“İlk hedefimiz minareler. Operasyonu yarım saat içinde bitirmenizi istiyorum. Sonra İslam eserleri müzesine gideceğiz. Önce adamlarım içeri girecek, binayı güvenli hale getirecek. Oluşturacağımız güvenlik çemberinden çıkmayacaksınız. Çocuklara yaklaşmayın tehlikeli olabilirler.” Bu sözleri Afganistan’ın Gazne kentinde bizi korumaktan sorumlu Polonyalı komutandan duyunca bir kez daha konumumu anladım: İliştirilmiş turist.

ABD Büyükelçiliği’nin düzenlediği ‘Afganistan’ın kültür mirası’ turuna uluslararası küçük bir grup olarak katıldık. Çeşitli kentlerde kadim uygarlığın eserlerini ve onları ayakta tutma çabalarını gördük. Gazne dışında, çelik yelekler ve kastlar olmadan dolaşabildik. Zırhlı personel taşıyıcıları da sadece Gazne’de kullandık. Polonyalı komutanın sözleri, NATO işgalinin nasıl da dipsiz bir kuyuya dönüştüğünü anlamama yetti. Güvenlik hassasiyetini anlıyorum, uluslararası camianın Afganistan’ın savaş, işgal ve savaş ağalarının elinde, soykırıma uğratılmış kültür mirasından kalanları korumak için çaba sarf etmesini de ama işgal işgaldir, iyisi olmaz. İlk hedefimiz olan minareler, tarih ders kitaplarında gördüğümüz Gaznelilerden kalma minareler. Birbirinden 1 km uzaklıktaki 2 minareden yalnızca birini görebildik.

Minareyi kurtarma planı
12. yüzyılda, resmi dili Farsça ama gündelik konuşma dili Türkçe olan Gaznelilerin bıraktığı eserin hemen yanında, Rus işgalinden kalma tanklar duruyor. Kim neden kazmış meçhul, muhtemelen ‘hazine avcılığı’ girişimi, minarenin temelleri ayakta kalmasını zorlaştıracak biçimde kazılmış. Amerikalılar, minare için bir proje planlıyor. Minarenin geometrik desenlerle süslenmiş tuğlalarını teker teker ölçmeyi, detaylı bir envanter çıkarmayı planlıyorlar. Bu proje esirin korunmasını sağlamak için atılacak ilk adım. ABD Dışişleri’nde Orta Asya uzmanı Arkeolog Laura Todesco’ya buraya gelmek için bile bu kadar güvenlik önlemi alındığını ve bu minarelerde yabancıların çalışmasının hoş karşılanmayacağı olasılığını hatırlattım. O da bu çalışma için Gazne Valisi ve yörenin yaşlıları ile temasta olduklarını, onların işbirliği ve anlayışı olmazsa projenin gerçekleşemeyeceğini söyledi. Todesco, başka bir projeden daha söz etti. Gazneli çocuklar için bölgenin kültür mirasını anlatan bir boyama kitabı ve bilgilendirici başka bir kitap. Bütün Afganistan’da olduğu gibi Gazne’de de yetersizlik ve tehdit nedeniyle eğitim verilemiyor, hele ki tarih eğitimi neredeyse yok gibi. Bu kitaplar çocukların tarih bilincini geliştirmek için okullarda dağıtılacak.

Herkes seferber
Washington Post’un 2002 tarihli haberine göre, Sovyet işgali sırasında çocukları ‘direnişe’ katmak amacıyla, ABD 51 milyon dolar harcayarak, tank, mayın ve füze resimleri üzerinden sayı saymayı öğreten kitaplar bastırmış. Hal böyle olunca bu anlamlı bir proje. Şehirde gördüğümüz başka bir yer de İslami Eserler Müzesi, daha doğrusu inşaatı. Yıkılmış ve yağmalanmış bu müzeyi İtalya yeniden yaptırıyor. Bir tepeye kurulu kaleden kalan duvarların korunmasını Almanya üstlenmiş. Yeni bir kültür merkezini de Japonlar yaptırıyor. Oysa İslam Konferansı Örgütü Gazne’yi 2013 İslam Kültür Başkenti ilan etmişti. Gazne Valisi Musa Han, “Petraus’a (ABD’li komutan) yalan söyledim. İslam ülkelerinin ne gibi katkılarda bulunacağını söyledi, çok şey yapacaklarını söyledim. O da bunun üzerine bize olan desteğini arttırdı” diyor. Valiye göre, İslam ülkelerinden başlatılan proje yok. Türk Dışişleri’ne sordum, Türkiye Gazne’ye 5 bin kişilik cami ve kültür merkezi yaptırmak için temastaymış.

Kaynak: Radikal