Yılın en acı kayıplarından biri Cengiz Aytmatov. Kırgız kültürünü Sovyet edebiyatının başlıca motiflerinden biri haline getirerek evrenselleştirmeyi başardı. Usta yazar hem anayurdunu hem SSCB'yi hem de bütün insanlığı temsil etti yapıtlarında. Uluslararası Bursa İpekyolu Film Festivali, hiç vakit kaybetmeden Aytmatov'un onlarca dile çevrilen yapıtlarından yapılan film uyarlamalarının toplu gösterisini yapacağını ilan etti. 24 Kasım - 4 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek olan Festival'de Aytmatov'un birçoğunun senaryolarını da bizzat yazdığı altı uyarlama gösterilecek. Hem Aytmatov'a saygı hem de Festival'in kimliği açısından son derece isabetli bir karar bu seçkiye yer vermek. Türkiyeli sinemaseverlerin gözdesi olan Atıf Yılmaz filmi 'Selvi Boylum Al Yazmalım' da bir Aytmatov uyarlaması.
İpekyolu seçkisindeki altı filmden beşi sadece Aytmatov uyarlaması olmakla kalmıyor, aynı zamanda Sovyet ve Kırgız sinemalarının da unutulmaz yapımları arasında sayılıyor. Andrey Konçalovski'nin yönettiği 'İlk Öğretmenim / Pervy Uchitel' 1966 yılında Venedik Film Festivali'nde yarıştı ve Natalya Arınbasarova'ya güzelliği gönül çelen Altınay rolüyle En İyi Kadın Oyuncu dalında Volpi Kupası'nı kazandırdı. Kırsal kesimde eğitim sorunsalına şiirsel bir aşk öyküsü fonunda değinen 'İlk Öğretmenim' çoktandır bir Hollywood yönetmeni olan Konçalovski'yi lanse eden ilk film oldu (Yönetmenin ilk gözağrısı 'Asya'nın Mutluluğu' 1987'ye dek sansüre takıldı).
Doğal olarak Aytmatov'dan başlıca uyarlamalar Kırgız sinemacılar tarafından yapıldı. Büyük usta Tolomuş Okeyev'in imzasını taşıyan 'Kızıl Elma' (1975),
Bolotbek Shamshiyev'in 'Beyaz Gemi' (1976) ve Bakyt Karagulov'un 'Boranlı İstasyonu' (1996) filmleri Aytmatov dünyasını beyazperdeye taşıyan iyi örnekler olarak İpekyolu seçkisinde yer alacak. Her biri otantik Kırgız yapımları olmanın yanı sıra uluslararası festivallerde yarışmış, ödüller kazanmış, dünya çapında gösterilmiş ve çok olumlu eleştiriler almış filmler.
Kırgız ailelerinin efsanelerin gölgesindeki gündelik yaşamlarından kesitler sunan, kopamadıkları geleneklerin Sovyet rejimiyle çelişkilerini aktaran yapıtlarının orta yerine sımsıcak aşk öyküleri konduran Aytmatov romanları başka sinemacıları da etkiledi. 1969 yapımı 'Elveda Gülsarı' Sergey Urusevski imzasını taşıyor. 1994 yapımı 'Cemile' ise Alman yönetmen Monica Teuber'in bir çalışması. Bir tür dünya karması olan bu son proje, Aytmatov'un hakkını tam olarak veremese de iyi görüntülenmiş bir film. Murray Abraham'ın yanı sıra Sean Connery'nin bir süre önce vasiyetnamesinden çıkardığı oğlu Jason Connery ve Klaus Kinski'nin oğlu Nicolas Kinski de kadrosunda.
Doğrusu bu seçkide gözlerimiz 'Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek'i arayacak. Karen Gevorkian'ın yönettiği 1990 yapımı bu film 1993 yılında Nantes 3 Kıta Film Festivali'nde gerçekleştirilen Aytmatov toplu gösterisinde de yer aldı. (Aynı seçkide Irina Poplavskaya'nın yönettiği 1969 yapımı 'Cemile' de tercih edildi.) İnsanın en zor doğa koşullarında hayatta kalma çabasının felsefi bir yorumu olan 'Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek' Aytmatov'u sinemada anmak için eksik bırakılmasa iyi olurdu, tabii kopya edinme, telif ödeme vb. gibi bir sorun yoksa.
İpekyolu, 'Boranlı İstasyonu'nun yönetmeni Bakyt Karagulov'u Aytmatov'un konuşulacağı bir panele davet etti. Festival süresince Türk dünyasının bu değerli yazarının edebiyatına ve sinemasına doyacağız demek ki!
Kaynak: Star