ABD'nin kendi vasiliğini kabul etmeyen grup ve hükümetleri cezalandırma siyaseti geri tepiyor. Nepal'de yaşandığı gibi, Ortadoğu'da da barışa giden yol dışlamadan değil müzakereden geçiyor. Hamas'ı barışçıl bir yolla tartışma zeminine çekecek imkânlar araştırılmalı

Washington'ın son yıllardaki ters tepen politikalarından biri de, ABD'nin vasiliğini kabul etmeyen siyasi gruplar ve hükümetleri boykot edip cezalandırmak. Bu tavır karşıt liderlerin politikalarını yumuşatma olasığını zorlaştırıyor. Buna dair iki önemli örnek Nepal ve Ortadoğu. Yaklaşık 12 yıl önce Maocu gerillalar monarşiyi devirmek, ulusun siyasal ve toplumsal yaşamını değiştirmek amacıyla silaha sarıldı. ABD Nepalli devrimcileri terörist ilan etse de, Carter Merkezi ülkedeki üç büyük cephe olan kraliyet ailesi, eski siyasi partiler ve Maocular arasındaki arabuluculuk faaliyetlerine yardımcı olmayı kabul etti.

2006'da, baskıcı monarşinin yetkilerinin alınmasından altı ay sonra ateşkes imzalandı. Maocu gerillalar silahlarını bırakırken, Nepal ordusu da kışlasında kalmayı kabul etti. Merkezimiz girişimlerini sürdürdü ve ABD olmasa bile çeşitli ülkelerle uluslararası örgütler soruna uzlaşı getirmek ve seçimleri düzenlemek için tüm taraflarla birlikte çalışmaya başladı.

Hamas'ın desteği hâlâ artıyor

Maocular başlıca amaçlarının gerçekleştiğini görüyor; monarşinin yıkıldığını, demokratik bir cumhuriyet kurulduğunu ve vatandaşlık hakları tarih boyunca kısıtlanan dokunulmazlarla diğerlerine yönelik ayrımcılığın son bulduğunu. 10 Nisan'daki seçimlerde sürpriz bir zafer kazandıktan sonra Maocular önümüzdeki yaklaşık iki yıl boyunca anayasanın yazımında ve hükümette önemli rol oynayacaklar. ABD'ye göreyse onlar hâlâ terörist.
Nepal seçimlerini izledikten sonra yurda dönerken karım ve oğlumla
birlikte İsrail'e uğradım. Amacım Başkan Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın desteklediği, tekleyen barış girişimine yardımcı olmak için ne mümkünse öğrenmekti. ABD'nin resmi politikasının Suriye hükümetini ve Hamas liderlerini boykot etmek olduğunu bilmeme rağmen, Gazze'ye gitmenin tehlikeli olabileceğini belirten bir tanesi dışında gezime ilişkin herhangi bir olumsuz mesaj ya da uyarı almadım.

Carter Merkezi 2006'da parlamento için yapılanı da dahil olmak üzere üç Filistin seçimini gözetledi. Daha öncesinde bazı belediye seçimlerinden galip çıkan, etkin ve dürüst yönetimiyle ün salan Hamas, parlamento seçimlerinden sürpriz biçimde lider çıkıp iktidardaki Fetih'i yerinden etti. Muzaffer Hamas, Fetih lideri Mahmud Abbas'ın devlet başkanı olduğu, dışişleri ve maliye dahil bazı kilit bakanlıkların Fetih'e sunulduğu bir birlik hükümeti önerdi.
Hamas, ABD ve İsrail tarafından terör örgütü ilan edildiğinden seçilmiş Filistin hükümeti zorla dağıtıldı. O zamandan beri Hamas Gazze'nin denetimini ele geçirirken, Fetih de İsrail hâkimiyetindeki Batı Şeria'yı 'yönetiyor'. Kamuoyu anketleriyse Hamas'ın desteğini düzenli bir biçimde artırdığını göstermekte. Filistinliler bölündüğü sürece barış olamayacağına inandığımızdan, Carter Merkezi'ndeki bizler Hamas'ın
tekrardan barışçıl bir yöntemle tartışma zeminine çekilmesine imkân tanıyacak şartların araştırılmasının önemli olduğuna inanıyoruz. (Güncel bir anket de, olayların seyrini bilen İsraillilerin yüzde 64'ünün İsrail'le Hamas arasındaki doğrudan görüşmeleri desteklediğini gösterdi).

Aynı şekilde Golan Tepeleri sorunu çözülmeden İsrail Suriye'yle barış yapamaz. ABD'nin politikası burada da Suriye hükümetini görmezden gelme
ve İsrailli üst düzey yetkililerin arzusunun aksine ikili barış görüşmelerini engelleme yönünde.

Gazze, Batı Şeria ve Suriye'deki Hamaslı liderlerle görüşüp iki günlük yoğun tartışmalarda bulunduktan sonra barış umutlarını güçlendirmeyi amaçlayan önerilerimize şu yanıtları aldık:

Referandumla veya seçilmiş hükümetçe onaylandığı sürece Hamas, Abbas'la İsrail Başbakanı Ehud Olmert arasında müzakere edilen her türlü anlaşmayı kabul edecektir. Bazı yardımcıları basın önünde bunu
yalanlasa da, Hamas lideri Halid Meşal yeniden teyin etti.

Zamanı geldiğinde, Hamas bir sonraki seçimler düzenlenene kadar tarafsız bir teknokratlar hükümeti kurulması olasılığını kabul edecektir.

Tarafsız profesyonel güvenlik gücü kurulabilirse Hamas Gazze'deki milislerini de dağıtacaktır.

Hamas 2006'da Filistinli militanlarca yakalanan İsrail askeri Gilad Şalit'in ailesine bir mektup göndermesine izin verecektir. İsrail bir dizi mahkûmun karşılıklı salıverilmesini kabul eder ve bu kapsamda ilk grubu bırakırsa, Onbaşı Şalit de nihai salıvermeler öncesinde Mısır'a gönderilecektir.

Daha sonra Batı Şeria'yı da kapsayacağı umuduyla (şartıyla değil) Hamas, Gazze'de karşılıklı ateşkesi kabul edecektir.

Kapıların kapanmasını İsrailliler değil de Mısırlılar denetlediği sürece Hamas, Gazze'yle Mısır arasındaki Refah geçiş noktasının uluslararası kontrol altında olmasını kabul edecektir.

ABD Esad'a da kulak vermeli

Bunlara ek olarak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Golan Tepeleri'ne ilişkin açmazı sonlandırmak için İsrail'le müzakerelere başlama istediği duyurdu. Sadece ABD'nin de buna müdahil olmasını ve barış görüşmelerinin kamuya açık yürütülmesini talep ediyor.

Yasaklanan söz konusu liderlerle daha fazla resmi istişarede bulunarak İsrail'le komşuları arasında açmaza giren barış görüşmelerini yeniden canlandırmak ve hızlandırmak mümkün olabilir. Tıpkı Nepal'deki gibi Ortadoğu'da da barışa giden yol dışlamadan değil, müzakereden geçiyor.


Kaynak: Radikal