Aradan geçen dört güne rağmen hala Irak’ta seçim sonuçlarıyla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.

Farklı iddialar var. Katılım düşük olduğu halde bazı bölgelerde yüksek gösterildiği, özellikle Kürt bölgelerinde ciddi seçim hileleri olduğu öne sürülüyor.

Biz Kuzey Irak üzerinden konuşmaya devam edelim.

Bu arada elimize ulaşan bazı sonuçları da aktarmış olalım. Kerkük’te Kürtlerin 7 veya 8 milletvekili çıkardığını aktarmıştık. Bugün gelen bilgilere göre bu rakamın 9 ya da 10 olabileceği söyleniyor. Her durumda Kürtlerin Kerkük’te sağladığı üstünlük, bundan sonraki süreci doğrudan etkileyecek.

***

Kürt bölgelerinde kazanılan sandalye sayısıyla ilgili çelişkili bilgiler var. KDP’nin 33, KYB’nin 13, Değişim Hareketi’nin (Goran) 11 ve İslamcı listenin toplamda 7 milletvekili çıkardığı belirtiliyor.

Bu durumda Barzani ve Talabani ittifakı toplam 46 milletvekiline sahip olacak. Parlamentodaki millletvekili sayısının 325’e çıktığı düşünülürse Kürtlerin temsil gücünün azaldığı tezlerini ciddiye almak gerekiyor.

Çıkardığı 11 milletvekiliyle dengelerde yeni aktör olan Nuşirvan Mustafa’nın, Kürtleri ilgilendiren genel politikalarda farklı bir çizgi izlemesi beklenmiyor. Ancak Irak Kürdistan yönetimi için işlerin eskisi gibi kolay olmayacağı çok açık. Çünkü Süleymaniye’de olduğu gibi Erbil’de de Değişim Hareketi, Talabani’nin KYB’sini geçmiş durumda.

Mesele Erbil olunca bu sonuçlar sadece Talabani için değil, Barzani için de tehlike çanları anlamına geliyor. Seçimin hangi şartlar altında yapıldığı düşünülürse Değişim’in aldığı sonuç daha anlamlı hale gelir.

***

Ankara’da Dışişleri kulislerinden aldığım bilgiler, Türkiye’nin Değişim Hareketi’ni yakından izlediği yönünde. Bu aynı zamanda bir yakınlaşma ifade ediyor mu, zaman içinde göreceğiz. Böylesine dinamik bir süreci dikkate almamak yakın gelecekte pahalıya mal olabilir.

Dünkü yazıda ‘Kürt kartı’ndan söz etmem ve bu konuda en avantajlı ülkenin Türkiye olduğunu belirtmem tepkiyle karşılandı. Dileyen yanlış anlamaya devam edebilir. ‘Kürtlerin kullanılması’ndan değil, Türkiye ile aynı gelecek kurgusuna sahip olmasından söz ediyorum. Üstelik bunu sadece Türkiye Kürtleri için de söylemiyorum. Suriye ve Irak Kürtlerini de içine alan geniş bir alanda etkinlikten söz ediyorum.

Meseleyi siyasi sınırlar üzerinden düşününce bir yere varmak mümkün değil. Oysa Türkiye’nin yakın zamanda yaptığı pek çok hamle bize şunu gösterdi. Siyasi sınırları değiştirmeden de etkinlik alanları oluşturmanız mümkün.

‘Sert güç’ kullanarak yoluna devam edemeyen Türkiye, ‘yumuşak güç’ unsurlarıyla yol almayı henüz öğreniyor. Bunun için çok geniş bir coğrafyada, yeni ekonomik hareketlilikler oluşturulmasına ihtiyaç var. Suriye ile vizelerin kalkması bu anlamda çok önemli. Aynı türden bir dinamizmin Irak’la ilgili yakalanması için aşılması gereken en önemli engel, devlet zihninde yaralar açan ‘Kürt Devleti’ kabusunun bir an önce bitmesi.

Aradan geçen nice zamana rağmen kendi içimizde bir orta sınıf oluşturduğumuz hayli şüpheli. Ama yine de sesini duyurabilen bir kesimden söz edebiliriz.

İşte bu Türkiye, zaman geçirmeden Türkiye, Suriye ve Irak üçgeninde bir Kürt burjuvazisinin oluşmasına öncülük etmek zorunda.

Kabusların sonu ancak böyle gelebilir.

Kaynak: Star