Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt bölgesel yönetimi başkanı Mesud Barzani Ankara'da yanı başındayken Iraklı mevkidaşını 'Sünniler, Şiiler ve Kürtler arasında etnik ve mezhebi gerginlikler çıkarmaya' çalışmakla suçlaması, Ankara ile Bağdat ilişkilerinin kötüleşmeye başladığı anlamına geliyor.

Hatta bu dil sadece birbiriyle savaşan iki ülke arasında kullanılır. Nuri el Maliki, 'Türkiye, başbakanının ülkesinin çıkarlarına zarar verecek ve kendisini herkes açısından düşman devlet haline getirecek politikaları sebebiyle bölgede düşman bir devlete dönüşüyor' diyerek ateş açmakta bir beis görmedi.

Karşılıklı bombardıman müzakere şartlarını iyileştirmeye değil, kullanılan kavramların devrenin sonuna kadar gitme yönündeki ortak eğilime işaret ediyor. Özellikle de her iki ülkenin kendi hesapları, tercihleri ve olgunlaşmaya başlayan veya daha fazla manevra yapmaya izin vermeyecek şekilde olgunlaşan ittifakları varken. Suriye krizi motor görevi görüyor, adres ve gösterge oluşturuyor. Erdoğan gün geçtikçe daha bir öfkeli, gergin ve kafası karışık bir görüntü çiziyor. Biraz insaflı olmak gerekirse Erdoğan siyasi hesapları, taktikleri ve çıkar dilini harekete geçirmesinden çok duygusal ve kendi psikolojik kanaatleriyle uyumlu hareket ediyor. Yaralama, tahrik, gerçeğin tekele alınması, büyüklük kavramlarının kullanılması ve Osmanlı geçmişine özlem bir yana Erdoğan'ın tutumlarını ve özellikle de konuşmalarını, açıklamalarını ve kaymalarını takip eden biri askeri çatışma konusunda acele ettiğini ancak kendisini bu çatışmanın tehlikelerine ve maliyetlerine dikkat çeken yardımcıları ve danışmanlarının olması sebebiyle çatışmadan çekindiğini görür.

Yalnız bütün bunlara ve hareketini organize eden tereddüde rağmen Erdoğan, tehditleri daha ileriye götüremiyor ve geri adım atıyor. Bu durum Türk diplomasisinin ortaya koyduğu coşku ve hareketliliğe, Suriye Ulusal Konseyi'ne kucak açmasına ve Suriye dostlarının ikincisine ev sahipliği yapmasına rağmen Suriye muhalefetini şaşırttı ve defalarca 'Türkiye nerede?' sorusunu sordurdu.

Ancak Türkiye'nin Irak politikası Erdoğan'dan Maliki'ye yönelik bu sürpriz medya 'saldırısının' geçici yani bölgede yaşananlarla sağlam ilişkisi olup olmadığını öğrenmek için biraz geriye gitmeyi gerektirecek şekilde belirsizlikle kaplı ve yeni gözüküyor. Özellikle de İran-Türkiye ilişkilerinin kötüleşmesini veya en azından gerginleşmesini gizlemenin faydasız olduğunun anlaşılması sonrası. Şöyle ki Erdoğan'ın son Tahran ziyareti somut sonuçlar getirmedi. Hatta ziyaretin Tahran'ın 5+1 görüşmelerinin İstanbul'da yapılmasına karşı çıkmasında ve alternatif olarak Bağdat'ı önermesinde ortaya çıkan soğukluğa doğru gittiği herkesçe görüldü. Ancak çözüm İran'ın inadını sürdürmesini engellemedi. İran nükleer dosyası etrafındaki İstanbul turu 23 Mayıs'ta Bağdat'ta tamamlanmak üzere son buldu. Tahran, Ankara'yı cezalandırmak istedi.

O halde bu, iki ülke arasında bir nüfuz oyunu. Ekseni ise Suriye krizi. Irak kartının bu krizin kıyısında veya kenarında işleve konulması mümkün. Irak siyasi oluşumları ve blokları arasındaki anlaşmazlıklar ve siyasi çalışmanın çöküşü, en güçlü iki bölgesel devlete Irak'ta ve kuşkusuz bölgede zıtlaşmalar üzerine oynama noktasında bir nüfuz sahibi olma imkânı veriyor. Zira Maliki Tahran'ı ziyaret ederken Mesud Barzani Ankara'daydı. Birçok başkentin kullanmaya çalıştığı Sünni kart haline gelen Tarık el Haşimi dosyasını bir kenara bırakın, Maliki'nin Kürt ittifakıyla ve özellikle de Irak Kürt bölgesinin en güçlü ismi Mesud Barzani'yle ilişkisi gergin olduğu için Maliki liderliğindeki Hukuk Devleti İttifakı ile Kürdistan ittifakı arasında stratejik koalisyon, Barzani'nin eksenler oyununa girmesi, 'Sünni' Ankara ve çoğunluğu Sünni El Irakiye blokunu (İyad Allavi, Tarık el Haşimi ve Usame en Necifi'yi) seçmesi sonrası yıkılmaya aday. Bunun yanı sıra Barzani, Tahran ile Maliki'nin Bağdat'ını, Es Sadr'ı ve El Celebi yanı sıra Şam ve Hizbullah'ı bir araya getiren Şii paktıyla mücadelede aynı Sünni söylemi taşıyan bölgesel Arap başkentleriyle güçlü ilişkiler kurdu.

*Ürdün gazetesi Er Rey, 23 Nisan 2012

Kaynak: Zaman