ABD'deki başkanlık yarışında en canavarca önyargı, cinsiyet veya ırk değil, dinle ilgili. Obama'nın Müslüman olmakla 'suçlanması', Amerika'da birine Müslüman demenin hâlâ hakaret olarak algıladığının göstergesi...

Bu kampanya mevsimindeki en çirkin önyargılar doğrudan doğruya ırkla ilgili değildi. Barack Obama'nın ten rengi, ona işçi sınıfından bazı beyaz seçmenlerin oyunu kaybettirmiş olabilir, fakat siyahlardan ve açık fikirli olduklarını göstermek isteyen beyazlardan bir miktar oy almasını sağladı.
Cinsiyetçilik daha önemli gibi görünüyor. Amerikalılar bir kadına oy vermeye bir siyaha oy vermekten daha az istekli olduklarını hep söyleyegeldi. 1972'de başkanlık için yarışan siyahi aday Shirley Chisholm de, ırkından çok cinsiyeti nedeniyle önyargıya maruz kaldığından yakınmıştı. Fakat bu seçimdeki en canavarca bağnazlık cinsiyetle de ırkla da ilgili değil. Dinle ilgili. Fısıltı kampanyaları, Obama'nın ülkeye İslam hukuku dayatmayı planlayan gizli bir Müslüman olduğunu iddia ediyor. İnanılmaz biçimde, ciddi ciddi İsa karşıtı olmakla bile suçlanıyor.

Başkan olmak herkesin hakkı
Bu teorinin savunucuları, Obama'nın niye İsa karşıtı olduğuna dair teolojik açıklamalar sunuyor ve kanıtları da Hıristiyan olduğunu iddia etmesi -bir İsa düşmanı böyle söyler, değil mi yani? Dedikodular o kadar ayyuka çıktı ki, CNN'den Glenn Beck, muhafazakâr evanjelik Rahip John Hagee'ye Obama'nın İsa karşıtı olmasının ne fark ettireceğini sordu.
Fanatik suçlamalar bunlar, bazı Müslüman ülkelerde Yahudiler hakkında dolaşıma sokulan iğrenç suçlamaların ABD'deki muadili. Bir adaya zarar verme çabasının ötesinde, bütün bir bölgeye yönelik bir iftira. 21. asırda yaşayan birçok bağnaz Amerikalı'nın birine Müslüman demeyi hâlâ hakaret olarak gördüğünün de kanıtı.
19. ve 20. asırdaki başkanlık kampanyalarıyla bugünkü arasında bir paralellik var; o dönemde bir adaya saldırmanın en kolay yolu, kısmen siyah olduğunu veya en azından ırklar arası evlilikten yana olduğunu söylemekti.
Federalistler Thomas Jefferson'ı, 'Virginialı melez bir babayla, yarı Kızılderili bir anneden olmakla' suçlamıştı. Ve 'karışık ırk' kelimesi, 1963 ve 1964'te, Abraham Lincoln'e yönelik suçlamalardan türedi. Lincoln'ün siyahlarla beyazların evlenmesi için gizli planlar yaptığı öne sürülmüştü.
1920 gibi geç bir tarihte bile, seçmenlere Warren Harding'i 'Batılı Kılızderili bir Zenci'nin torunu' olmakla suçlayan çeyrek milyon mektup gönderildi. Mektupta, "Tanrım, Amerika'yı uluslararası utanç ve ülke içi yıkımdan sen koru" deniliyordu. Bu tarihe dönüp bakınca, bir adayın da çıkıp "Hayır, siyah atalarım yok" demekle yetinmeyip, "Öyleyse de ne olmuş?" diye karşılık vermiş olmasını diliyorsunuz.
Bugün de sayısız insan Obama'nın Müslüman olduğuna dair kirli dedikodular yayarken, en uygun karşılık reddetmek ve şunu söylemek: Öyle olsa bile ne olmuş?
Fakat bu yanıtın siyaseten gerçekçi olduğunu söyleyebilmek zor. Gallup'un 2007'de yaptığı ankette halkın yüzde 94'ü siyahi adaya, yüzde 88'i de kadın bir adaya oy vereceğini söyledi. Los Angeles Times'ın 2006'da yaptığı ankete göreyse, sadece yüzde 34'ü Müslüman bir adaya oy verebilirdi.
Bir önyargı, din veya uzun saç gibi bir tercihe yöneltilse bile yine de önyargıdır. Doğum kontrolünü yasaklayacak bir Katolik adaya karşı çıkarken, Katoliklerin başkan olmaya her hakkı olduğuna inanmak mümkün; Müslümanların başkan olmak için her hakkı olduğuna ve bunun illa ki tüm kadınları burkalarla kapatmayı savunan belli bir Müslüman adayı bağrına basmak anlamına gelmediğine inanmak da mümkün.
Obama övgüye değer bir biçimde, İslam'dan saygıyla söz ediyor (bana ezan sesinin, 'günbatımında dünyanın en güzel seslerinden biri olduğunu' söylemişti). Daha ileri giderse ('Müslüman olsam bile ne çıkar?' derse sözgelimi) birçok Amerikalı bunu Obama'nın, Kaide'ye bağlı ve 11 Eylül'de parmağı bulunan Sünni terörist bir ajan olduğunun teyidi gibi görecektir: Beyaz Saray'a kaçırılan bir uçakla ulaşamıyorsan, Oval Ofisi oy sandığını kullanarak bas.
Hillary Clinton ve John McCain buna el atıp Obama hakkındaki korku tellallığını ırkçı nefret örneği olarak kınamalı. 'Barack Hüseyin Obama' biçimindeki imalı göndermeler ve medreseye gittiğine dair yalanlar, ırkçı hakaretin dinsel muadili ve Clinton'la McCain bunu sertçe kınamalı. Bu onların liderlik gösterme fırsatı. Clinton'a geçen hafta Obama'nın Müslüman olup olmadığını sordular. Kesin bir şekilde reddetti, ama maalesef ardından 'bildiğim kadarıyla' diye ekledi. McCain övgüye değer bir tavırla sürekli 'Barack Hüseyin Obama' diyen bir radyo programcısını haşladı ve sonradan Obama'ya 'Mançuryalı aday' dedi.

Martin Luther hoşgörü örneği değildi, ama o bile 'Akıllı bir Türk tarafından yönetilmeyi aptal bir Hıristiyan tarafından yönetilmeye yeğlerim' gibi bir tavır takınmıştı. Bu seçimde, en azından 16. asır Almanları kadar açık fikirli olmayı arzulasak diyorum.

Kaynak: Radikal