ABD başkanı akıllıysa İran'a savaş açmaz. Fakat dünya onun zekâ yoksunu kalın kafalılığına alıştığı için saldırı ihtimali gündemde. Bu bağlamda, savaşın birinci gününde yaşanabileceklerle ilgili şöyle bir senaryo yazılabilir... Tahran saatine göre sabah ezanından bir saat kadar sonra, İsraillilerle Amerikalıların İranlıların namaz sonrası uykuya daldığından emin olmaları akabinde, İsrail ve ABD uçakları, Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Afganistan üslerinden, Körfez'de ve Hint Okyanusu'nda bulunan Amerikan uçak gemilerinden kalkışa geçer. ABD savaş gemilerinden ve denizaltılarından da İran'ın askeri mevzilerine, tesislerine ve askeri birimlerine füzeler fırlatır. Amerika ve İsrail 2500 bombardıman ve keşif uçağı yığar, başta Tomahawk füzeleri olmak üzere nükleer ve klasik başlıklı binlerce füzeyi hazırlar. ABD, Körfez ve okyanustaki çok sayıda deniz gücünü de harekete geçirir, ki bu gücün 'ateş kalkanı' oluşturmak için yeterli mühimmatı olacak. Ateş kalkanı, gelecek füzeleri veya uçakları düşürmek için farklı elektronik cihazların uyarıları doğrultusunda kendiliğinden çalışacak. Nükleer silah kullanılacak Bombardıman uçakları İran'ın elektrik santrallerine, petrol rafinerilerine, sivil ve askeri iletişim şebekelerine saldıracak, askeri yapıya sahip cephanelikleri yerle bir edecek veya işlemez kılacak. Füzelerle istihbarat birimlerine, radar ve erken uyarı sistemlerine, ağır su reaktörlerine, Buşehr ve İsfahan'daki tesisler gibi yüzeysel mevzilere saldıracak. Diğer uçaklarsa Hint Okyanusu ve Körfez'deki İran filolarıyla, İran'ın füze mevzileri ve havaalanları gibi aktif askeri mevzilerine saldıracak. Bu bombardıman uçaklarının görevi İran'ın hareketini işlemez kılmak, iletişim ağlarını kesmek, İran savaş birimleri arasında kapsamlı bir karmaşa yaratmak, İran'ın askeri gücünün koordinasyon ve düzenli misilleme gücünü felce uğratmak. Nükleer bombalar taşıyan başka uçaklarsa İsfahan, Horasan, Hazar bölgesi ve İran çöllerindeki nükleer mevzilere doğru harekete geçecek. Bu uçaklar çöllerdeki İran mevzilerini küle çevirecek, radyasyon oranı İran halkını ve komşu ülke halklarını endişelendirecek derecede yükselecek. Bu saldırılarda devasa büyüklükteki binlerce stratejik bomba İran'a atılacak; bu bombaların gücü Hiroşima ve Nagazaki'ye atılanların 20 katına denk olacak. İran semaları, uçak ve füze gürültüleri, yıkılan binaların tozları ve öldürücü radyoaktif tozlarla dolacak. Tahran da, İsrail-ABD saldırılarının başladığını anladıktan sonra füzelerini derhal uçak gemilerine çevirecek. İran karadan-karaya füzelerini Habaniye, Kürdistan, Hubar, Dahran, Aydid ve Kuveyt üslerine, oralardaki askeri tesisleri yerle bir etmek ve askeri uçakların hareket alanını felç etmek için yöneltecek. Bombardıman uçaklarını düşürmek için uçak savarlarını harekete geçirecek; yani, Amerikan uçaklarıyla karşılaşmak için hava savunmasıyla eşgüdümlü olarak uçaklarını kaldıracak. Düşman uçaklarının ve füzelerinin yönünü şaşırtmak için elindeki elektronik imkânları devreye sokacak, İran silahlı kuvvetlerinin iç iletişimde elektronik cihaz kullanımını durduracak. Cephe haberleriyse, sürekli ve doğrudan ABD başkanıyla bağlantı içinde, Amerikan askeri komutanlığına bağlı olarak gelecek. ABD uçaklarının Tahran, Abadan ve Meşhet gibi belli başlı kentlerle, Körfez'deki enerji tesislerinin vurulduğu, İran'ın Bender Abbas, Reşet, Tebriz, Kermenşah, Gazvin, Rafsancan, Zehidan, Kazrun ve Şahbahar'daki nükleer ve askeri tesislerin yerle bir edildiği belirtilecek. ABD komutanlığı Tomahawk füzelerinin savunma bakanlığına, farklı bölgelerdeki birimlerine, güvenlik organları karargâhlarına atıldığını ve İran'ın bağlantı gücünün felç edildiğini açıklayacak. Basın toplantısı İran'ın misillemesi sebebiyle gecikeceği için bu bilgiler sadece Amerikalı askerlerden aktarılan haberlerle sınırlı kalacak. Medya organları Amerikan savaş gemisinin, destek ve lojistik gemilerinin battığı haberlerini aktaracak ve bu deniz gücünde bulunan binlerce Amerikalının öldüğünü yazacak. İranlı askeri sözcü Amerikan uçaklarının düşürüldüğünü ve İran güçlerinin bazı pilotları esir aldığını aktaracak. Ayrıca nükleer başlıklı bazı füzelerin hedeflerine ulaşmadığı belirtilecek. Haber ajansları bombardıman ve nükleer radyasyon sonucu on binlerce sivil İranlının öldüğü haberlerini aktaracak. Fakat gecenin çökmesiyle birlikte ABD, istihbarat bilgilerinin doğruları yansıtmadığını, İran'ın misilleme gücünün felce uğratılamadığını ve ilk günkü kayıplarının beklenenin beş katı olduğunu görecek. Dünyadaki yakıt istasyonları kepenklerini indirmeden, bir petrolün varil fiyatı 100 doları aşabilir. Yer kürenin Batı yakasındaysa kalabalıklar, nükleer bombaların kullanılması ve ekonomik yıkım karşıtı gösteriler için sokaklara dökülecektir. Amerikan halkı da yüzlerce hatta binlerce Amerikalının öldüğü haberleri karşısında şaşkına dönecek; onların da bir kısmı sonraki günün sabahı öfkelerini dile getirmek için sokaklara dökülecek. Cumhuriyetçiler bile kınayacak Tahran'a gecenin çökmesi ve savaşın tansiyonunun düşmesi sonrası ABD başkanı, somurtkan ve saldırgan bir halde ekranlarda görünecek ve Amerikalılara demokrasiyi ve bölgedeki Amerikan çıkarlarını tehdit eden şer rejimini yıkma sözü verecek. Başkan cephedeki gelişmelerin ayrıntılarından bahsetmeyecek ancak insanlık, özgürlük ve ABD'nin huzurlu yaşaması için ölen vatansever Amerikalıları kutlayacak. Demokrat milletvekilleriyse Bush'a kızacak ve Irak macerasıyla yetinmeyip şimdi de Amerikalıların başına daha fazlasını açtığını, nükleer silahlar kullandığı için ABD'yi lekelediğini ifade edecek ve savaşın derhal durması çağrısı yapacaklar. Cumhuriyetçilerse Bush'un yaptıklarından dolayı hayal kırıklıklarını ve yaşadıkları şoku dile getirecek. Uluslararası platformdaysa Bush, nükleer bombaların kullanılması sebebiyle kendisini yalnız bulacak, Amerika'nın nükleer silah kullanması Tahran'ın nükleer programını sürdürmesine gerekçe olarak görülecek. İran savaşa katıldığını anladığında İsrail'e de misilleme yapacak. Sonuç olarak, ABD başkanı İran'a savaş açma kararı alırsa sonuçların şöyle olacağını tahmin ediyorum: ABD ve İsrail çok sayıda tesisi yerle bir edecek, enerji santrallarının normal çalışmaları duracak. Birçok hava üssü vurulacak ancak İranlı asker ve subayların belirli mevzilerde yoğunlaşmaması sebebiyle kayıplar korkunç boyutta olmayacak. İran'ın füze bataryalarının yüzde 20'si ve nükleer faaliyetlerle ilişkisi olan mevkilerinin yüzde 30'u yıkılacak. llerindeki bilgilerin azlığı sebebiyle ABD ve İsrail bombardımanları sivilleri ve yanlış yerleri vuracak. Birçok İran uçağı düşürülecek ve saldırganlar açısından hayati hedef olmayan bazı askeri tesisler de vurulacak. En büyük zararı Araplar görür İran'sa en az bir petrol tankerini batıracak, Hürmüz Limanı'nı ve Körfez'deki petrol rafinerilerini kapatacak. Amerikan uçaklarını düşürecek, Amerikalıları esir alacak ve Amerikan filosuna karşı çok sert darbeler yapacak. İran, Amerikan donanmasını batırabilir ve yüzlerce Amerikalıyı öldürebilir. Bu durum ABD'de Bush'a karşı 'iç savaş'ı netleştirir. Petrolün varil fiyatı 100 doların üzerine çıkacak, doların değeri düşecek, dünya borsalarını endişe saracak ve özellikle de Batı ülkelerinde hisse senetleri değerleri düşecek. ABD de, İran'a vereceği ağır zararlara rağmen hedefini gerçekleştiremeyecek. En büyük zararıysa İsrail ve Arap rejimleri görecek. Bu durum karşısında ABD başkanının savaşı sürdürmekte ısrar edeceğini düşünmüyorum. Savaş sürerse de düşük ölçekli olacak ve fazla uzamayacak. Ayrıca savaşı destekleyen Arap rejimleri, İran bitirici bir darbeyle yenilgiye uğratılmadığı takdirde şaşkınlık ve zihin karışıklığı yaşayacak, ABD'den savaşı derhal durdurmasını isteyecekler. Arap rejimlerine ABD politikalarının arkasında durmamalarını tavsiye ederim. ABD-İsrail projesi yıkılmak üzere. Arapların, halk, parti ve örgütler temelinde bu çöküşün engellenmesine destek olmaması gerek. Arapların İran'a yönelik sıkıntıları varsa da bunları iyi ilişkiler ve işbirliğinden hareketle çözelim. (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, 19 Mart 2007)