Geçenlerde yazdığımız “Müdahale Etmeli mi, Etmemeli mi” başlıklı yazıda (25 Şubat 2012) Suriye krizi ile ilgili şu çelişkiye işaret etmiştik: Kimileri Suriye’deki trajik olaylara uluslararası camianın seyirci kalmasından şikâyet ediyor, bu duruma hızla son verilmesi için müdahale edilmesini istiyor. Kimileri ise, tam aksine, dışarıdan hiçbir müdahalenin olmaması, bu işi Suriyelilerin kendi aralarında halletmeleri gerektiğini savunuyor...
Son gelişmeler bu çelişkili durumun hâlâ devam etmekte olduğunu gösteriyor.
Bu aşamada, ne “dış güçler”in müdahale edeceğine, ne de Esad rejimi ile muhaliflerin kendi aralarında anlaşacaklarına dair bir işaret var...
BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Şam’daki temaslarından bir sonuç alamaması deneyimli diplomatın misyonunu sürdürme azmine rağmen- bu işin Suriyeliler arasında sırf kendi iradeleri ile halledilebileceği umudunu pek vermiyor.
Buna karşılık dış güçlerin ve özellikle Batı’nın -Libya’da olduğu gibi- askeri bir müdahalede bulunacağına dair bir sinyal de yok...

Zaten istekli değiller...
Başbakan Erdoğan dahil, Türk liderler zaman zaman uluslararası toplumun Suriye’de olup bitenler karşısında (petrol zengini Libya’dan farklı olarak) seyirci kalmasını eleştirmişlerdir. Son olarak Cumhurbaşkanı Gül ise, Türkiye’nin bu konudaki tutumuna değişik bir boyut getirmiştir. Ona göre yabancı güçler kesinlikle bu meseleye müdahale etmemeli. Zira böyle bir müdahale, sorunu daha karmaşık hale getirecektir...
Hemen şunu belirtelim ki, dışarıdan müdahale ifadesinden kastedilen şey, askeri bir harekâttır (Libya olayında olduğu gibi). Nasıl olsa siyasi alanda dış müdahaleler hep oluyor. Batılılar da, Ruslar da, İranlılar da -ve tabii Türkiye de- kendi nüfuzlarını kullanıyorlar, olayları kendi çıkarları ve pozisyonları doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyorlar.
Askeri alanda şu sırada Batı’da bir müdahale hevesi ve niyeti yok. Dünkü “New York Times” gazetesindeki bir yazıda, Obama yönetiminin ve özellikle Pentagon’un Suriye’ye karşı bir askeri müdahale konusunda neden isteksiz olduğunun nedenleri sayılıyor: Suriye’nin güçlü bir ordusu ve hava savunma sistemi var... Suriye’ye karşı askeri operasyon pahalıya mal olabilir... Ayrıca askeri tesisler kalabalık merkezlere yakın olduğu için bir hava operasyonu çok sayıda sivilin ölümüne yol açabilir... Böyle bir müdahale ABD’yi Rusya ve İran’la karşı karşıya getirebilir... Kaldı ki Obama bu seçim yılında böyle bir riske girişmeye taraftar değil...
ABD gibi, zaten kendi ekonomik sorunlarıyla boğuşmakta olan Avrupa ülkeleri de bir “Suriye cephesi” açmayı düşünüyor.
Dolayısıyla adresi Batı olan “dış müdahale” aleyhindeki uyarı şu sırada fazla bir mana taşımıyor. Tabii bu Türkiye’nin de desteklediği Suriyeli muhaliflerin ve “Hür Suriye Ordusu” komutanlarının istek ve beklentilerine aykırı olan bir durum...

Kendileri halletseler...
Cumhurbaşkanı Gül, yabancı ülkelerin müdahalesine karşı çıktığı demecinde, bu meselenin bölgesel ülkelerin katkısıyla çözümlenmesi gerektiğini belirtti.
Aslında bölgesel ülkelerin müdahalelerine yeşil ışık yakmanın da riskleri var. Çünkü -Suudi Arabistan’dan İran’a kadar- bölgesel ülkelerin Suriye ile ilgili çıkarları ve tutumları çoğu zaman çelişiyor.
Arap Birliği içinde dahi bu konuda tam bir görüş birliği olmadığı da açık...
Kısacası, Suriye krizi keşke hiçbir yabancı müdahale olmadan halledilebilse... Kimse bu trajik durumun sona ermesi için dış destek istemese... Bu işi Suriyeliler kendi aralarında uzlaşarak halledebilse...
Ama öyle olamıyor. Müdahale de olmuyor... Kriz böyle sürüp gittikçe de, ne oluyorsa masum halka oluyor...

Kaynak: Milliyet