Seçimler Libya'nın Albay Kaddafi diktatörlüğü gölgesinde yaşadığı kırk yıldan sonra gerçekleşiyor. Libya halkının yeni siyasi sürece barışçıl şekilde geçişine imkân verecek demokratik bir hayatın içinde yaşamaması, bu seçimlerin zorluğunu artırıyor.

Birçok Arap ve Batılı yorumcu Libya'nın son dönemde ülkenin doğusu ve güneyindeki ayrılık çağrıları sebebiyle öfke dalgasının büyümesi ve birçok grubun silahlarını bırakmayı reddetmesiyle, yaşanan kabile ve etnik şiddet olaylarına yönelik endişesini dile getirdi. Cinayetler, kaçırma ve seçimleri tahrip etme girişimleri yanı sıra seçim merkezlerine ve memurlarına yönelik saldırılar çoğaldı. 2.501'den fazla bağımsız aday ve bütün eğilimlerden siyasi parti listelerinden 1.206 aday açık seçim programı olmaksızın seçimlere katıldı. Kadınların ise aday olma bağlamında belirgin bir rolü vardı. 629 kadın aday dilekçesini sundu. Bu kadınların çoğunluğu ise siyasi parti listelerinden girerken bağımsız kadın adaylarının oranı yüzde 3,4'ü geçmedi.

Bu seçim yarışına 142 parti arasında belli başlı üç siyasi teşkilat katılıyor. Bunlar 3 Mart'ta kurulan Müslüman Kardeşler cemaatinden doğan, başkanlığını Kaddafi döneminde eski siyasi mahkûm Muhammed Savan'ın yaptığı Adalet ve İnşa Partisi. 'Savaşçı Libya İslami Cemaati'nin eski emiri Abdulhakim Belhac'ın kurduğu İslamcı siyasi parti olan Vatan Partisi. Belhac Trablus Askeri Konsey'in başkanıydı. Üçüncü parti ise Libya Geçici Konsey'in eski başbakanı Mahmud Cibril'in oluşturduğu Liberal Ulusal Güçler İttifakı.

Seçimlerden önce kurucu meclisin sandalyelerinin coğrafik dağılımı konusunda büyük bir tartışma yaşandı. Özellikle de Libya'nın doğusundaki federasyon yanlıları, hükümetin doğu bölgesini ihmal etmesi, ülkenin doğal kaynaklarının beşte dördünü içeren bölgede mali ödenekleri artırmaya hazır olmaması sebebiyle maruz kaldıkları tarihi haksızlıkları göz önüne alarak daha fazla milletvekili verilmesi çağrısı yaptılar.

Aynı bağlamda doğu bölgesindeki federasyon yanlıları Libya hükümetini Batı bölgesindeki silahlı grupların iki ana gücü olan Zintan ve Mısrata tugaylarıyla milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzalamasını kınadılar. Ülkenin diğer bölgelerindeki Libyalılar da kendisini geçici yasama erki olarak atayan UGK'ya güvenmiyorlar ve şeffaf olmamakla suçluyorlar. UGK Başkanı Mustafa Abdulcelil bu bölgeden olmasına rağmen Brega'ya -doğu bölgesini ifade etmek için kullanılan yerel tabir- ihaneti sebebiyle şiddetle eleştiriliyor. Özetle bugün Kaddafi rejimi gölgesinde hissettikleri gibi kendilerini haksızlığa uğramış olarak hissediyorlar.

Bu karmaşık durum gölgesinde UGK nüfus oranına göre sandalye dağılımı yaptı. Batıya 100, doğuya 60 ve güneye 40 sandalye belirlendi. 2,8 milyon seçmen adaylarını seçmeye çağrıldı. Libya'nın 1964'ten beri ilk defa yaşadığı seçimlerde katılım oranı ilk sonuçlara göre yüzde 60'a vardı. Tahminler Arap Baharı ülkeleri Tunus ve Mısır'da yaşandığı gibi seçimlerde İslamcıların galip geleceğine işaret ediyordu. Trablus ve Bingazi'deki seçim gözlemcileri liberallerin ezici başarısından bahsetti. Bu sonuçlar kesinleşirse Libya, İslamcı partilerin iktidarı kazandığı Tunus ve Mısır komşularından farklı olacak, gelecek çekişme kurucu meclisi belirleyecek anayasa etrafında olacak, meclis otuz gün zarfında başbakanı atayacak, anayasa komisyonunu kurup 120 gün içinde taslağını sunacak ve referandum yapılacak.

Batılı gözlemcilere göre meclisin temel seçimi anayasa konusunda olacak. Tartışma Libya ufkunda beliren İslam'ın siyasi hayattaki rolü ve özerklik gibi büyük sorunları ele alacak. Burada yeni anayasa İslam şeriatının uygulanmasını ve merkezi hükümetin yetkilerini tanımlayacak. UGK seçimlerden birkaç gün önce 200 üyesi seçilecek kurucu meclise Libya'da İslam'ın temel yasama kaynağı olması tavsiyesinde bulunmuş ve bu konunun referanduma götürülmeyeceğini belirtmişti. Seçimleri kazanacak siyasi güç bir yana liberal ve İslamcı siyasi güçlerden vatandaşlık temeline dayanan modern sivil devleti inşa etmek için modern toplum projesini hayata geçirmeleri istenmektedir. Yeni yönetim yerel kimlikleri aşan toparlayıcı Libya ulusal kimliğini ilan etmelidir. Zira kabile kimliği çağın ruhuyla ve ulusal kimliğiyle çelişmektedir.

Katar gazetesi Eş Şark 10 Temmuz 2012 www.al-sharq.com

Kaynak: Zaman