Dinler ilahi sınırlar konusunda duyarlıdır. Sınır aşmak günah diye nitelenir, karşılığında da bir ceza vardır. Ama gene dinlere göre sınırı koyan Tanrının en önemli özeliği affediciliktir. Tanrı rahmandır, rahimdir, gaffardır, tevvabdır, settardır... Merhamet sahibidir, affedicidir, tevbeleri kabul edendir, kusurları örtendir.
Din'in, İslam'ın söyleminin önemli bir kısmı Allah'ın affına ilişkindir.
Bir Müslümanın hayatında en çok kullandığı söz Bismillahirrahmanirrahimdir ki o da, Allah'ın Rahman ve Rahim isimleriyle birlikte yad etmek demektir.
YÖK'ün şeriatına gelince...
Orada hangi tanrısal bir meşruiyyet vardır bilemem ama, onun şeriatının kılıcının değme dinin şeriatından keskin olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Şu işe bakın...
Şu başörtüsü yasağı işine...
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Bilkent'te okuyan kızı Kübra Gül, diploma töreninde, platforma bile çıkmadan, yani ailelerin yanında, diplomasını babasının elinden başörtülü olarak alıyor.
Kıyamet bu yüzden kopuyor.
ODTÜ, Ankara ve Uludağ Üniversitelerinin rektörleri suç duyurusunda bulunuyor!!! Jurnalin nazikçesi...
Ve YÖK harekete geçiyor.
Zanlı Bilkent yönetimi... Rektör, rektör yardımcıları vs...
Savunmanı ver!
N'oldu?
YÖK şeriatının kılıcı devreye girdi.
Öyle fire vermeye, gedik açılmasına göz yummaya gelmez. Yol olur sonra... Nefes aldırmamak lazım.
Aslında sakınmışlar Bakan ve ailesi, muhtemelen üniversite yönetimi... Platforma çıkmamışlar, normalde bir bakanın kızı diploma alacak, üniversite onu platforma çıkarmaz mı,babasından birkaç kelime konuşmasını istemez mi?
Yoo, anlaşılıyor ki karşılıklı olarak sakınmışlar...
YÖK bela çıkarabilir. Sağı solu belli olmaz.
Kübra Gül, dört sene boyunca perukla okumuş.
YÖK şeriatına takılmamak için.
Türkiye'de şu anda binlerce genç kız, ya da kamu görevlisi bayan perukla okuyor, perukla görev yapıyor.
Bu, haber olmuyor.
Bu utanç vesilesi olmuyor.
AİHM'in kararına da atıf yapılıyor YÖK şeriatının meşruiyyet gerekçesi açıklanırken...
Avrupa da utanmıyor anlaşılan bu görüntüden...
Bazen düşünüyorum, yarın Meclis'e 30 tane bayan milletvekili girse ve hepsi başörtüsü yerine peruk taksa...
TBMM'de 30 peruklu milletvekili... Time dergisine kapak!
Türkiye demokrasisi adına nasıl olurdu?
Ben peruklu demokrasi diye yazmıştım.
Milletvekillerinin bile kendi giyim kuşamını özgürce tercih edemediği bir demokraside yaşıyoruz.
Kübra Gül, perukla gelseydi diploma törenine... Bu Bilkent için ayıp olmaz mıydı? Bu YÖK için utanç verici olmaz mıydı? Oldu olacak, Hayrünnisa Gül de perukla gelseydi törene... Her yer kamusal alana döndü ve işin cılkı çıktı ya...
Hayrünnisa Hanım, AİHM'ye başvurduğu için eleştirildi. Ülkesini AİHM'ye şikayet eden Dışişleri Bakanı eşi... İyi durmuyor dendi.
Evet çok hoş değil.
Ama dışişleri Bakanı eşini, AİHM'den hukuk arıyor duruma düşürmek iyi duruyor mu?
Binlerce kız öğrenciyi peruklu hayata mecbur bırakmak iyi duruyor mu?
Üniversite sınavında kız çocuklarına başörtüleri çıkarttırıldı, kimisi başını açarak girdi kimisi peruk taktı. İkisi de bir sınav ortamı açısından cehennem azabı gibiydi. Bunu layık görmek iyi mi çocuklarımıza?
Bunları kime soruyorum?
YÖK şeriatının fanatizmi ile şartlanmış bir dünyaya?
Geçen Zülfü Livaneli'nin bir yazısını okudum. Bir genç kızla, başörtüsünü bağlama biçimi sebebiyle tartışıyor. Genç kıza başını tavşan kulağı biçiminde boğazının altından bağlamasını öğütlüyor, o da bunu kabul etmediği için siyasal simgeci ya da fanatik doluyor. Zülfü Livaneli gibi bir aydın, üstelik özgürlüğün olmazsa olmazlığını bilmesi gereken bir sanatçı bile böyle kısır döngüler içinde kalakalmışsa kime ne diyeceksiniz.
YÖK şeriatının fanatizmi bu zemin üzerine oturuyor işte.
Son sözüm: Türkiye, en akıl almazı başörtüsü konusunda yaşanan bu akıl tutulmasını aşmadığı sürece işimiz zor.