geliyor. Kış ortasında doğalgazı kesme tehdidi kesinlikle Soğuk Savaş fikrine yeni manalar yükleyecektir. Ama Rusların enerjisi harekete geçirmesi zor bir silah.

Bugüne dek, Rusya'nın neredeyse tüm enerji kesintileri kısa süreli oldu, hemen yanı başındaki komşularını hedef aldı ve ticari saiklerle gerçekleştirildi. Enerji kesintilerine AB'nin göbeğinde açıkça siyasi amaçlar için uzun vadeli bir strateji olarak başvurmak, bu taktiğin aşırı ve olasılıkdışı kullanımına denk düşer.

Rusya sahip olduğu enerjiden ancak doğalgaz ve petrolünü satarak faydalanabilir. Gazprom'un tüm büyük boru hatları Batı'ya uzanıyor. Ruslar, Batı Avrupa'yı diz çöktürecek kadar dondurmaya kalkışırsa, tedarikçi olarak itibarlarını ebediyen yitireceklerini biliyor. AB'nin Rusya'ya enerji bağımlılığını azaltma çabasıysa şu ana dek aciz kaldı. Ancak Rusların başlatacağı bir enerji savaşı olası görünürse onlar da bu konuda daha kararlı davranacaktır.
Avrupalı müşterilerle iyi ticari ilişkileri korumakta güçlü çıkarları bulunan sadece Rus devleti değil. Rusya'da siyaset ve iş dünyası arasındaki derin bağ nedeniyle, ülkenin en güçlü insanları için de Batı Avrupa'daki refahın sürekliliği doğrudan bir kişisel çıkar konusu. Sürdürmeleri gereken iş ilişkileri, korumaları gereken yatırımları, Güney Fransa'da evleri ve Britanya'daki okullarda çocukları var.

Rusların 'stratejik' AB varlıklarındaki yatırımları dikkatlice gözlenecektir. Rus yatırımcılar iş dünyasındaki kararları Kremlin'in işine gelir şekilde etkilemeye çalışsa bile, topyekûn zıtlaşma siyasetini tercih etmeleri pek mümkün değil. Avrupa'ya yatırım yapıp, sonra kasten AB'yle çatışmak binilen dalı kesmektir.

Milliyetçilik Kremlin'e yaramaz

Ancak bu Batı Avrupalılar tamamen gevşeyebilir manasına gelmiyor. Tek bir enerji tedarikçisine aşırı bağımlılık hatalı. Ruslar enerjiyi AB'ye karşı asla siyasi silah olarak kullanmasa bile, düşük üretim ve yatırım yüzünden gelecek 20 yılda daha az güvenilir bir tedarikçi konumuna gelebilirler. Alternatif enerji kaynağı arayışı aciliyetini koruyor.

Hiç şüphesiz ortada bir Rusya A.Ş. var. Medvedev'in Gazprom'dan başkanlığa uzanan kariyeri bunun mükemmel bir göstergesi. Bazı devlet görevlilerinin biri resmi görevlerini, diğeri iş dünyasındaki konumlarını gösteren iki kartvizit dağıtma alışkanlığı da öyle. Fakat iş dünyasıyla devlet arasındaki bu sarmaş dolaşlığın, dünya için kötü haber olması şart değil. Kremlin'deki yükselen milliyetçilik gerçek endişe kaynağı. Ancak uluslararası ticari çıkarları olan şahıslar milliyetçiliğe meyletmez. Milliyetçi olmanın faturasının altından kalkamazlar.

Kaynak: Radikal