İsrail komandolarının Gazze’ye yardım götüren özgürlük gemisine saldırmasının üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Bu sürede dünya kamuoyu ve özellikle de Ortadoğu halkları bu vahşice saldırıyı kınama, yeni yardım konvoyları oluşturma ve Filistin halkının haklı direnişini destekleme gibi eylemlerle İsrail’e karşı sert tepkilerini ortaya koysa da, ne Gazze ablukası kırılabildi, ne de Kudüs işgalcilerinin bölge halkına çektirdiği zulmün ve işlediği cinayetlerin önüne geçilebildi. Dolayısıyla İsrailliler istedikleri politikayı bölgede uygulamaya devam ediyor.
İsrail’in dünya kamuoyunun baskısı altında ablukayı hafifletme kararı almasına rağmen, uygulama söylendiği gibi değil. Filistin halkı hâlâ Gazze açık hapishanesinde yaşam mücadelesi veriyor. Gerçek şu ki, Filistin topraklarını gasp eden İsraillilerden bundan daha fazlası da beklenmez, zira onlar bunu hep aynı şekilde davranıyor. Gazze ablukasının sürdürülmesindeki en önemli etken İsraillilerin bu bildik huyları ve politikaları olsa da, başka uluslararası nedenler de var.
Öncelikle, Arap devletlerinin son kararı doğrultusunda İsrail’in sözümona Gazze ablukasını kaldırması gerekiyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Emir Musa’nın Gazze ziyareti de bu doğrultudaydı. Fakat iş uygulamaya gelince, İsrail ve Batı’ya baskı yapacak güçleri bulunmadığı için aldıkları kararlar her zamanki gibi öneri düzeyinden öteye geçemedi. İkincisi, Batı ve özellikle ABD, İsrail’i destekleme politikalarından vazgeçmedi. Onların İsrail’e karşı sözde baskısı, aslında ablukayı meşrulaştırma yönünde. Nitekim Batı ülkelerinin önerisiyle ablukayı yumuşatmaya alan İsrail, kendi çıkarlarını düşünerek hareket ediyor. Üçüncüsü, İsrail’e karşı kararlar alabilecek uluslararası kuruluşlar yine Batı ülkelerinin baskısıyla bu görevlerini yerine getiremiyor ve İsrail’e karşı sert tepki gösteremiyor. Dolayısıyla İsrail’in cinayetlerini örtbas etmekle yetiniyorlar.
Nihayetinde, İsrail ve Batılı destekçileri medyayı ve politik kanallarını kullanarak, Arap ülkeleriyle uluslararası kuruluşların pasifliğini iyi değerlendirerek ablukayı sürdürüyor. Fakat yine de duyarlı insanların etkinliğinin yanı sıra özellikle de İran ve Türkiye’nin aktif politikaları ve keskin duruşlarıyla, Gazze ablukasını ve İsrail inadını kırma yönünde büyük adımlar atılıyor ve olması gereken de bu. (İran gazetesi Jamejam, 28 Haziran 2010)
Kaynak: Radikal