Şâdi Hamid
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in Eylül ayında seçimlere katılmama vaadi az bir vaad ve çok geç oldu. Geçmişle tam bir kopuştan daha azını talep etmeyen protestolar, Mısır rejimini ölümcül şekilde yaraladı. Mübarek iktidardan yarın çekilmeyebilir ama günleri sayılı. Onun yerini alan hükümette dünyanın en eski ve en çok korkulan İslamcı hareketi Müslüman Kardeşlerin de bulunması muhtemel.
Gelecek günlerde Müslüman Kardeşlerin yükselişi Mısır dışındaki en büyük konulardan biri olabilir. Bu ihtimale karşı verilen alarm Batı’da çoktan duyuluyor. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton şöyle bir uyarıda bulundu: “Demokrasiye değil de baskıya ve Mısır halkının arzularının yok olmasına varacak bir iktidar değişikliğini de istemiyoruz.”
Beyaz Saray şayet bu grup şiddeti kınar ve demokratik sürece bağlılık gösterirse gelecekteki bir hükümette Müslüman Kardeşlerin rolüne açık olduğunu da söyledi. Ancak bu ihtar kayıtları ABD’nin halen siniri olduğunu ve başkan Obama’nın şartlarını onlarca yıl evvel karşılamış olan bu grubun gerçek doğası hakkında pek de mâlûmat sahibi olmadığını göstermektedir.
ABD ve müttefikleri bir kez daha demokrasiyi kucaklıyor ama bu ille de neticelerini de kucaklamaları anlamına gelmiyor. Amerika halen “İslamcı ikilemiyle” cebelleşiyor. Amerika 1992’de Cezayir’de İslamcı partinin Meclis’te çoğunluğu elde ettiği demokratik bir seçimi alaşağı eden askeri darbeyi zımnen desteklemişti. O darbe, Arap dünyasındaki en vaatkâr demokratik deneyimi sona erdirmişti. Daha yakın bir tarihte ise, George W. Bush yönetimi Mısır dâhil bölgede yapılan seçimlerde İslamcılar şaşırtıcı şekilde iyi sonuçlar elde edince “özgürlük gündemini” toprağa gömmüştü.
İslamcıların iktidara yürüyeceği korkusu Amerikan politikasını uzun zamandır felce uğratıyor. Amerikan liderliğinin sonucu belirleyecek bir rol oynayabileceği hallerde cesurca davranmasını engelliyor bu. Bugün, Mısır tarihinde yapılmış en büyük demokrasi yanlısı protestolar sırasında, bu aynı korku Amerikan politikasını yine raydan çıkarmakla tehdit ediyor. Obama yönetimi gösterilere başını sallasa da Mısırlılar Amerika’nın gözüpek müttefiki Mısır rejiminin yeni bir görünüme bürünüp ayakta kalacağı ümidi taşıdığını düşünüyorlar.
Üst düzey Amerikalı yetkililer Mübarek’e değişim doğrultusunda “somut adımlar” atma ve “ulusal diyalog” başlatma çağrısı yaptılar. Salı günü bir açıklama yapan Obama Mübarek’e seçilmiş bir Mısır hükümetine doğru hemen düzenli bir geçişin gerekli olduğunu söylediğini belirtti. Ancak Tahrir Meydanına doğru seyreden yüzbinlerce protestocu bu lafların ötesine geçti. Yanlış anlamaya el vermeyen ısrarlı çağrıları Mübarek’in derhal görevden el çekmesidir, ki Obama’nın şimdiye değin onaylamayı reddettiği bir şey.
Âdil olmak gerekirse, Batılı güçlerin Mısır’da demokratik bir hükümetin onların güvenlik çıkarlarına daha az tâbi olacağından endişe etmeleri için sebepleri var. Müslüman Kardeşler liderlik emeli taşımadığını açıkladı. Ancak İsrail karşıtı kışkırtıcı söylemiyle bilinen bu grubun geniş tabanlı ulusal birlik hükümetinin bir parçası olma ihtimali de var.
Ama ne ki Müslüman Kardeşler hükümette yer alacak diye Batılıların uykuları kaçmak zorunda değil. Özünde pragmatik olan grup, uluslararası câmianın desteğini çekmesine sebep olacağını bildiğinden dolayı hükümetin dış politikasıyla ilişkilendirilmekten sakınacaktır. Ayrıca yıllık 1.5 milyar dolarlık Amerikan yardımı var ki geçen hafta Mısır ekonomisinin aldığı darbeden sonra Mısırlılar bu meblağa daha fazla ihtiyaç duyacaklardır.
Yani Müslüman Kardeşler olsun ya da olmasın, demokratik bir hükümet halkın tercihlerini yansıtacaktır ve hem laik hem de İslamcı çoğu Mısırlı İsrail’den açıkça hazzetmezler. Mısır ve İsrail arasında biraz gerginliğe yol açabilir bu ama iki ülkenin otuz yıl önce imzaladığı barış antlaşmasını da tehdit etmeyecektir. Mısırlı muhalif şahsiyetler bunun aşılmaması gereken bir sınır olduğunu biliyorlar.
Her şeye aynı anda sahip olmak her hâlükarda mümkün değil. Bazı takaslar/ödünler olacaktır. Bunlardan bazılarına değer. Mısır’da daha fazla demokrasi, ABD’ye baş ağrısı verebilir. Fakat Mübarek – karşı koyan yüzbinlerce kararlı Mısırlıya rağmen - gelecek haftalarda ve aylarda iktidarda kalmaya çabalarsa ABD’nin daha büyük problemleri olur. Sonuçta Amerika’nın İslamcı ikilemi her daim var olacaktır. Fakat çekip çevrilebilir bir şeydir bu. Mısır bunu demek için iyi bir yerdir.
Yazar hakkında: Brookings Enstitütsü Doha Merkezi’nde araştırma müdürü ve Saban Center for Middle East Policy üyesi.
Kaynak: Los Angeles Times
Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın