Time dergisinin 23 Şubat 2009 sayısında (yani bir hafta evvel çıkan sayı) ABD'de başlayan  krizin temel suçluları sayılması gereken 25 kişinin adları ve tanıtımları var. Toplumlar, kurumlar ve tabii medya, krize girdikleri zaman aynen birey insanlar gibi öfkelerine yenilir ve saldırıya geçerler.
Ancak farklı, yani negatif yerine pozitif yaklaşanlar da vardır. Newsweek yorumcusu Fareed Zekeria ise geçen haftaki dergide, sütununda krize hiçbir katkısı olmayan bir ülkeyi yücelterek tanıtmak girişiminde bulunmuş. Söz konusu olan ülke Kanada!

Kanada sanayileşmiş ülkeler arasında bu kriz ortamında  banka batışı yaşamayan, yaygın  bir destek planı yapmaya gerek duymayan ve finans veya ipotek bankacılığı sektörlerine devlet fonu enjeksiyonu yapılmayan nadir ülkelerden biri. Zaten 2008 yılında World Economic Forum  Kanada bankalarını dünya bütününde 'bir numara' ilan etmiş. ABD bankaları 40 ve İngiliz bankaları 44'üncü sırada yer almakta!
 Son 15 yılda ABD ve Avrupa'da bankacılık ile ilişkili regülasyonlar, kural ve düzenlemeler serbestleştirilirken, Kanada muhafazakarlıkla itham edilme riskini alarak, kurallarda esnetme yapmamış. Kanada bankaları 18-1 finansal kaldıraç taşırken, ABD bankaları 26-1 ve Avrupa bankaları 61-1 kaldıraç taşımakta imişler.
Benzer şekilde konut fiyatları ABD'de yüzde 25 düşerken, Kanada'da konut fiyatları ABD'nin sadece  yarısı kadar düşmüş.  Kanada'da ipotek kredisinin faizi vergiden düşülmüyor, bu nedenle konut almak cazip değil diye düşünenler de yanılıyorlar. ABD'de konut sahipliği yüzde 68, Kanada'da ise, benzer şekilde yüzde 68.4 imiş. Fark yok yani. Ancak ABD'de bir ipotek kredisi battığı zaman sorumluluk bankada! Halbuki aynı kredi Kanada'da battığı zaman sorumluluk kişide!
Kanada'nın sosyal güvenlik ve sağlık sistemleri de, yere son derece iyi basmakta. Sosyal güvenlik sistemi ABD gibi batık değil. Sağlık sistemi ABD'de pahalı .GSYİH oranı olarak maliyeti yüzde 9.7, ABD gibi yüzde 15 değil.

Kanada'da beş büyük banka Royal bank of Canada, Toronto-Dominion Bank, Bank of Nova Scotia, Imperial bank of Commerce ve Bank of Montreal piyasaya hakim. Bankalar 8-12 yıl arasında bir kere, çok ciddi bir kamusal denetime tabi tutuluyorlar. Tüm Kanada bankaları, tüm Kuzey Amerika bankaları arasında  en yüksek piyasa değeri olan ilk 15 bankanın içindeler.
Kanada bankaları krizden tabii ki etkileniyorlar, ama batmıyorlar, temettü dağıtımı azalıyor. Geçen yıl kazancının yüzde 76 kadarını temettü olarak dağıtan Kanada bankaları bu yıl sadece yüzde 42 kadarını temettü olarak dağıtacaklarmış.
Kanada'nın bankacılık başarısında önemli rolü olan biri de, Harvard ve Oxford eğitimli ve 13 yıl kadar Goldman Sachs'ta üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra Kanada Maliye Bakanlığı'nda görev yapıp, sonra da Kanada Merkez Bankası'na Başkan olan Mark Carney olarak görülüyor.  42 yaşında Başkan olan Carney G8 ülkeleri arasında en  genç göreve atanan Merkez Bankası Başkanı!

Kanada'nın makro verileri de çok düzgün. 2008 yılında tahminen yüzde 0.5  büyüyen  ve 2009 yılında da sadece yüzde 0.7 daralması  beklenen Kanada'da sanayi üretimi de sadece yüzde 5.1 daralmış. İşsizlik oranı Ocak 2009 tarihinde yüzde 7.2. Kanada dış ticaret fazlası, Aralık 2008 itibarıyla 46 milyar dolar, cari denge fazlası ise 19.2 milyar dolar. Kanada bütçe açığı ise nerede ise sıfır, sadece yüzde 0.3. Kanada'da spekülatörler borsaya girmeye mecbur, çünkü diğer mali piyasalar spekülasyona izin verilmeyen alanlar. Aralık 2008 itibarıyla borsa son bir yılda yüzde 43 düşmüş bulunuyor.
Unutmayalım, bu krizde banka batırmayan tek ülke Kanada değil. Türkiye de bankacılık günahlarının bedelini 2001 yılında ödediğinden, bugünkü global krizde banka batırmayan bir diğer ülke!

Akşam