Farkındayım, başlık biraz fazla sert oldu… Son bir haftada dolar kurunda yaşanan dalgalanma neticesinde yine aynı film vizyona girdi. Batıyoruz, öldük, bittik, kriz hepimizi yiyecek gibi sığ yorumlar, velveleler manşetlere kadar taşındı.
Ekonomik gidişatı sadece dolar kurundan okumaya ve okutturmaya çalışanların kurdaki yukarı ani hareketler karşısında bu tip yorumlara gitmesi her zaman prim yapmıştır. Çünkü bizde yıllardır maalesef dolar kuru, vatandaşın nezdinde ekonominin barometresi olarak algılanmıştır. Sanayi üretimi, kapasite kullanım oranları gibi temel makro ekonomik göstergelerle sadece işin uzmanları ilgilenirken, doların seviyesine neredeyse tüm kamuoyu dikkat kesilir. Hal böyle olunca da dolarla ilgili yorumlar gündem belirleme ve saptırma açısından daha etkili olur.
Kurun yükselmesinin altında neler yatmaktadır. Yurtdışında diğer paralar karşısında doların durumu ne olmuştur. Bunların hiçbir önemi yoktur. Velveleciler "korku psikolojisi" oluşturarak sadece kurun nerelere kadar uçacağını tahmin etmeye çalışırlar…
Peki, son olayda doların 1,83 TL'ye yükselmesine ve ardından 1,70 TL'nin altına gerilemesine neler sebep olmuştur, velveleciler başarılı olmuş mudur?
Rusya gibi, yılbaşından bu yana bize göre daha fazla değer kaybeden piyasaların cazibesi hakkında geçtiğimiz hafta yazılan yabancı kaynaklı raporların etkisiyle Türkiye'den de fon çıkışları yaşandı. Bizim döviz piyasamız oldukça sığdır. Bu sığlık 300-400 milyon dolarlık ek bir taleple kurun yukarı hareketine olanak vermektedir. Bunu bilen piyasa oyuncuları (spekülatörler) oluşan velvele ortamını kullanarak (gerekirse kredi kullanarak) daha üst seviyelerden satmak için dolar alımı yaparlar. Eğer bir "sürü psikolojisi" de yakalanmışsa genellikle bu işlemlerde de başarılı olurlar.
Gerek fon çıkışları gerekse uluslararası piyasalarda doların değer kazanmasıyla dolar kurunda bir hafta içinde 13 kuruşluk bir değer artışı yaşanmıştır.
Merkez bankasının gerekirse doğrudan satım yönünde müdahalede bulunabileceği ve 50 milyon dolarlık satım ihalelerine başlayacağını açıklaması sığ olan döviz piyasasında etkili olmuştur. Bu haberin etkisiyle dolar 1,83 TL'den 1,76 TL'ye kadar bir günde gerilemiştir.
Bu noktada, merkez bankasının müdahale zamanlaması bizce son derece başarılıdır. Dolara geçmek isteyen, özellikle yabancı yatırımcılar belli bir maliyete katlanmalıdır. Yabancıya yansıyan bu maliyet ise içeride döviz spekülatörlerinin işini de kolaylaştırmaktadır. Yoksa bazılarının da istediği gibi, istediği zaman düşük kurla doları alıp gitmesini engelleyemezsiniz.
Bu oyunlar yakın zamanlarda birkaç kez daha farklı şekillerde yaşandığı için genel bir panik havası yaşanmadığı gibi satış fırsatı olarak dahi kullanılmıştır. Banka mevduatlarında duran dövizlerde çok büyük bir oynama bu tip hareketlerde yaşanmıyor. Daha çok "yastık altı" tabir edilen tasarruflardan vatandaş satış yaparken, şirketler durağan kalmayı tercih ediyorlar.
Yükselişin dışsal sebeplerini çok iyi bilen ve kullanmak isteyen "tokatçı spekülatörler", doların uluslararası piyasalarda tekrar terse dönmesi ve merkez bankasının müdahale haberiyle başarılı olamazken, velveleciler de kısa süreli bir "panik havası" estirmişlerdir. Tepe noktadan dolar alımı yapanlar da maalesef yine tokatlanmışlardır…
Belini doğrultamayan ABD ekonomisine rağmen dolar neden dünyada değer kazanıyor?
Her ne kadar ekonomisi çıkmazlarla boğuşsa da ABD parası dolar, halen dünyada alternatifsiz tek rezerv para birimidir. Asya ve Avrupa ekonomilerinde de işlerin sarpa sarması, doların kısa vade de gücünü korumasına yardımcı oluyor. Dünyanın herhangi bir coğrafyasında ne türlü işlem yaparsanız yapın işlem bedeli olarak dolar kullanmaktasınız. Bu nedenle de geçtiğimiz hafta gibi piyasaların dip olduğu dönemlerde yaşanan pozisyon değişimleri dolara talep oluşturmaktadır. Talebi artan dolar ise diğer para birimleri karşısında değerlenmektedir. Bizde de dolar kurunun 1,83 TL ile zirve yaptığı gün global dolar talebini gösteren endeks zirve yapmıştır.
Uzun vadede doların diğer paralar karşısında gerilemesini hep beraber izleyeceğiz. TL karşısında ise sürpriz hareketler yaşanabilir…
Tabi şimdi dolar 1.70 TL'ye inince bunları yazmak kolay diyebilirsiniz. Haftada bir gün yazınca, olaylar olup bitince yazmış gibi oluyoruz. Allah'tan hafta içinde diğer yayın organlarında da, TV programlarında da aynı şeyleri söylememiz bizi rahatlatıyor…
Kaynak: Yeni Şafak