ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Ankara ziyareti, Obama yönetiminin Türkiye'ye bakışının, Bush yönetiminden çok farklı olduğunu ortaya koydu. Clinton'ın ziyaretinin, iki ülkenin beklentileri açısından çok olumlu geçtiğini ve yeni bir döneme işaret ettiğini söyleyebiliriz.
Yeni yönetimin Türkiye'ye bakışındaki farkları şöyle özetleyebiliriz:

"Laik ve demokratik Türkiye"
1- Hillary Clinton, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'la yaptığı basın toplantısında, "Laik ve demokratik Türkiye" vurgusu yaptı. Bush yönetimi döneminde ise Türkiye'nin laik niteliğine çok vurgu yapılmazdı. Aksine, Büyük Ortadoğu Projesi bakışıyla, Türkiye'ye "Ilımlı İslam Modeli" yakıştırılmıştı.

AB ülkesi
2- Clinton'ın sözleri ve ortak bildiride, ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğini "kuvvetle" desteklediği vurgusu vardı. Bu, Bush yönetiminin Türkiye'yi Avrupa ülkesi olmaktan çok İslam-demokrasi karışımı bir Ortadoğu ülkesi olarak görme eğiliminin geride kaldığının göstergesiydi. Obama yönetiminin Türkiye'yi, yüzü batıya dönük, AB'ye üye olmuş, AB değerlerini yaşama geçirmiş, batılı bir ülke olarak görmek istediğinin habercisiydi.

KKTC'ye tecritin kaldırılması
3- Clinton, KKTC'ye uygulanan tecritin kaldırılması gerektiğini ifade etti. Bu istek, ortak bildiride Kıbrıs Türklerine uygulanan tecritin kaldırılması biçiminde yer aldı. Bush yönetimi, bu yönde adım atmaya hiç istekli değildi. Obama yönetiminin, bu isteği açık biçimde dile getirmesi hem Kıbrıs sorununun çözümünde hem de Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesinde önemli bir anahtar rolü oynayacak önemde görülmeli.

Afganistan'ın önemi
4- Clinton'ın sözleri de ortak bildiri de Obama yönetiminin, Irak'tan çok Afganistan konusuna önem verdiğini gösterdi. Türkiye'nin Afganistan'a yaptığı katkıyı çok sık dile getiren Clinton, bu desteğin sürdürülmesi konusunda görüş birliğine varıldığını vurguladı. Bush yönetiminin Irak önceliğine karşın, Obama yönetiminin Afganistan'a ağırlık vereceği anlaşıldı.

Ermenistan sorunu
5- Ortak bildiride, Türkiye-Ernenistan ilişkilerinin normalleşmesi çabalarına ABD'nin destek vereceği vurgulandı. Ankara, zaten Ermenistan'la iyileşen ilişkilerin esas alınmasını, Ermeni lobisinin her yıl getirdiği Ermeni soykırımı iddiasının ciddiye alınmamasını vurguluyordu. Ortak bildirideki ifadeler, Obama yönetiminin Türkiye'nin bu yaklaşımına yakın durduğunu gösterdi.

Petrolde güney koridoru
6- Türkiye açısından önem taşıyan bir başka vurgu da Hazar Havzası ve Irak petrol ve doğalgazının Avrupa ve dünya pazarına "güney koridoru" üzerinden ulaştırılması vurgusuydu. Bu da Türkiye'nin alternatif hatlar geliştirme çabalarına karşı, güney koridorundaki ısrarının destekleneceğine işaretti.

Irak'ta görüş birliği
7- Yine Clinton'ın ifadeleri ve ortak bildirideki vurgular, Irak konusunda iki ülkenin görüş birliği içinde olduğunu ortaya koydu. Toprak bütünlüğü ve siyasal birliği sağlanmış demokratik, çoğulcu, birleşik, Federal Irak formülü, Türkiye'nin kaygılarını gidermek açısından önemli bir tanımlamaydı.

PKK ile mücadele
8-  Clinton, PKK için "ortak düşman" ifadesini kullandı. Bu ifade, ortak bildiride de yer aldı. PKK'yla mücadelede ABD'nin sağladığı istihbarat işbirliğinin süreceği, güçlü bir şekilde vurgulandı.

Filistin-İsrail sorunu
9- Yapılan ortak açıklama, ABD ile Türkiye'nin Filistin-İsrail sorunun çözümünde aynı çizgide durduklarını gösterdi. Türkiye'nin, İsrail-Suriye arasında arabuluculuğa devam edebileceği mesajı çıktı.

Obama'nın ziyareti
10- Hillary Clinton, ABD Başkanı Barack Obama'nın önümüzdeki ay Türkiye'yi ziyaret edeceğini, bu kararın önceki gün alındığını açıkladı. Türkiye'nin, Obama'nın ziyaret edeceği ilk ülkeler arasında yer alması önemli. Obama'nın, İslam dünyasına bir Müslüman bir ülkeyi ziyareti sırasında önemli mesajlar vereceği ama bunun hangi ülke olacağının bilinmediği belirtiliyordu. Bu ülkenin Türkiye olması beklentisi arttı. Obama'nın, İslam dünyasına laik ve demokratik Türkiye'den mesaj göndermesi dahi bir "mesaj" olarak yorumlanabilir.

Milliyet