ABD Başkanı Barack Obama hasta yatağından fırlayıp kalktı, serum tüplerini koparıp attı ve Oval Ofis’te hoplaya zıplaya dans etmeye hazır. Sağlık reformunun Kongre tarafından onaylanması Obama’nın başkanlığını sadece Amerikalılar için değil, dünya için de etkileri olacak şekilde diriltti.
Teddy Roosevelt’ten Bill Clinton’a kadar birçok başkanın kaçındığı bir sosyal reformu gerçekleştirmeyi başaran Obama, hakikaten tarihsel bir başarıdan söz edebilir. İş bitiremeyen zayıf başkan imajını tersine çevirdi, üstelik tam da bu imajın tehlikeli bir biçimde gerçeğe dönüşmesinin eşiğine gelindiği bir dönemde.
Geçen yıl boyunca göreve geldiğinde Obama’nın etrafını saran iyimserlik halesi silindi. Onun yerini yeni ve daha az methedici imajlar aldı: Konuşan, iş yapmayan Obama; dünyanın sert liderleri tarafından itilip kakılan naif başkan; Maassachusetts’te Senato’daki en garanti Demokrat sandalyelerden biri kaybeden, Amerikan sağının nefret figürü Obama.
‘Kararsız başkan’ imajına son
Başkanın sağlık reformunu geçirmek konusundaki güçsüzlüğü, itibarını sadece ABD’de değil, dünyanın her yerinde zede-ledi. Senato prosedürünün kuralları yabancıları ilgilendirmiyordu: Tek gördükleri, çoğunluğa sahip popüler bir başkanın en büyük iç hedefini kotaramasıydı.
Sağlık reformu konusundaki çıkmaz can sıkıcı bir örnek teşkil etti ve bu Obama yönetiminin dünyanın kalanındaki mesailerinde de tekrarlandı. İlk yılında Obama’yı büyük hedefler ilan edip hayata geçiremeyen bir duruma düştü.
Başkan Ortadoğu barış sürecini dirilteceğini açıkladı ve yeni İsrail yerleşimlerinin durdurulmasını talep etti. Fakat ortada barış görüşmesi falan yoktu ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yerleşimler konusunda onu görmezden geldi. Seçildiği gece Obama ‘felakete doğru yol alan gezegen’ meselesini öncelikleri arasında saydı - fakat Kopenhag’daki iklim değişikliği görüşmeleri Çin’in ABD’ye diplomatik üstünlük sağlamasıyla fiyaskoyla bitti.
Obama yönetimi İran’ın nükleer silah geliştirmesine müsamaha göstermeyeceğini söyledi - fakat İran’ın nükleer programı tüm hızıyla sürdü ve Amerikalılar yeni yaptırımlar konusunda dünyanın desteğini alamadı. Afganistan’a gelince, Obama yönetimi aylar boyu açıkça bocaladı ve ardından yeni asker takviyesini ilan etti, fakat başkan bile buna inanır görünmüyordu.
Obama ülke dışında giderek zayıf, kararsız ve etkisiz bir başkan gibi görülmeye başlandı. İşte şimdi bu, sağlık reformu yasasının hemen sonrasında muhtemelen değişecek (en azından bir müddet için). Sonuçta Obama şimdi başkanlığını, ülke içinde olduğu kadar dışında da yeniden başlatma şansına sahip.
Elbette Obama’nın ülke içi siyasi ivmesinin dirilmesiyle dış politikadaki başarı şansı arasında doğrudan bir bağlantı yok. Fakat dolaylı bir bağ olduğu söylenebilir. Kabaca söylersek, sağlık reformu yasasının geçmesi Obama’ya kaybeden değil kazanan bir lider görüntüsü veriyor. Yanı sıra sebatkâr olduğunu ve inatçılığıyla sonuç alabildiğini gösteriyor. Sağlık reformu kaybedilmiş bir savaş gibiydi, fakat uzun bir savaş olduğu ortaya çıktı. Obama’nın Afganistan, Ortadoğu, iklim değişikliği ve Irak gibi büyük uluslararası meselelerdeki başarı şansını silen yabancı liderler, şimdi başkanın ısrarcılığının başarıyı getirme ihtimalini gözden geçirmek zorunda kalacak. Bu da ayak sürüyen liderlerin kulak vermesi ve Obama’yla birlikte çalışması ihtimalini artırıyor.
Ayrıca parmaklarını Obama’ya sallamaya teşne liderlerin de muhtemelen iki kez düşünmesi gerekecek artık. Netanyahu için Washington’a gitmek bakımından iyi bir hafta değil bu - İsrail liderinin Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’nin (AIPAC) yıllık konferansında konuşma yapması öngörülüyor. Sağlık reformu yasası Kongre’de çökmüş olsaydı, ABD muhalefetini Obama yönetiminin Ortadoğu politikalarına karşı bir araya getirme çabasında İsrail başbakanının elini güçlenebilirdi. Fakat şimdi rüzgar başkanın arkasında ve onunla çatışmak daha riskli.
ABD Avrupa’ya yaklaştı
Sağlık reformu başarısı kararsız yorumcuları Obama’nın ilk yılına daha dengeli bakmaya teşvik de edebilir. Neticede yönetim bankacılık endüstrisinde topyekün bir çöküş tehdidini bertaraf etti. ABD ekonomisi şu an yıllık yüzde 6 oranında büyüyor - bu, kıyaslanabilir Batı ekonomilerinin hepsinden daha hızlı bir büyüme.
Amerikalı muhafazakârlar şu konuda haklı: Sağlık reformu ABD’yi Avrupa’nın toplumsal dayanışma fikirlerine biraz olsun yaklaştırdı ve kendi sert bireycilik geleneğinden biraz olsun uzaklaştırdı. Buadımın sosyal ve ekonomik bedelleri ve faydaları tartışılabilir. Fakat ABD için dolaylı bir dış politika imkânı ortaya çıkmış olabilir. Obama ülkesini neredeyse herkese sağlık güvencesi sağlama noktasına taşıyarak, yönetmen Michael Moore’un ABD’ye dair ‘yoksulları acımasızca sömüren büyük şirketler’ vizyonuna darbe vuracak. Bu ABD’nin, dünyanın dört yanında popüler olan karikatür bir versiyonu. Sağlık reformunun ertesinde bu imajı yaymak zorlaşacak. (22 Mart 2010)
Kaynak: Radikal