Ahmet Türk, salı günü grubunda Başbakan'ın 'bir elinde gül, bir elinde balta' bulunduğunu, gülü 'halka koklattığını', 'baltayla seçilmiş siyasetçileri' yok etmeye çalıştığını söyledi.

Sayın Türk'ü söyleten, Başbakan'ın Kızılcahamam toplantısı açış konuşması olmalı. Gerçekten o konuşmada Kürt sorununda hükümetin planı bulunduğu kanısını uyandıran cümleler vardı, ama hemen kapanış konuşmasında bu sözler söylenmemiş tavır içine girildi.
Sayın Erdoğan'da, ileri-geri gidip gelme ilk kez görülmüyor. İki yıl önce 2005'in 9 Ağustosu'nda, bir kısım aydını kabulünde de, Erdoğan'dan umut veren sözler duymuştuk da, hemen eertesi gün Diyabakır gezisinde o sözlerden vazgeçildiğini hayretle görmüştük!

Daha dört ay önce, sayın Erdoğan'ın 22 Temmuz gecesi tanık olduğumuz,
'halkı kucaklayan' sözleri de, bir-iki gün geçmeden unutuldu, gereği yapılmadı.

Son Kızılcahamam konuşması da Başbakan'ın ileri-geri mehter yürüyüşünün sonuncu örneği gibi görünüyor.

Ancak Ahmet Türk bence Başbakan'a haksızlık yaptı: O, bir elinde gül olan ama diğer elinde balta olmayan ürkek bir delikanlıdır; o kafası karışık, gönlü cesaretsiz bir damat adayı gibidir.

Başbakan, muhalefetin ayağa kalkmasını, geri çekilmesinin gerekçesi olarak görüyor olabilir. Gerçekten, iki yıl önceki aydınlar toplantısının hemen ertesi günü, muhalefet liderlerinin söyledikleri umut kırıcıydı. Onlara göre, demokratikleşme etnik parçalanmanın bir çerçevesi olamazdı, Başbakan
meselenin uluslararası boyutundan habersizdi, Başbakan bölücü ağzıyla konuşuyordu, etnik bölücü tahrikler Kürt sorunu olarak görülemezdi!
Bugün de muhalefetin anlayışı iki yıl öncesinden farklı değildir; suçlamalarını biraz daha ağırlaştırmışlardır, varsa çözüm önerilerini kendilerine saklamaktadırlar, her hafta biraz daha sertleşmektedirler!

Eğer ürkeklik muhalefetin anlayışından kaynaklanıyorsa, iktidarın beş yıllık deneyimi boşuna gitmiş demektir. Karşısındakilerin politikadan önce taktik belirlediğini şimdiye kadar anlamış olmalıydı! Beş yıl içinde iktidar doğru olarak ne yaptı da, muhalefet beklenmedik ölçüde ithamla karşılaşmadı?
İktidar muhalefet ilişkisinde, muhalefet partilerinin davranış biçimi, ortaya çıkmıştır: İktidar ne derse, ne yaparsa, muhalefet doğru ve yanlışı ayırmadan, acımasızca eleştirecektir.
Ne var ki, Kürt sorunu, iktidarın risk almadan çözüm yoluna sokabileceği konulardan değildir. Her atılacak olumlu adım sonrasında, özellikle başlangıçta, ayağa kalkacak gruplar bellidir. Bu grupların, her adımı suçlayarak ne yapıldığı tam anlaşılmadan sonuç almaya çalışacakları açıktır.
Bu suçlamalara değer vermeden, halkın ve devletin geleceği düşünülerek politikalar geliştirilmeli ve uygulanmaya konulmalıdır.

Milletin, bu politikaları beklediğine güvenmeliyiz. Doğru poltikaların kısa zamanda halka kazandıracakları, halkımızın ve devletimizin önünü açacaktır.
İktidar 'bir elinde gül' ile, bir adım ileri bir adım geri gidip geleceğine, varsa projelerini halkına açıklayıp cesaretle uygulamalıdır. Üzerinde çalışılmış projeleri yoksa? Olmayabilir mi? Hiç sanmıyorum!

Kaynak: Radikal