Eşi benzeri bulunmayan en tuhaf demokrasi tecrübesi bence Afganistan'da yaşanıyor ve gün geçtikçe, şimdiye kadar sürdürülen sığ ve yüzeysel sözde demokrasinin gizli saklı bölümlerini örtbas eden perdeler kalktıkça, daha garip yönler ortaya çıkıyor.
Ülkenin altyapısı ve üstyapısına bakıldığında parlamento, cumhurbaşkanı, bakanlık ve seçimler gibi normal bir demokrasinin çeşitli şartlarının ve mekanizmalarının varlığını görüyoruz. Fakat nedense iş icraata gelince anormal bir demokrasiye tanık oluyoruz.
Afganistan Devlet Başkanı Yardımcısı Ahmet Ziya Mesut'un 'yürürlükte olan yasaların, kararların, planların ve uygulamaların, başkan yardımcılarının yetkisi dışında bulunduğu ve alınan tüm kararlarda etkinlikleri olmadığı' yönündeki açıklamaları -daha doğrusu itirafları- Afganistan'ın sözde demokrasisinin tatlı yüzünün acı tarafını göstermekten başka bir şey değil.
Yedi yıldır hükümetin üst kademesinde yer alan Mesud'un bu sözleri sarf etmesi, onun gibilerinin halkın çıkarı ve yararından çok kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiği şüphesini uyandırıyor. Bu aslında bir kişinin ne zaman, nerede, nasıl duracağıyla ilgili bir kurnazlık.
Zira gerçek şu ki, Devlet Başkanı Hamid Karzai seçimleri kazanırsa hükümette mutlaka değişiklik yapacak. Dolayısıyla, Mesut gibileri koltuklarının sallanacağını hissettikleri için mensup oldukları iktidarı eleştiri topuna tutarak günah çıkarmaya çalışıyor. Tabii ki bu sözler bize geçmişte alınan her yanlış kararın altında Mesut'un da imzası bulunduğu gerçeğini unutturmaz. Yedi yıl boyunca hükümet kadrosunda yer aldıktan sonra çıkıp 'Ben bir şey yapmadım' diyerek kimseyi kandıramazsınız.
Mesut, hükümetteki anlaşmazlıklar ve cumhurbaşkanın umursamazlığı konusunda haklı. Yedi yıldır başkan yardımcısı olan birisinin, U dönüşüyle muhalif konuma gelmesi bir şeylerin ters gittiğine işaret. Zira bu koşullarda iktidarı yüzüstü bırakıp halkı savunmak akıntıya karşı yüzmek gibidir ve bu iş ülkedeki hiçbir siyasi aktörün harcı değil. Seçim arefe-sinde hükümete suçlamalar yönelt-mek sadece Karzai'nin dibe vurduğunu ve garip bir demokrasiye tanık olduğumuzu gösteriyor. (Afganistan gazetesi Peyami Mücahit, 12 Ağustos 2009)
Kaynak: Radikal