Mart 22"de henüz Çin devlet başkanı Hu Jintao Rusya"ya resmi bir ziyarete çıkmak için hazırlıklar yaparken sıra dışı bir ziyaretçi Pekin"e geldi. ABD genelkurmay başkanı denizci General Peter Pace Çin"e dört günlük resmi bir ziyaret için geldi. 
 
Pekin son dönemde iki ülke silahlı kuvvetleri arasındaki sıcak ilişkilerin memnuniyet verici olduğuyla ilgili sinyali vermek için zaman kaybetmedi. Varış saatleri içinde Pace"i karşılarken Çin"in en üst düzey askeri otoritesi olan Merkezi Ordu Komitesi"nin başkan yardımcısı Guo Boxiong “Çin-ABD askeri bağları elde edilmesi zor bağlardır bundan dolayı her iki taraf da bunun kıymetini bilmelidir” dedi. Guo başkan Hu"dan sonra 11 üyeli Merkezi Ordu Komitesi"nde ikinci sıradadır.  

Politik sembolizmdeki doygunluk; ABD"nin bilgisayar çipleri üreten devi Intel"in Pazartesi, Hu Moskova"ya varır varmaz Çin"in kuzey doğu liman şehri Dalian"da yarı iletken üretecek bir reaktörü inşa edeceğini ilan etmesindeydi. 
 
Çin, Hindistan ve İsrail"le yarıştan muzaffer çıktı. Intel"in reaktörünün 2010 yılında faaliyete geçmesi bekleniyor, bu reaktörün Çin"in geri kalmış Liaoning eyaletine 15.4 milyar dolar değerinde iş imkanı, eğitim ve diğer hizmetleri sunması bekleniyor. Reaktör; Çin"i bir günde küresel yarı-iletken üretim endüstrisinin en ön saflarına getirecek ileri bir bilgisayar çipi yapım metodu olan 90-nanometre teknolojisini kullanacak.


Eğer zamanlama diplomaside bir yere ve bir anlama sahipse Pekin"de hafta sonundaki bu iki gelişme Hu"nun 26–28 Mart"ta Rusya"ya gerçekleştirdiği resmi ziyareti için uygun bir sahne sağladı.

Çin dış politika öncelikleri; 2006 yılındaki Çin-Rus ortaklığının zirvede olduğu günlerdekinin çok ötesine geçmiş durumdadır. ABD, Çin ve Rusya"nın olduğu üçlü denklem Moskova-Pekin eksenini bir kez daha gölgeliyor. Pekin"deki bu değişikliğin yeni Amerikan yüzyılı için Washington tarafından ne dereceye kadar tasarladığını söylemek zor fakat bu durum ABD başkanı merhum Richard Nixon"un Çin"e gerçekleştirdiği öncü ziyaretinin 35. yıldönümüne denk geliyor. 
 
Pekin"de en azından People's Daily"nin son günlerde yorumladığı gibi “Nixon'ın 35 yıl önce el sıkması; Çin ve ABD"nin çok farklı bir dünyada ilişkileri için yeni olasılık araştırması yapmaya devam ederlerken hissediliyor.”  
 
Hakikaten Hu"nun, Rusya ziyaretinin son ayağını tamamlayıp Tataristan"ın başkenti Kazan"dan Pekin"e gelmek için uçağa binmesinin üzerinden çok geçmeden ABD başkanı George W Bush Kremlin"e telefonla bağlandı. Bush başkan Vladimir Putin"e Avrupa"nın merkezine füze savunma sistemi kurma planının detaylarını konuşmaya hazır olduğunu belirtti. Bush ve Putin, ABD-Rusya ilişkilerindeki bu tartışmalı meselede bütün düzeylerde düzenli diyalog halinde olunması gerektiği konusunda anlaştılar.  
 
Bush, Hu"nun Kremlin"de Putin"le görüşmesinden sonra Pazartesi Moskova"da açıklanan kapsamlı Rusya-Çin ortak deklarasyonunun şu anda Rusya"nın dış politikasını etkileyen çok ciddi tek mesele olan ABD"nin füze savunma sistemlerinden bahsetmede başarısız olduğuna dikkat çekmeliydi.  
 
Kremlin aynı zamanda, Hu hala Rusya topraklarındayken Salı günü Moskova"da uzun süredir beklenen “Rusya Federasyonu Dış Politika Mütaalası”na izin vermeyi seçmekle Rusya-Çin stratejik ortaklığının sınırlarının farkına varmış görünüyor. Moskova nerdeyse Rusya dış politikası için Çin dostluğunun ötesinde de hayat var önerisini yapıyordu. 
 
Füze-savunma sistemi tartışmasında bir Rus dış politika belgesi “Avrupa"da ABD füze savunma sisteminin varlığı; ABD"nin Avrupa"da askeri olarak yeniden yapılanışını ve Rusya"nın caydırıcı nükleer potansiyelini olumsuz etkileyebilecek bir stratejik unsuru temsil edecektir” diyor. Rusya"nın çıkarlarını (ve dünya barışını) etkileyen böyle önemli bir meselede Avrupa"nın önemli ülkeleri yüksek sesle konuşurken Çin sessizliğini koruyor. 
 
Enerji işbirliği

Hu"nun Rusya ziyareti hâlihazırdaki dünyanın vuzuha kavuşmuş gelişme düzeyinde yeni başlayan geçişi gündeme taşımalıydı. Fakat ziyaret Mart 28"de “Rusya"da Çin yılı”nın açılışının süreli Moskova galasıyla bağlantılandırıldı ve bu bir görev duygusuyla gerçekleştirilmeliydi. Pekin, Hu"nun Moskova ajandasının ön sıralarına Çin-Rusya ilişkilerinin ekonomik boyutlarını almakla olaylar içinde bir diğer güzel şey daha yaptı.

Fakat yine de vitrine çıkarılacak fazla bir şey yoktu. Rusya"nın Naushki sınır kapısı üzerinden Çin"e gönderdiği gazın 3 milyon ton arttırılmasını öngören bir enerji anlaşması Hu"nun ziyareti sırasında imzalanan en önemli anlaşma olarak kaydedildi. Bu anlaşma; enerji işbirliğinde Rusya"nın zayıflayan performansı olduğundan önemliydi. Rusya 2006 yılında Çin"e 15 milyon ton gaz göndereceğiyle ilgili bir anlaşma yaptı fakat bunun 10,3 milyon tonunu karşılayabildi.  
 
Fakat belirsiz nedenlerden dolayı anlaşmanın imzalanması “imzalanma zamanı belirtilmeden” son dakikaya kadar ertelendi. Enerji işbirliği Rusya-Çin stratejik ortaklığının ana bölümü olarak düşünülüyordu. Bu mesele bir nasıra mı dönüşüyor acaba? Çin, Rusya"nın önceliğinin batı pazarı olmasından dolayı kızgındır. Rusya gaz endüstrisinde önemli bir varlık inşa etmek için Çin"in isteğini inatla reddediyor ve aralarında Çin"in de olduğu Asya-Pasifik ülkelerine gaz nakli için Doğu Sibirya"da bir boru hattının inşasıyla ilgili verdiği sözü hayata geçirmede yavaş davranıyor.

Çin limanları Rusya ile yapılan enerji işbirliğinden endişe ediyorlar. Pekin Ocak ayında Rusya-Belarus anlaşmazlığının sonuçlarını yakından izledi. Çinli yorumcular Avrupalı tüketici ülkelerin anlaşmazlığa nasıl tepki verdiklerini dikkatli bir şekilde incelediler. Avrupa Birliği"ni ciddi bir şekilde rahatsız eden Rusya-Belarus gaz kavgasının Çin"e kaybettirdiği bir şey yoktu. Fakat Rusya"nın imajı ve güvenilirliği darbe aldı. Çinli yorumcular yabancı enerjiye bağımlılık, özellikle de tek kaynağa aşırı bağımlılık sıkıntılıdır notunu düştüler. Enerji güvenliğinin sadece pür ekonomi meselesi olmadığı yargısına vardılar. En önemlisi de onlar Rusya"nın dış politikalarının enerji ihracatına ne derece bağlı olduğunu anladılar. (Bu arada Belarus Rusya"nın en yakın müttefiklerinden biridir.) 

Çinli bir yorumcu “enerji güvenliği perspektifinden bakılırsa Avrupalı ülkeler enerji ithal kanallarını çeşitlendirmeli, Rusya"ya enerji bağımlılıklarını azaltmak için ithalatlarını Kuzey denizi"nden Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerine kadar genişletmelidirler” uyarısında bulundu. Aynı şey Çin için de söylenebilir. Mantıklı bir şekilde Çin artan bir şekilde çıkarlarının, Avrupa ülkelerinin (ve ABD"nin) Rusya"ya bağımlılığı azaltma, enerji kaynaklarını çeşitlendirme, alternatif enerji kaynaklarını araştırma ve en iyi enerji koruma metotlarının aranması şeklindeki enerji politikalarıyla örtüştüğünü görüyor.


Stratejik ortaklıktaki engeller

Kendi açısından Rusya, üretilmiş ürün ihracatı sürekli düşerken Çin ekonomisi için bir ham madde tedarikçisine dönüşme fikrinden dolayı rahatsızdır. Çin; Rusya"nın ileri askeri teknolojiyi Hindistan"la paylaşmaya hazır olmasının kendisinden gizlenmesinden dolayı içerlemektedir. Rus medyası Rusya"nın Sibirya ve Uzak Doğu"daki geniş, boş alanlara Çinli göçünün tehlikelerini tartışmaya yabancı değildir. Ortalama Rusların Çin algılamaları istenilir düzeyden aşağı doğru düşmektedir. Onlar Rusya"nın kaderinin Avrupa ile birleşmek olduğuna inanıyorlar.  
 
Hu, Moskova ziyaretinin başında Pekin"in 2007 yılını Çin-Rusya ilişkilerinde “önemli bir dönem” olarak gördüğünü söyledi. İki ülke ortaklık ve stratejik etkileşim ilişkilerinin ikinci on yıllık dönemine girerlerken yeni bir ilişki düzeyi başlıyor dedi. Pazartesi, Putin"le konuşma sırasında Hu, bu temayı daha da geliştirdi.  

Çin medyası iki ülkenin stratejik ilişkilerinin büyümesi yönünde Hu"nun “birkaç öneride” bulunduğu haberlerini verdi. İlk olarak; Hu, Putin"e iki ülkenin “karşılıklı güvenin samimi ortakları” olmaları gerektiğini söyledi. İkincisi; ikili ilişkilerine “bir diğerinin dış politika önceliği” olarak bakmak zorunda olduklarını vurguladı. Üçüncüsü; onlar “bir diğerinin esas çıkarları olarak görülen meselelerde desteği büyütmeleri” gerekir dedi.  
 
Dördüncüsü; karşılıklı kar ve ekonomik işbirliklerini uzun dönemli bir perspektif karakterize etmelidir. Beşincisi; Hu, iki ülkenin “güvenlik işbirliğinde birbirine yardım etmesi ve stratejik güvenlik işbirliğini güçlendirmesi… Şanghay İşbirliği Örgütü çerçevesinde güvenlik işbirliğini, ilerletmeleri, bölgesel güvenlik ve denge halini sürdürmeleri gerektiğini” vurguladı.  
 
Son olarak Hu, Çin ve Rusya"nın “dünyada stratejik dengeleri sürdürerek çok kutuplu bir dünya için yakın işbirliği yapmasını, konsensüsü güçlendirmeyi, tartışma ve çatışmaları yok etmeyi ve dünya barışına, dengesine ve gelişimine katkıda bulunmayı” önerdi.  
 
Biz Hu"nun “önerilerine” Putin"in nasıl cevap verdiğiyle ilgili Moskova"nın söylediği hiçbir şeye sahip değiliz fakat Hu"nun söylediklerinden ilişkilerde genel bir güven eksikliğinin ve çatışan dış politika önceliklerinin varlığını net bir şekilde anlayabiliyoruz.  
 
Fakat Hu; soğuk savaş sonrasında Rusya"nın ABD ile ilişkileri en düşük ve hatta derin bir soğukluk düzeyine düşerken Çin-Rusya stratejik ortaklığının tam karşısında duran, kaygıyla izlediği Çin"in ABD ile daha olgun, sağlam ve öngörülebilir ilişkiler kurmasından hiç bahsetmedi. 
 

Washington"nun Farklılaşmış Politikası


Hiç şüphe yok ki Washington Rusya ve Çin"e karşı farklılaşmış bir politika izlemektedir. Sovyet sonrası boşlukta Rusya"nın etkisini olabildiğince azaltmanın yollarını aradığı saldırgan tavır Çin"in Asya"da (veya Afrika ve Latin Amerika da) uzayan gölgesine gelince eksik kalmaktadır. Washington farklılaşmış yaklaşımın; Rusya"ya ek bir baskı yapacağını ve Moskova"nın aşamalı “izolasyonunun” potansiyelini barındırdığını hesap ediyor olabilir.  
 
Fakat ABD"nin kendilerinin çevrelemeleriyle yüzleşme bağlamında Moskova ve Pekin"de yaklaşımlar arasında bir dünya görüşü farklılığı var. Çin aynı zamanda ABD için bir ortak. Çin daha fazla şey sunarken Rusya bir enerji süper gücü olabilir. Rusya gerçekte böyle herhangi bir karta sahip değilken Çin ikili düzeyde ABD politikasını etkilemek için avantajlar geliştirmede başarılı oldu.  
 
Rusya hala ABD ile anlaşmanın şartlarını görüşüyor. Çinli bir aydın ABD-Çin ilişkilerini bir tarafında işbirliği diğer tarafında rekabet olan bir paraya benzetti. “hangi tarafın baskın geleceği; Washington"un hangisini istediğiyle ilgili vereceği karara bağlı olacağını” söyledi. Aynı zamanda Rusya"nın tersine Çin ABD"nin herhangi bir çevreleme çabasını engelleyecek şekilde yakın komşularından oluşan dost bir dış çeper yaratmada başarılı oldu. 
 
Bunun yanında Rusya"ya gelince temel mesele Çin"in Batı Dünyası"yla entegrasyonu ve bu durumda ortaya çıkacak şartlardır. Ek bir karmaşa da ABD"nin kendisinin liderliğinde olan Avro-Atlantik topluluğunun başka bir aşamaya geçiş durumunda olmasıdır. Avrupa projesinin kendisi de belirsiz bir gelecekle karşı karşıyadır. Doğal olarak NATO"nun yayılmasıyla ilgili “tehdit algılamaları” veya ABD"nin füze savunma sistemleri Çin tarafından hiçbir zaman Rusya"nın algıladığı derinlikte algılanmayacaktır. Bu meseleler Moskova için esas ilgi ve hayati çıkarlarına doğrudan darbe vuran dokunulabilir somut yakın meselelerken, Pekin için uzaktan gelen davul sesine benzemektedirler.

Dengenin ötesinde Çin-ABD ilişkilerinin “şok atlatma kapasitesi”nin gittikçe yükselmesi dikkatleri üzerine çekiyor ve bu ilişkiler hali hazırda çok sağlam. Çin ABD"nin 200 milyar değerindeki hazine bonosunu elinde tuttuğunun çok iyi bilincindedir. Çin Çağdaş Uluslar arası İlişkiler Enstitüsü"ndeki en önemli araştırmacının vurguladığı gibi “Çin, ABD"nin astronomik bütçe açığını dengelemeye yardım ediyor. Bu yüzden ABD"nin Çin ekonomisine çok fazla ihtiyaç duyduğu şeklinde bir sonuç çıkarılabilir.”  
 
Araştırmacı cüretkâr bir şekilde etkisiz sekizli grubun yerine etkili ikili bir grup önerip spekülasyona devam ederek “aslında dünya ekonomisinin ikiz motorları olarak Çin ve ABD ekonomileri global ekonomi ve ticaretin gelişmesi için “yol haritası” ve “ticari kurallar” oluşturma adına daha fazla sorumluluk omuzlamalıdırlar” dedi. 
 
ABD-Çin ilişkileri gelişiyor

ABD-Çin ilişkilerinde öncü Çinli bir aydın olan Yuan Peng geçen Aralık ayında Pekin"deki Çin-ABD stratejik ekonomik diyalogunun ilk oturumunu yorumlayarak Bush"un bir düzine mesajını veya zirveye katılan kabine yetkililerinin “Çin-ABD ilişkileri dengededir ve ileriye gitmiştir” ve iki ülke ilişkilerde eşit “sorumlu hisse sahipleri”ne dönüştü dediklerini yazıyordu. 
 
Yine Çin Bilim Akademisi"ndeki Amerikan Çalışmaları Enstitüsü"nde önemli bir araştırmacı; Ocak ayının başlarında yazdığında Pekin"deki yeni modu yakalamıştı, “Çin-ABD ilişkileri; bölgesel ve küresel güvenlik ve ekonomik sorunların üstesinden gelmek için ikili ilişkinin alanının ötesine taşıyor. Farklı düzeylerde ve muhtelif sektörler arasındaki değişimler, ticaret ve ekonomik işbirliği özellikle büyük bir yöne doğru ilerlemektedir. Söylenenlere bakılırsa iki ülke çok fazla çıkarı paylaşmaktadır ve artan bir şekilde stratejik ve ekonomik olarak birbirlerine daha çok bağımlı hale gelmektedirler.”  
 
Pekin ve Washington Kuzey Kore"nin nükleer meselesinde, uranyum zenginleştirme programını durdurması için İran"a baskı yapma da ve Ortadoğu"daki batı yanlısı Arap rejimlerinin istikrarı için fiziksel destek konusunda aynı yerde durmuyorlar. İronik olarak Şubat ayındaki Münih güvenlik konferansında Putin hegamonik hırslarından dolayı ABD"yi kınarken Çinli yorumcular ABD dış politikasındaki neo-con doktrininden uzaklaştıran ve “Beyaz Saray"a hakim olmaya başlayan pragmatizmi önceleyen “hassas değişiklikleri” çok iyi bir şekilde anladılar. 
 
İlginç bir şekilde resmi China Daily gazetesinde yazan, önemli Çinli bir diplomat olan Wang Yusheng Putin"in konuşmasına yukarıdan bakan bir tavır benimsemişti. Wang; ABD yetkililerinin Putin"in “karmaşık sözlü saldırısını… ABD"nin soğuk savaş niyetlerine sahip olmadığını ve ne de Rusya"nın bu niyette olduğunu göstererek” önemsemediler. 
 
Wang çok soğuk bir objektiflikle “ iki ülkenin (ABD ve Rusya) ana çıkar ve yönelimlerinin arasını bulmak çok zordur” yorumunu yaptı fakat bütün bunlarla birlikte onlar uluslar arası güvenlik meselelerinde işbirliği yapmaya ihtiyaç duymaktadırlar. Çin; China Daily"nin “öngörülemez ABD-Rusya ilişkileri manik ve yanıltıcı” olarak tanımladığı şeyden uzak olup etkilenmemek için güvenli bir mesafeyi elinde tutacaktır. Hu"nun Moskova ziyareti Çin-Rus stratejik ortaklığının teflon kaplamaya sahip olduğunu ifşa ediyor. Onların yapabileceği en iyi şey; pozitif bir etkileşim veya her iki tarafın diğerinin çıkarına saygı duyarken kendisinin ulusal çıkarlarını emniyete almaya izin veren karşılıklı karın karakterize ettiği yeni bir ilişki türü aramaktır.  
 
China Daily"de son günlerde yayınlanan bir makale, Soğuk Savaş sonrası dönemde büyük güç politikalarının tabiatı üzerine uzun uzadıya durmuştu. Üçüncü bir ülke hedeflenmediğinde ve bir ülke diğerlerinin çıkarlarına saygı duyarken öncelikle kendi ulusal çıkarlarını öne alır düşüncesi “vazgeçilmez” kabul edildiğinde ikili bağlar “sağlıklıdır”  diyordu. Böylece “işbirliğinin yanında rekabet ve uzlaşmaların yanında da çatışmalar olacaktır. Uzlaşmanın uygun olması ve tartışmaların bir çatışmaya dönüşmesine izin verilmemesi gerekirken işbirliği samimiyet ve güven temelinde olmalıdır.” Bu perspektiften hareketle gazete Çin-Rusya ilişkilerini “kendine has biricik özelliklerle ahenkli bir ilişki” olarak tarif ediyordu. 
 
"İki ülke (Çin ve Rusya) birbirine bel bağlamadan birbirlerine yakınlar. Onlar diğerini harap etmeden kendi asaletlerini koruyorlar; eşit bir düzeyde yaptıkları görüşmelerle çıkar çatışmalarını çözmede başarılı oldular… Ve her ikisi de tek kutupluluğa karşıyken bu günün dünyasında tek süper güç olan ABD ile ikili bağlar geliştirme arzusundalar” şeklinde bir eklemede bulunuyordu. 
 
Çin-Rusya ilişkilerindeki çatışmalar, eğer her iki ülke birbirinden farklı dış politika önceliklerine alışırsa minimum düzeyde tutulabilir. Neyse ki onların ilişkileri China Daily"nin son günlerde değerlendirdiği gibi “negatif öğelerden daha fazla pozitif öğeye” sahiptir.

 

M. K. Bhadrakumar  29 yıl Hindistan Dışişleri Bakanlığı"nda görev yapmış bir diplomattır. Bu süre içerisinde Özbekistan (1995-98) ve Türkiye"de (1998-2001) Büyükelçi olarak görev yapmıştır.

www.asiatimes.com 

 

Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.