Türban yasağı üniversitede kaldırılsın, ama nasıl?..


Türkiye'de türbanla ilgili olarak iki uç görüş var. Biri diyor ki:
Her yerde serbest olmalı!
Öteki diyor ki:
Her yerde yasak olmalı!
Biri, türbanla ilgili yasakların tümüyle kaldırılmasını savunurken, bunu din ve vicdan özgürlüğüne, insan haklarına dayandırıyor.
Öteki, üniversitede de, sokakta da her yerde yasağı savunurken, türbanın kadın-erkek eşitliğine aykırı olduğuna kadar işi aşırılığa götürebiliyor.
Bir de ortada olanlar var.
Bu orta alanda kimileri, yasak üniversitede kalkarsa laiklik ölümcül darbe yer diye endişeleniyorlar.
Ortada olanların bir bölümü de, türban yasağının tamamen serbest olmasını ilke olarak benimserken, bu ilkenin Türkiye'de uygulanmasının çok zor olduğunu gördükleri için bu konuyu uzun bir geleceğe bırakıyorlar.
Bana gelince...
Ben de 'orta alanda' bir yerlerdeyim.
Üniversitelerde türban yasağına başından beri karşıyım. Yüksek öğretim kurumlarındaki bu yasağı insan haklarına aykırı buluyorum.
Yirmi yıldır da eleştirel yazılar yazıyorum bu konuda.
İlk yazım sanıyorum 1988'de Cumhuriyet gazetesinde çıkmıştı.
O tarihte Cumhurbaşkanı Evren'in türban yasağına yol açan girişimlerini eleştirmiş, üniversite çağındaki insanların kılığına kıyafetine karışmanın birçok bakımdan yanlışlığını vurgulamıştım.
Bugün de farklı düşünmüyorum.
Evet, üniversite öğrencilerine türban serbest olmalı.
Peki ya sonrası?
Ya sıra başkalarına gelirse?..
Kimi de soruyor:
Üniversitede türbanla okuduktan sonra niye üniversite öğretim üyesi olmasın? Neden yargıç ya da örneğin diplomat olmasın? Neden devlet memuriyetine girip kamuda çalışmasın?
Bu talepler şimdiden var.
Bu açıdan AKP ve MHP de dikkatli. Böyle bir kapının ileride açılmayacağına dair açık bir söz veremiyorlar.
Bu durumda çizgi nereden çizilecek? Kamu alanı nasıl belirlenecek?
Öteden beri şunu savunuyorum:
Türbanlı öğrenciler üniversitede okuma hakkına sahip olmalı. Ancak kamuda hizmet verenlere ilişkin türban yasağı devam etmeli. Çünkü kamuda hizmet verenlerin dinsel ya da siyasal bir simge kullanmalarının laiklik ile bağdaşabileceğini sanmıyorum.
Türbanlı ya da parti rozetli birinin yargıç olması, devlet memuru olması, öğretmen olması kamuda, devlet hizmetinde çalışması laiklik ilkesine ters düşer diye düşünüyorum
Amerika'da bu böyledir.
Fransa'da da farklı değildir.
Fransız modelinde, türban üniversite öğrencilerine serbesttir. İlk ve orta öğretim kurumlarında ise yasaktır. Fakat özel okullarda bu yasak ille de geçerli değildir.
Peki, bizdeki türban yasağı üniversitelerde nasıl kalkacak? AKP ile MHP uzlaşmaya çalıştıkları gibi anayasa değişikliği ile mi yasağa son verilecek?
Bu sorular önemsiz değil.
Çünkü kuşku duyanlar var.
Anayasada bu kapı açılırken, başka kapıların da aralanması ihtimaline dikkat çekiliyor.
Bir başka deyişle:
Üniversite öğrencileri için türban yasağı anayasal yoldan öylesine kaldırılır ki, bundan sonra türbanın kamu alanındaki yeri kolayca genişletilebilir; bir daha Anayasa Mahkemesi engeline de takılmadan, bir takım yasa veya yönetmelik değişiklikleriyle türban takanlar kamuda görev de yapabilirler, devlet memuru da olabilirler veya lisede öğretmenlik de yapabilirler.
Böyle bir yol açılabilir mi?
Evet, kaygılar var.
Bu kaygıları gidermek ve türban yasağının sadece üniversite öğrencileri için kaldırılmasıyla sınırlı tutmak isteyen bazı hukukçular, başka bazı yasal düzenlemelerin de gündeme getirilmesini istiyorlar.
Doğru olan, türbanı üniversite öğrencileri için serbest bırakmaktır. Ve de türbanı üniversitede serbest bırakırken, başka kapıları zorlamaktan özenle kaçınmaktır.
Türban takan üniversite mezunu ille de kamuda, devlette görev yapmak zorunda değil. Özel iş yerlerinde de çalışabilir. Böyle bir tercih özgürlüğü var önünde...
Peki ya özel üniversitelerde neden öğretim üyesi olamasın? Özel okullarda öğretmen olamasın? Fransız modeli de bu değil mi?
Evet, Fransız modelinde böyle...
Laf uzadıkça uzayabilir.
Çünkü burası Türkiye ve türban karmaşık, çok boyutlu ve güç bir mesele. Onun için de sadece aritmetik çoğunluk yetmeyebilir bu sorunu çözüm rayına oturtmak için...
Başkalarının kaygı ve korkularını da göz önünde tutması gerekir, en başta da hükümetin.
Başbakan Erdoğan'ın bu noktayı, yani uzlaşma konusunu hesaba dahil etmesi bu ülkede barış, huzur ve istikrar açısından önem taşıyor.
Kısacası:
Evet, türban yasağı üniversite öğrencileri için kaldırılsın; ancak bu yapılırken ileride türban için kamu alanını genişletebilecek başka bazı kapılar zorlanmasın.
Peki bunun reçetesi nedir?
Bu da hukukçuların işi...

Kaynak: Milliyet