Afganistan'da çok sert ve kanlı uyuşturucu düzeni kuruldu.
Şu anda Afganistan sadece "demokratik" değerlerin ülkede hakim olabilmesi için yapılan basit bir savaş alanı değildir.
Burada yapılan savaş geleneksel manada işgal savaşı değildir. Burada yeni bir olgu ortaya çıkmıştır ve bu olgu birçok ülkenin de kaderini etkileyebilir.
Bugün ABD Afganistan'daki eylemleri ile dünyanın kaderini etkilemektedir. Şu ana kadar tarihin hiç bir sayfasında bir devlet başka bir devletin yardımıyla dünyanın kaderini bu denli etkileyememiştir. İnsan şöyle bir zanna kapılıyor ki sanki Afgan savaşı ilelebed devam edecek. Tüm bunların sebebi ise Afganistan'ın uyuşturucu üretmek için inanılmaz imkanlara sahip olmasıdır. Bizzat uyuşturucu tarlaları resmi Washington'u bölgeye yeni askeri güç göndermeye teşvik ediyor. Onların Afganistan'daki kontrölü sağlamak istemelerinin sebebi eroindir.
George Bush bu yüzden Pakistan devlet başkanını da değiştirmek zorunda kaldı. Çünkü o açık bir şekilde Afganistan ile Çin ve diğer dünya ülkeleri arasında eroin köprüsünün kurulmasını reddetmişti.
Afganistan'ın her tarafı kanlı taciz olaylarına şahit olmaktadır. Burada ABD'nin önemli bir rakibi var. Onlar uyuşturucu trafiğine engel oluyorlar. Kimin Taliban'ı nasıl kabul etmesi o kadar da önemli değil asıl önemli olan onların aşırılıklarına rağmen uyuşturucuya karşı olmalarıdır. Âdil olmamız gerekiyorsa şunu belirtmemiz gerekiyor: Afganistan Taliban'ın yönetimi altında olduğu zaman dünya uyuşturucuya daha az bağımlı idi. İşgalcilerin gelişiyle bu durum değişti.
İşgalci güçlerin İslâm yanlısı "Taliban"ı imha etme çabalarının tamamı fiyasko ile sonuçlanıyor ve çok sayıda sivil vatandaşın ölümüne neden oluyor. BM'nin verdiği rakamlara göre 2008 yılının ilk sekiz ayında bin 445 Afgan vatandaşı öldürüldü. Bu rakam geçen seneye oranla yüzde 39 daha fazladır.
Hükümet güçleri ise büyük kayıp veriyor. Afganistan İçişleri Bakanlığı'nın verdiği rakamlara göre 2008 yılının başından şimdiye kadar Taliban ile savaşta 720 Afgan polisi öldürüldü. Şu anda hükümet güçleri Amerikalılar tarafından hazırlanmış "Irak tecrübesinden" faydalanmak istiyor. Başkent Kabil sokakları beton duvarlarla kapatılmış. Önemli idari binaların etrafına beton duvarlar inşa edilmiştir.
Başkentte bu tür önlemler işe yarıyor. Ancak eyaletlerdeki durum ise çok vahimdir. Yerel bölgelerin karışık olması ve ulaşım alt yapısının yetersizliyi Afganistan'ın tamamını kontröl etmeyi imkansız kılıyor. Koalisyon güçlerinin hava saldırıları ise sadece sivil halk arasında büyük kayıpların yaşanmasına neden oluyor.
Burada rahatsızlık veren en büyük sorun durumun gün geçtikçe daha da kötüleşmesidir. Afganistan iç işleri bakanlığı resmi temsilcisi açıklama yaparak, Ağustos ayının özellikle çok ağır geçtiğini ve 330 Afgan vatandaşının öldürüldüğünü belirtiyor. 2001 yılının sonunda büyük askeri operasyonlar sonucunda Taliban rejimi devrilmişti. O zamandan sonra şu anda kadar bir ay içerisinde bu sayıda insan ölmemişti, diye Afgan temsilci sözlerine devam ediyor.
Bununla beraber ölenlerin yüzde 55'nin sorumlusu Taliban'dır. Ancak yüzde 45'nin ise ölümü NATO askerlerinin vicdanına yazılmıştır.
Burada bir meseleye dikkar edilmesi gerekiyor ki birileri artık devletin uyuşturusu ticaretinden elde ettiyi gelirin azalması için savaşmaktadır. Sivil halk çok saylı ölümü Afgan halkının daha da kızdırmaktadır. Bununla da Taliban'ın taraftarlarının sayısı artıyor ve harekat giderek güç kazanıyor. Hatta Amerikan yanlısı Hamid Karzai hükümeti de koalisyon güçlerinin faaliyetine karşı olduğuna dair sert açıklamalar vermek zorunda kalıyor.
Şu anda en önemli mesele ABD ve onun müttefiklerinin düzenledikleri operasyonların tamamen fiyaskoya uğramasıdır. Gündelikte sadece bir mesele var: Mümkin mertebe çok şey elde ederek bir an önce kimseye gözükmeden bölgeyi terketmek. Amerikan yönetimi de bazı şeyleri öğreniyor. Afganistan'daki eroin skandalı "İran" meselesi de değil. Bu işin sonucu Haaga mahkemesi olmasa da büyük askeri başarısızlıktır.
Askeri operasyonlar başlamdan önce açıklamalar yapmış ve Afganistan'da aşırı akımları imha edeceklerini, demokratik değerlere sahip ülke kuracaklarını ilan etmişlerdi. Ancak şu anda bunu kimse hatırlamak istemiyor. Ülkedeki uyuştucu imalı rekor seviyeye ulaşmıştır. Hatta tüm mümkin rekorlar kırılmıştır. Bazı rakamlara göre Afgan anbarlarında 1100 ton eroin bulunmaktadır. Tüm dünyayı zehirlemek ve sınırsız servet kazanmak mümkindir. Böyle bir zenginliğe sahip olan güç tüm dünyaya savaş açabilir.
Afganların büyük çoğunluğu Karzai yönetimini tanımamaktadır. Onun taraftarlarının sayısı ise çok azdır. Bölgede görev yapan batılı medya mensupları ve gözlemciler başkentten bir saat uzaklaştıktan sonra Taliban silahlıları ile karşılaşabilineceyini belirtiyorlar. Amerikan askeri ve siyasi modeli Afganistan'da tamamen iflas ettiğini gösterdi. ABD hiç kayıp vermeden sahra komutanları ve birlikleri ile hava saldırısı ile savaşmak istiyor. Ancak bu tür metotlar düzenli orduya karaşı etkili olabilir. Afgan gerilları ise bundan kesinlikle etkilenmez. Çok sayıda sivil halkın öldüğü göz önünde tutuluğunda darbelerin etkisizliği kendini gösterecektir.
NATO askerleri operasyonlara başlamak istedikleri zaman Afgan silahlılar mayın savaşı ile cevap veriyorlar. Koalisyon güçlerinin verdiği kayıplarının esas sebebi de budur. NATO yetkilileri sürekli onlarca silahlının imha edildiyine dair açıklamalar veriyor. Bununla beraber Taliban'ın kontrölü altındaki bölegeler ise sürekli geişliyor.
Sivil halk arasındaki ölümlere bakıldığında mevcut ordu birliklerinin "alan saldırısı" yaptığını söyleyebiliriz. Presnip olaraksa bu böyle değildir. Kendi planlarını yerine getirmeyenleri öldürüyor diğerlerinin ise daha fazla çalışmasını temin etmeye çalışıyorlar. Bombalamalar sivil halk arasındaki kayıpları artırıyor ve mücahitlerin sırasını daha da sağlamlaştırıyor.
Şu anda Amerikalılar komşu ülkede de sorun çıkartarak sorunlu bölgenin alanını genişletmek istiyor. Ancak Washington'un uzun vadeli planları var. Bir şeyi üretmek, onu elde etmek ve satmak manasına gelmiyor. Bunun için de ABD Pakistan aleyhinde operasyon yapmağa hazırlanıyor. Bununla da orada da Merkezi Asya'nın uyuşturucu tarafiğine engel olmayacak bölge oluşturmak niyetindedir.
İran ise bölgedeki kuvvetlerin sayısını artırmak için geçerli bir bahanedir. Bununla da Avrupa için de yeni güzergah oluşturulmuş oluyor. Bazı uzmanların görüşüne göre ABD Afganistan'daki durumu Yakın ve Orta Doğu'da "idare olunabilen kaos" oluşturnak için düşündükleri stratejik çıkarlarına feda ettiler.
Gerçekten de böyle olması "mükemmel" olurdu. Amerikalılar kaos üretmek istiyor. Uyuşturucu düzeni ise sert ve kanlıdır. Yakında dünyanın tamamı bunun sonucunda değişebilir.
Dünya Bülteni için çeviren: İbrahim Ali