ABD ve Avrupa özgürlük temelinde kalıcı barış inşa etme hedefini paylaşırken, gereken temel demokrasilerin el ele vermesiyle yaratılır. AB, Hindistan, Japonya, Avustralya, Brezilya, Güney Kore, Güney Afrika, Türkiye ve İsrail gibi önde gelen demokrasiler güçlü bir ortak sese sahip

Amerikalılar ve Avrupalılar ortak bir hedefi paylaşıyor: Özgürlük temelinde kalıcı bir barışı inşa etmek. Bugün demokrasilerimiz güçlü ve canlı. El ele verip, ister silah olarak terörü tercih eden radikal dinci fanatikler olsun, ister Rusya'da otokrasiye rahatsız edici dönüş olsun, isterse de iklim değişikliği ve gezegenimizde yaşanan bozulma olsun, yüz yüze geldiğimiz çeşitli zorlukların üstesinden gelebiliriz.
Fakat burada anahtar kelime 'el ele vermek'tir. Demokratik dayanışmamızı yenilememiz ve canlandırmamız gerekiyor. Transatlantik ittifakımızı, dünya çapındaki 100 demokratik ülkenin büyük gücünü, değerlerimizi ileriye taşımak ve ortak çıkarlarımızı savunmak için bir araya getirebilecek yeni bir küresel mutabakatın (Demokrasiler Birliği'nin) çekirdeği mahiyetinde güçlendirmemiz gerekiyor.

Guantanamo kapatılmalı
Bu yeni mutabakatın merkezinde karşılıklı saygı ve güven olmalı. Biz Amerikalılar kurucularımızın Bağımsızlık Bildirgesi'nde sarf ettiği sözleri hatırlıyoruz: 'İnsanoğlunun fikirlerine gereken saygıyı' göstermeliyiz. Büyük gücümüz istediğimizi istediğimiz zaman yapabileceğimiz ya da başarı elde etmek için gereken erdem ve bilginin hepsine bizim sahip olduğumuz manasına gelmiyor.
Görüşleri dinlememiz ve demokratik ittifakımızın ortak iradesine saygı göstermemiz gerekiyor. Askeri, ekonomik veya diplomatik bakımdan uluslararası bir adımın zaruri olduğuna inandığımızda, dostlarımızı haklı olduğumuza ikna etmeye çalışacağız. Fakat bunun karşılığında onlar tarafından da ikna edilmemiz gerekiyor.
Bu arada NATO ve AB'ye mensup ülkeler, özgürlük ve ekonomik refahı savunmak için harekete geçme yeteneğine ve iradesine sahip olmalı. Balkanlar'dan Afganistan'a, Çad'dan Doğu Timor'a kadar, dünyanın dört bir köşesine konuşlandırılabilecek etkili askeri ve sivil yetenekler inşa etmek için gereken parayı harcamaları gerekiyor.
Avrupa liderliğinin dünyayı daha iyi ve güvenli bir yer haline getirmek için sergilediği çabaları memnuniyetle karşılıyoruz. Fransa'nın NATO'ya tam entegrasyonunu gönülden istiyoruz. Ve AB'nin etkili bir Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası yapılandırma çabalarını da kuvvetle destekliyoruz. Güçlü bir AB, güçlü bir NATO ve bunlar arasında gerçek bir stratejik ortaklık en mühim çıkarlarımızın gereğidir.
Hepimizin yüksek ahlak standartlarımız ve uluslararası sorumluluklarımız doğrultusunda hareket etmemiz gerekiyor. Teröristlerle mücadele edeceğiz ve aynı zamanda toplumlarımızın temelini oluşturan hakları da savunacağız. Ele geçirdiğimiz terör şüphelilerine işkence yapamayız veya gayrı insani muamelede bulunamayız. Guantanamo'daki tutuklu kampını kapatmalı ve kontrolümüz altındaki tehlikeli tutukluların nasıl bir sürece tabi tutulacağı konusunda uluslararası ortak bir zemin oluşturmalıyız.
Uluslararası sorumluluk ortak evimizin korunması anlamına da geliyor. Küresel ısınmanın tehlikeleri sınır tanımıyor. Amerikalılar ve Avrupalılar gelecek yıllarda sera gazı salınımlarını önemli ölçüde azaltmak konusuna ciddiyetle eğilmeli. Aksi takdirde torunlarımıza son derece bozulmuş bir dünya bırakacağız. Birçok ortak çıkarımızı tehdit eden küresel ısınma konusunda ABD-Avrupa ortaklığına taze bir güç katmalıyız. ABD ve Avrupa, dünyanın kalanının (bilhassa da Çin ve Hindistan gibi gelişen ekonomik güç odaklarının) katılımını özendirmek için birlikte önderlik yapmalı.
Sera gazı salınımlarının azaltılmasını mecbur kılan bir yasa önerisinde bulundum, fakat bu sadece bir başlangıç. Kyoto'nun yerini yeni bir anlaşma almalı; ekonomik açıdan sorumlu bir tavır çerçevesinde gerekli çevresel etkiyi sağlayabilecek bir çevre koruma sistemine ihtiyaç var. Yeni teknolojiler bu bakımdan büyük imkânlar vaat ediyor. Piyasanın gücünü ve yaratıcılığını, çevresel tehditlerin üstesinden gelebileceğimiz şekilde özgür bırakmalıyız. Tam da şimdi güvenli, iklim dostu nükleer enerji, hem havanın kalitesini artırmak hem de yabancı enerji kaynaklarına bağımlılığımızı azaltmak bakımından hayati önemde bir yol.
Korkarım ki, bu bağımlılık gerek ABD gerekse Avrupa'nın yumuşak karnı; petrol ve doğalgaz ihraç eden otokrasiler için bir güç kaynağı haline gelmiş durumda. ABD'nin kendisini hızla petrolden kurtarması gerekiyor. Avrupa, Rusya'nın petrol ve doğalgaz tekellerinin siyasi nüfuz araçları olarak davranamaması için kapsamlı bir enerji politikasına ihtiyaç duyuyor.
Sözün özü şu: Hiçbirimiz, endişelerimiz sadece kendi ülkemiz dahilinde sınırlıymış gibi davranamayız. Ulusal çıkarlarımızı, kaderimizin insanlığın geri kalanının kaderiyle sıkı sıkıya bağlı olduğunu göremememize yol açacak darlıkta tanımlayamayız. Uluslararası vatandaşlıktan daha güzel ne olabilir? Başkaları için örnek olmak istiyorsak, kendimiz de örnek vatandaşlar olmalıyız.

ABD örnek olmalı

ABD'nin böyle örnek bir ülke olması gerektiği muhakkak. Günümüzde liderlik, Avrupa'yla diğer demokrasilerin savaşın yaralarını sardığı ve ABD'nin yegâne demokratik süper güç olduğu 2. Dünya Savaşı sonrası yıllarından farklı bir anlam taşıyor. Bugün AB, Hindistan, Japonya, Avustralya, Brezilya, Güney Kore, Güney Afrika, Türkiye ve İsrail gibi önde gelen demokrasiler güçlü bir ortak sese sahip. Ve şu an verdiğimizden daha fazla desteğe ihtiyaç duyan ve bunu hak eden Irak, Afganistan ve Lübnan gibi genç demokrasiler var. Rusya'da demokrasi geçici olarak bastırılmış durumda, fakat bu büyük ülkenin bir an önce demokrasi rotasına döndüğünü görmek hepimizin çıkarına.

Bu idealizm değildir. Gerçekçiliğin en doğru biçimidir. Kalıcı bir barışı inşa edebiliriz ve etmeliyiz; bunun için gereken temeli yaratacak olanlar dünyanın demokratik ülkeleridir

Kaynak: Radikal