Amerikan halkı'nın nihayet diplomasiyi başına kovboy şapkasını geçirip silahlı soyguncu ağzıyla konuşmak şeklinde anlamayan bir başkana sahip olduğu bir zamanda söz konusu olabilecek en olmadık şey Şikago mahkeme salonundaki davadır ve Obama'nın İran'la yakınlaşma çabalarını raydan çıkartacak potansiyele sahiptir.

Obama, Birleşik Devletlerin karşılıklı saygı temelinde İslam Dünyasına karşı yeni bir yaklaşım sergileyeceğini ilan etmesinden yirmi dakika evvel henüz Başkan dâhi değildi. Başkan, İrana açık bir teklif getiriyordu. El Hurra televizyonunda "Fars Medeniyetinin büyük bir medeniyet" olduğunu söylerken de teklif getirmeye devam etmişti.

Böylesi hassas bir zamanda Fars Medeniyetinin en güçlü sembollerinden bazılarını haczedip müsadere etmek herhalde iyi bir fikir değildir. Şayet bir Şikago Temyiz Mahkemesi çıkıp da alt mahkeme kararını temyiz etmezse olacak olan tam da budur.
Bu davanın merkezinde bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğunun hikayesini anlatan çivi yazısıyla yazılmış yaklaşık 12.000 adet kitâbe bulunuyor. 2.500 yıl evvel Fars İmparatorluğundaki günlük hayatı ilk elden bilgilerle izah eden tabletler, Şikago Üniversitesi arkeologlarının gözetiminde bulunuyor. Şikago Üniversitesi Oryantal Çalışmalar Enstitüsü'nden Assiriyoloji Profesörü Matt Stolper gibi arkeologlar, kadim Fars'ın başkenti Taht-e Cemşid'e açılan küçük pencere hükmündeki her bir kitâbenin paha biçilmez bir hazine olduğunu söylüyorlar.

Bu tabletler Fars İmparatorluğundaki günlük yaşamı birinci elden anlattıkları için eşsizdirler; bizim ve İranlıların tarihin bu dilimi hakkında bildiğimiz herşey Roma, Yunan, Arap veya Kitab-ı Mukaddes'ten gelir.

Farslıların ve dünya mirâsının paha biçilmez parçaları, bazı avukatlar nezdinde batan geminin malları hükmünde. Avukatlar, Hamas ve Hizbullah'a maddi destek verdiği için İran hükümetine karşı dava açan terörist saldırı mağdurlarını temsil ediyorlar. Gıyabi hüküm veren Şikago Federal Mahkemesi, İran'ı 412 milyon dolarlık tazminata mahkum etti ki İran, mahkemenin kaza yetkisini kabul etmiyor. Davacılar paranın cüzi bir kısmını toplayabilirken, avukatları Şikago Üniversitesini mahkemeye vererek tarihi eserlerin haczi ve müsaderesini talep ettiler.

İran'ın tarihi eserlerine el koymak tehlikeli bir emsal teşkil edecek ve yabancı mahkemelerin ABD'ye karşılık vermesinin önünü açacaktır. İranlılar da çıkıp U:S:S Vincennes kazasından dolayı, İran-Irak Savaşı sırasında Saddam Hüseyine destek vermesi ve Başbakan Muhammed Musaddık hükümetine karşı 1953 yılında girişilen askeri darbeye veya başka herhangi bir tarihi vakaya çıktığı destekten dolayı Birleşik Devletlerin cezalandırılmasını isteyebilirler.

Bu nevi kısas arayışlarının başarılı bir diplomasinin gerektireceği güven artışı ve verimli görüşmeler için uygun bir reçete olmadığını söylemeye gerek yok. Hem akademik câmia hem de İran kökenli Amerikalılar mesele yüzünden ateş püskürüyor ki şaşırtıcı değildir. National İranian American Council, tarihi eserleri korumaları için İran kökenli Amerikalıları seferber ediyor.

Başkan Obama, ABD ulusal güvenliğine katkısı olduğu takdirde, yetkisini kullanarak yabancı varlıkların haczedilmesini engelleyebilir. Başkan'ın İran'la gerilimi azaltma, Irak ve Afganistan'da İran'la işbirliğine gitme çabalarına ve bu işbirliğinin gerçekleşmemesinin yol açacağı müthiş sonuçların önemine bakınca, başkan Obama bunu kesinlikle yapmalıdır. Siyasi açıdan en kolay karar bu değil fakat hiçkimse 30 yıllık husumetin üstesinden kolayca gelineceğini hiçbir zaman zaten söylememişti.

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın