Devlet Bahçeli 2002 yılında içinde yer aldığı koalisyon hükümetinde de aynı tutumu sergilemişti. Seçim tarihine henüz 1 buçuk yıl varken kendiliğinden erken seçim talebinde bulunmuştu. O günkü hükümet DSP-ANAP-MHP üçlüsünün koalisyonu idi. Anlaşılıyordu ki Bahçeli hem içinde yer aldığı hükümeti hem seçime katılacak diğer siyasal partileri emrivakiye getirmek istiyordu. Bir kere erken seçim talebi şimdi olduğu gibi kimsenin geri çeviremeyeceği bir pozisyonda dile getirilirse, buna kimsenin hayır deme şansı yoktur.
Nitekim o tarihte de ne koalisyon ortakları ne öteki partiler bu emrivaki karşısında hayır deme imkânını kullanamadılar. Ancak hükümetin o gün içinde bulunduğu koşullar ile bugünkü hükümetin durumu tümüyle birbirinden farklı... O gün sıfırı tüketmiş bir koalisyon hükümeti işbaşındaydı. Enflasyonun %80’ler mertebesinde seyrettiği, herhangi bir yatırım imkânının bulunmadığı, koalisyon ortaklarının hiçbirinin elinde ve ufkunda ülkenin geleceği ile ilgili herhangi bir nesnel projenin bulunmadığı bir süreçten geçiliyordu. 28 Şubat darbesi tüm sosyal dengeleri tarumar etmişti. Hükümet üyeleri yorgun, halk bıkkın vaziyetteydi. Kısacası hükümet sorumluluktan kaçıyordu. Önünde 1 buçuk yıllık hükümet etme fırsatı bulunurken bu fırsatı bile kullanmaya dermanı kalmamıştı.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ