Başbakan Erdoğan, Oxford'da öğrencilerin değişik konulardaki sorularını cevaplıyor. Arka sıralardan, mikrofonu eline alan Lale Can, 'Ben bir subay kızıyım, sizi burada görmekten mutluluk ve gurur duyuyorum.' diye başladı sorusuna. Gözler bir anda ona döndü, herkes dikkat kesildi. İlköğretimi Siirt'te okumuş, 7 yaşında subay amcasını PKK terörüne şehit vermiş. 'Bu acı olayı hayatım boyunca hiç unutamadım.' dedi.

Lale'nin sözleri salonda duygusal bir ortam oluşturdu. Subay kızı olduğu için terör olaylarıyla iç içe yaşadığını hatırlattıktan sonra şu can alıcı soruyu sordu: 'Neden Amerika kendi canı yandığında harekete geçip tüm ülkeleri organize ederken, PKK terörüne karşı kılını kıpırdatmıyor? Neden ABD'nin gözünde Türkiye'deki terör sayılmıyor, bizim farkımız ne?' Salonda büyük alkış koptu. Lale'yi hararetle alkışlayanlar arasında Başbakan'ın eşi Emine Hanım ve kızı Sümeyye de vardı. Bu tablo, İngiltere gezisinin unutulmazları arasına girdi.

Sadece Lale'nin değil, sözlere yansıyan sıcak ifadelere rağmen başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin PKK terör örgütüne karşı sert tavır almaması Türk insanının kafasında soru işareti.

Artık Türkiye'nin tek gündemi var; bölücü terör örgütüne verilecek cevap... Kuzey Irak'a askerî operasyon en ciddi seçenek. Başbakan Erdoğan, uluslararası alanda muhtemel harekâtın iklimini oluşturmaya çalışıyor. Yine Dışişleri Bakanı Ali Babacan, son bir hafta boyunca Ortadoğu'yu turladı, birçok ülke başkentinde kritik görüşmeler yaptı. Hâlâ da sürüyor. Dün Bağdat'taydı. Hükümet Batı-Doğu ayrımı yapmaksızın dört koldan muhtemel operasyonun zeminini oluşturmaya çalışıyor. Babacan'ın sözleri, Arap başkentlerinden gerekli desteğin alındığını gösteriyor.

Erdoğan'ın kısa İngiltere gezisini de bu kapsamda değerlendirmek lazım. Bir ara son olaylar üzerine seyahati erteleme konusu gündeme geldi; ancak Türkiye'nin terör konusundaki düşüncelerini Batı kamuoyuna duyurması için fırsat olduğu düşünüldü. Yola çıkarken Esenboğa'da PKK terörünü AB Komisyonu Başkanı Barroso ile görüştü. Sınır ötesi harekât, uçakta gazetecilerle sohbetin tek konusuydu, başka konulara hiç girmedi.

Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Rice ile yaptığı telefon görüşmesinde 'ortak operasyon' konusunun gündeme geldiğini açıkladı. Bu, çok önemli bir gelişme. Rice, konuyu değerlendirmek için 'birkaç günlük süre' istedi. Sadece Türkiye değil, Washington da 'Kuzey Irak'a ortak askerî harekâtı' değerlendiriyor. Rice'ın istediği birkaç günlük süre ne zaman dolacak? Kesin bir tarih yok. Zamana yayılmayacağı ortada. Türkiye'nin 'oyalama taktiklerine' prim vermeyeceğinin ABD de farkında.

Rice, kasımın ilk haftası Türkiye'de olacak, İstanbul'da Irak zirvesine katılacak. Çantasında cevapla geleceği kesin gibi. 5 Kasım'da Başbakan Erdoğan'ın Beyaz Saray'da Bush'la görüşmesi var. Masada tek gündem maddesi olacak. Görünen o ki; kasımın ilk haftası sınır ötesi operasyon konusunda çok önemli sürece işaret ediyor. PKK terörü, Erdoğan'ın İngiliz meslektaşı Brown'la yaptığı ikili görüşmenin de ana konusuydu.

İngiltere teröre yabancı değil. IRA ile yüz yılı aşkın süredir mücadele ediyor. İngiltere, Avrupa'da Türkiye'yi en iyi anlayacak ülkelerin başında geliyor. AB içinde Türkiye'nin terörle mücadelesine farklı anlamlar yükleyen ülkelerin bulunduğu dikkate alınırsa İngiltere'nin duruşu önemli. Görüşme sonrası basının karşısına çıkan Brown'ın şu sözleri Türkiye'ye destek olarak okunabilir: 'PKK'nın üzerine gitmeye devam edeceğiz, Türkiye ile teröre karşı işbirliği yapacağız. Kuzey Irak dağlarından Türkiye'ye girişleri engellemek için her türlü adımı atacağız.'

Sözler, mesajlar terörle mücadelede kritik günlerden geçtiğimizi anlatıyor, askerî hamlelerin yapılacağı sürece doğru hızla ilerliyoruz.

 
Kaynak: Zaman