Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık El Haşimi, Irak parlamentosunun Amerikan müdahalesine yol açan uzun tartışmalar sonrası kabul ettiği yeni seçim yasasını veto etme tehdidinde bulunmuştu. Ardından ABD Başkanı Barack Obama, yeni seçim kanununun kabul edilmezse Amerikan güçlerinin Irak'tan çekilmesinin ertelenmesi gerektiği yönünde bir açıklama yaptı.

Kuzey Irak Kürt Yönetimi de çok geçmeden Kürtlerin üç talebine olumlu karşılık verilmezse seçimleri boykot edeceğini ilan ederek hatta dahil oldu. Talepler şöyleydi: Musul vilayetinin nüfus oranlarının 'düzeltilmesi', Kürt parlamentosunun sandalye oranlarının düzenlenmesi ve azınlıklara ayrılan koltukların sayısının artırılması.

Peki Kürtler gerçekten de boykot karesine geçecek mi? Arap siyasi oluşumlarının ve bloklarının bu taleplere nasıl karşılık vereceğini bilmek için erken. Zira Arap oluşumları ve blokları da görülmemiş bir parçalanmışlık, ayrılık ve güvensizlik yaşıyor. Hatta bu oluşumlar son olarak, tuhaf ve dikkat çekici biçimde kurulan yeni koalisyonlara girdi. Bunun yanı sıra, Irak Başbakanı ve yeni kurulan Hukuk Devleti koalisyonun başkanı Nuri el Maliki'nin yaşadığı kafa karışıklığı ve gerginlik hali de sürüyor. Maliki'nin önceki koalisyonu zayıflamış ve seçimden en çok oyu alma şansı daha da azalmıştı. Fakat Maliki yerel seçim sonrası güven tazeledi ve gemisinin yelkenleri biraz rüzgar aldı. Bu durum Irak başbakanının davranışlarına ve açıklamalarına da yansıdı. Kendisi, önceki rejimin deneyimini yeni bir şekille kopyalıyormuş gibi bir görüntü verdi.

Ardından bazı bakanlıkları hedef alan kanlı Bağdat patlamaları yaşanır yaşanmaz, Maliki'nin övgüler düzdüğü güvenlikle ilgili soru işaretleri yaşanırken, Bağdat'ın semtlerini birbirinden ayıran beton duvarların kaldırılmasına başlanılması gibi öneriler ortadan kalktı.

Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Başkanlı Divanı Başkanı Fuad Hüseyin, yeni seçim kanununu Kürdistan bölgesini ve Irak'taki demokratik kazanımları hedef alan, büyük bir saptırma operasyonu olarak niteledi. Kavramlar titizlikle seçiliyor; sonradan özür dilenmesini veya geri adım atılmasını gerektirecek bir dil sürçmesi söz konusu değil. Zira Kürtlere göre bu durum Kürt halkına yapılan zulmü ortadan kaldıracak düzenlemeler için son fırsat. Hatta bölgesel yönetimin başkanı Mesut Barzani gerginliği kasıtlı olarak tırmandırıp, bu seçim yasasının Irak parlamentosundaki Kürdistan milletvekillerinin sayısını azaltmayı ve dolayısıyla Kürdistan halkının
kazanımlarını ortadan kaldırmayı amaçladığını söyledi.

Boykot tehdidi gerçeğe dönüşmeyecek
Acaba Kürtler boykot karesine mi varacak, yoksa seçimler mi ertelenecek? Yanıt Kürtlerin kuracağı koalisyonlar denklemine bağlı. Gerçi koalisyon haritası bozuldu ve dünün düşmanları bugünün dostları. Hal böyleyken Amerikan güçleri iç çekişme halkasından uzakta kaldı ve ABD yönetiminin Irak dosyasına ilgisi geriledi. Irak artık Afganistan'da gibi acil müdahale gerektirecek türden sıcak bir odak gibi değil.

Bence Kürtler boykot macerasına girmeyecek; daha fazla inatlaşıp tehditlerin dozunu yükseltecekler, ancak nihayetinde Araplara Kürt taleplerini reddetme hedefine ulaşma fırsatı vermek istemiyorlar. Kürtler bölgenin havasında değişim yaşandığını veya dramatik el sıkışmaların gerçekleştiğini bilseler, boykot gibi tehlikeli bir seçeneğin bedelini ödemekte tereddüt etmezler. (Ürdün gazetesi Rey, 18 Kasım 2009)

Kaynak: Radikal