Lübnan'da yaşanan son olaylarda Hizbullah, İsrail ve ABD'nin planlarını destekleyen piyonlara teslim olmayacağını açıkça gösterdi

Lübnan'ın son iki gün içinde yaşadığı hızlı gelişmeler denklemlerde gerginliklere, mücadelelere ve değişimlere yol açtı. Söz konusu durum, Batı destekli 14 Mart Güçleri'nden oluşan çoğunluk hükümetinin aldığı tahrik edici kararın etkisiyle meydana geldi. Ancak açıkça görüldü ki, ABD ve İsrail destekli seçenekler, direnişi bu ülkedeki yabancı müdahaleyi engellemek için nihai bir tercih olarak deneyen Lübnan'da başarı şansını kaybediyor.
ABD ve İsrail'in, Temmuz 2006'da yıkıcı bir savaşı tutuşturarak Lübnan direnişini vurmayı amaçlaması üzerine aldığı yenilginin ardından, ülkede iç fitneyi körüklemeye bel bağlandı, Amerikan planını destekleyen grup iç çekişmeleri alevlendirdi ve bu durum iç savaşın geri getirilmesi yönünde desteklendi. Fakat, halkçı bilinç ve direniş hattının desteklenmesi söz konusu komplonun amaçlarını gerçekleştirmesini engelledi. Direnişin komutanı Hasan Nasrallah, direnişin kazanımlarına saldıran ve Siyonist düşmana hizmet etmek için mezhep temelli çekişmeleri körüklemeye bel bağlayan ellerin kesilmesi amacıyla yeni bir dönemin başladığını ilan ederken gayet net konuştu.

1982'deki başarı unutuldu
Beyrut, başkalarının uşaklarının avı olmayacağını bir kez daha kanıtladı.
Lübnan ayrıca, milletlerin, topraklarını işgalin kirinden kurtarmak için sahip oldukları her şeyle savunan mücahitlerini asla bırakmayacağını ve toprağı düşmanlardan kanlarıyla kurtaranların piyonlara öylece teslim olmayacağını ispatladı.
İşin ilginç tarafı, ümmetin akıbetini Siyonist düşmana teslim edenler ve Tel Aviv'deki yetkililer nezdinde birer hizmetçi haline gelenler, Hizbullah sanki İsrail işgalinden İran topraklarını kurtarmış gibi bugün Lübnan'daki İran rolünden dem vuruyorlar.
İsrail Lübnan'ın başkentini 1982'de işgal edip helal saydığı zaman bu Arap teslimiyetçiler neredeydiler? Güneydeki ve Batı Beka'daki Lübnan halkı, Hizbullah ve Lübnan direnişi mensubu mücahitler tarafından hiç kimsenin desteği olmaksızın işgalden kurtulana dek, bu istekli Arap yöneticilerinin gözü önünde 18 yıldır işgalin etkisi altında yaşarken bu teslimiyetçiler neredeydi?

Batı'nın vaatlerine inanan yok
Teslimiyetçiler, düşmana karşı zafer kazananlara kucak açmak ve şeref madalyaları takmak yerine, düşmanın yenilgiye uğramasından dolayı duydukları rahatsızlığı ortaya koyuyorlar ve kendi düşmanlarından intikam almak için düşmanla eşgüdümlü hareket etmeye başladılar!
Arap teslimiyetçilerinden daha fazla Arap, ABD'ye bel bağlayanlardan da daha fazla Lübnanlı olan, Arap ve Müslüman halklar arasındaki saygın konumunu koruyacak olan Hizbullah, Batı'nın vaatlerinin aldatamadığı ve İsrail'in tehditlerinin korkutmadığı Lübnan halkına dayanıyor. Emperyalizme boyun eğme dönemi artık geri dönüşü olmaksızın geride kaldı.

Kaynak: Radikal