ABD Başkanı Obama, üç aydır beklenen Afganistan stratejisini salı akşamı ABD'nin West Point, New York'taki Askerî Akademisi'nde açıkladı.
Bölgedeki Amerikan komutan General Stanley McChrystal'in, 2001'den bu tarafa "Taliban" ve El Kaide'ye karşı sürdürülen savaşın kötüye gidiyor olması nedeni ile, 40 bin ilave asker isteği büyük ölçüde karşılanmış oldu. Başkan Obama 30 bin ilave savaşçı asker göndermeyi ve Temmuz 2011'den itibaren de kontrolü Afgan güvenlik kuvvetlerine kademe kademe bırakarak çekilmeye başlayacağını taahhüt etti. Ayrıca diğer NATO üyelerinden de 5 ile 10 bin arasında ilave asker göndermelerini istedi. Mevcut durumda Amerika'nın 70 bin ve diğer NATO müttefiklerinin de 40 bin civarında askeri var Afganistan'da.
11 Eylül'ün hemen arkasından, Taliban rejimini, El Kaide'yi barındırdığı gerekçesi ile devirmek için Afganistan'a giren Amerika, aradan 8 yıl geçmesine rağmen, Taliban'ı bitiremedi. El Kaide ise, yaygın görüşe göre, dağlık Afganistan/Pakistan sınır bölgesine çekildi. Bir yıldır başkan olan Obama, bu ve Irak savaşlarını önceki Başkan Bush'tan devraldı. Bush'un Irak savaşını yanlış bir karar olarak gören Obama, Afganistan savaşını başkan seçilmeden önce de gerekli görüyordu. Bu nedenle, Başkan Bush'un Irak'a yoğunlaşmasına karşılık, Başkan Obama Irak'taki Amerikan askerî varlığını azaltırken, Afganistan'daki asker sayısını 34 binden 70 bin civarına çıkardı, göreve geldikten sonra. Ama, toplam 100 bin civarındaki NATO askerî varlığına rağmen, Afganistan'da güvenlik durumu iyileşmedi ve can kayıpları artmaya başladı.
19. yüzyılda İngiltere'nin, 20. yüzyılda da Sovyetler Birliği'nin girdikleri Afganistan'dan zafer kazanmadan çekilmek zorunda kaldıkları gibi, Amerika'nın da böyle bir akıbete uğrayabileceği konuşulmaya başlandı. Başta, Afgan halkına büyük ümitler veren Amerika, zamanla hayal kırıklığına uğrattı, çeşitli sebeplerle. Amerikan desteği ile başkan seçilen Hamit Karzai etkili bir hükümet kuramadı ve son başkanlık seçimi dolayısı ile de sıkça gündeme geldiği gibi, yolsuzluklarla anılmaya başlandı. Birçok altyapı çalışmaları yapılmasına rağmen, bunların ihaleleri yabancılara gitti ve Afgan halkının cebine para girmedi. Özellikle Bush zamanında asker sayısının azlığı nedeni ile havadan yürütülen savaş birçok sivil kaybına sebep oldu. Uzun zaman geçmesine rağmen ne başkent Kabil dışında kontrol ve güvenlik sağlanabildi ne de ülke genelinde siyasi bir uzlaşma. Afgan halkının ne ekonomik durumu ne de güvenliği somut bir iyileşme gösterdi. Bütün bunlar zamanla Taliban'ın gücünü tekrar artırdı. Karzai'ye muhalif olanların bir kısmı da Taliban'ı desteklemeye başladı. Bundan dolayı, hem Karzai hem de başkanlık seçimlerindeki muhalifi Abdullah Abdullah, Taliban'la uzlaşmak istediklerini duyurdular son seçimlerde.
Afganistan'da bunlar olurken, NATO kayıpları arttıkça, özellikle Avrupa kamuoylarında ve Amerika'da savaşa destek azalmaya başladı. "Bizim Afganistan'da ne işimiz var?" sorusu yeniden gündeme oturdu. Mevcut ekonomik kriz de dış konulardan çok içerideki işsizlik, finansal piyasalardaki bozukluk ve ekonomik durgunluk konularına öncelik vermeye zorladı. İşte böyle bir ortamda, Obama üç ay düşündükten sonra bu karara vardı. Sadece asker artırarak Afganistan probleminin çözülemeyeceğinin de farkında Obama yönetimi. Bundan dolayı, bir taraftan yeniden şaibeli seçimlerle işbaşına gelen Karzai yönetimine, yandaşlarından daha çok teknokratları kabinesine alması, yolsuzluğa karşı mücadele etmesi ve ekonomik iyileşme sağlaması için baskı yapılmakta, diğer taraftan da daha geniş siyasi uzlaşma için destek verilmekte. Ama Taliban'ın en güçlü olduğu doğu ve güney Afganistan bölgelerinde kontrolün sağlanabilmesi ve Taliban'ın gücünün kırılması için de asker artırımı gerekli görüldü.
Bundan sonra Afganistan'da durumun ne yönde gideceği Obama yönetimini de çok etkileyecek. Eğer Obama'nın bu kararına rağmen durum iyileşmezse, Amerika'nın kayıpları artmaya devam ederse, bir yıl sonraki Kongre seçimlerinde Obama'nın partisi Demokrat Parti, üç yıl sonra da başkanlık seçimlerinde Obama, ciddi oy kayıplarına maruz kalabilir. Irak Savaşı'nın Bush yönetimini ve Cumhuriyetçi Parti'yi yıprattığı gibi, Afganistan Savaşı da Obama yönetimini yıpratabilir. Ama eğer planlandığı gibi Afganistan'da güvenlik ve genel iyileşme sağlanabilir, eğitilmiş Afgan güvenlik kuvvetleri (asker ve polis) sayısı artırılabilir ve Amerika 2011 ortasından itibaren ciddi oranlarda askerini çekebilirse, Obama'nın önünde ikinci defa başkan seçilmesine pek engel kalmayacak. O zamana kadar Amerika ekonomik krizden de çıkmış olacak.
DR. FAHRETTİN SÜMER VIRGINIA COMMONWEALTH ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ
Kaynbak: Zaman