Papa 16. Benedictus, Papalığın Avrupa'da ve Batıda karşı karşıya olduğu İslam olgusundan dolayı İslam'a karşı korkutma siyaseti güdüyor. İslam yükselirken Hıristiyanlığın giderek gerilemesi gerçeğinden olsa gerek.
Bakınız neden:
—11 Eylül 2001 olaylarının ardından İslam'a karşı yoğun baskılara rağmen Amerika'da yer yıl 20.000 kişi Müslüman oluyor.
—Avrupa'da ise yılda 23.058 kişi yani günde ortalama 67 kişi İslam'ı seçiyor.
—Oysa Hıristiyan Avrupa'da "Tanrıya" inananların oranı % 14'tür.
—Avrupa'nın en büyük Katolik ülkesi Fransa'da kiliseye gidenlerin oranı sadece %5. Yani bu istatistiğe göre Fransa'da birinci din İslam'dır (5.000.000 kişi).
— Kiliselerin durumuna gelince: Bekâr kalma korkusu nedeniyle rahip olmak isteyenlerin sayısında ciddi azalma var. Her 1200 kişiye bir rahip düşüyor. Afrika'da ise her 4000 kişiye bir rahip.
—Din adamları ve çocuklar arasında homoseksüelliğin yayılması. Amerikan İstihbaratı Amerika'daki Katolik kiliselerindeki bu sapkınlık "dosyalarını" Vatikan'a baskı ve şantaj yapmak amacıyla "açık" tutuyor. Vatikan 2003'te Amerika'nın Irak'ı işgaline karşı çıkınca bu dosyalar devreye sokulmuştu.
—Kuzey Amerika'daysa 1950'li yıllara göre kiliseye Pazar ayinine gidenlerin oranı % 40 azaldı. Bunların üçte biri haftalık ayine katılanlardır. Bir kuşak önce gidenlerin sayısı bunun iki katıydı.
—ABD'de yaşayan Katoliklerin % 70'i kilisenin muhalif duruşunun aksine doğum kontrol yöntemlerinin serbest bırakılmasını istiyor.
—Vatikan'ın bulunduğu Roma Katoliklerinin % 70'i evlenmeden önce cinsel ilişkiyi onaylıyorlar.
—Arjantin'in başkenti Buenos Aires Belediyesi Hükümeti homoseksüel evliliklere izin verdi.
—Latin Amerika ülkeleri boşanma yasasını onayladılar. Kadının istemesi halinde kürtaj yapabilmesini destekliyorlar.
—Latin Amerika ülkelerinde Katoliklikten Presbuteryan, Protestan ve Evanjelik Kiliselerine doğru gittikçe artan bir kayma var.
—2005 Gallop araştırma şirketinin düzenlediği bir ankete göre Katoliklerin % 74'ü ahlaki konularda kilisenin öğretilerinden çok kendi vicdanlarına göre hareket ediyorlar. Sadece %20'si ahlaki konularda kilisenin talimatlarına göre davranıyor.
Papa ve Vatikan'ı endişelendiren bu Hıristiyanlık gerçeği karşısında İslam gerçeği öne çıkıyor. İslam'ın eşsiz, gerçekçi ve etkili çözümleri:
—Siyah kıtanın en zengin ülkesi olan Güney Afrika'da halkın % 50'si asrın vebası olan AİDS'e yakalanmış
—Buna karşılık kıtanın en fakir ülkesi olan Müslüman Somali'de bu vebadan eser yok. Hatta Güney Afrika'daki Müslüman nüfus da AİDS'ten uzaktır.
—Hayat standartlarının en yüksek olduğu, şehvetin ve içgüdülerin her türlüsünde doyumun zirvede olduğu Hıristiyan batı devletlerinde umutsuzluk ve intihar vakaları en yüksek seviyededir.
—Buna karşılık milyonlarca insanın fakirlikten kırıldığı İslam ülkelerinde intiharın adı bile okunmuyor.
—Dünyanın Hıristiyan kuzeyinde yaşayan % 20'lik nüfus yeryüzü kaynaklarının %86'ını tüketirken bu bölgelerde en çok ticareti yapılan üç şey şunlardır: 1-Silah ticareti 2-Uyuşturucu ticareti 3-Fuhuş ticareti. Bütün bu olaylar ve gerçekler ve benzeri olaylar Hıristiyanlıklarına ihanet eden yerel kiliselerin iflas ettiğinin göstergesidir.
—İslam Dünyasındaki birçok iktidardan kaynaklanan umutsuzluk engeline rağmen İslam'ın yükselmesi, başka dinlerin çözemediği sorunlara karşı İslami çözümlerin ortaya çıkması
Bütün bu nedenlerden ötürü Vatikan'ın tepesindeki Papa 16. Benedictus, 12 Eylül 2006 tarihinde Alman Regensburg Üniversitesi'nde katıldığı bir konferansta İslam'a duyduğu kin ve öfkeyi dışarıya kustu. Bu konferans birçok kişinin haberdar olmadığı tarihi gerçekler ve olaylar ışığında düzenlendi. Bir buçuk milyar kişinin mensubu olduğu İslam gibi bir dinden bahsederken, Vatikan'ın en üst makamında oturan bir felsefe profesöründen beklenmeyen yalan, yanlış ve bilgisizliklerle bezeli keskin üslubundan dolayı Müslümanların duygularını rencide oldu.
Papa'nın katıldığı konferansın konusu "Hıristiyanlıkta akılla imanın ilişkisi" konusuydu. Ancak garip olan hatta anlaşılmaz ve şüphe uyandıran adamcağızın konferansına İslam'a saldırmakla başlamasıdır. Enteresandır konferansın dörtte biri İslam'a dil uzatmakla geçti. Konferansa sunulan toplam dört yüz satırın yüz satırı. Bu konferansta en tehlikeli olan Papanın Bizans İmparatoru II. Manuel'den (1391-1425) yaptığı alıntı değildir. Birçok yorumcuya göre Papanın bu alıntıya yaptığı yorumdur. Papa, İslam'daki Cihadı Hıristiyanlığın mukaddes savaşıyla kıyaslayan Bizans İmparatorunun sözlerini aktarıyor. Bu imparator Müslüman bir İranlı düşünüre şöyle demiş: Söyler misin Muhammed'in yeni olarak ne getirmiş? İnsanlık dışı kötü şeyler dışında ne göreceksiniz? Mesela Muhammed insanları davet ettiği akidesini kılıç zoruyla yaymadı mı? Papa, İmparator II.Manuel'i "ansiklopedi gibi" derin bilgili biri olarak tanımlarken Müslüman İranlı düşünürün imparatora verdiği cevabı görmezlikten gelerek sözlerine devam etmiş ve imparatoru desteklemek amacıyla şu yorumda bulunmuştu: İmparator İkinci Surenin 256. ayetini "dinde zorlama yoktur" ayetini biliyor olmalı. Bu İslam tarihinin ilk dönem surelerinden biridir. Muhammed'in tehdit edildiği yani güçsüz olduğu dönemin.
Ayrıca –imparator açısından- doğaldır kutsal savaşla ilgili olan ve sonradan Kur'an'da zikredilen ve kayıt altına alınan öğretileri, "serserilerin emirlerini" bilmesi normaldir"
Papa Hıristiyanlıkta ve İslam'da aklın imanla ilişkisinden bahsederken şöyle der: Dinin şiddet kullanmasına dönüşmesi ile ilgili tartışmada bitirici söz akıla uygun davranmamak Rabbin doğasına aykırı bir durum olduğudur. Ancak İslam'ın öğretilerinde, Rabb mutlak yücedir, onun iradesi içinde rasyonalizmin de bulunduğu bizim özelliklerimizle bağdaşmaz.
İşi o kadar ileri götürdü ki "Rabb, Allah kendi özel sözünü tutmayabilir" dedi. "Bize gerçeği açıklamak için Rabbı zorlayan bir şey yok. Allah'ın iradesiyle ilgili olarak bize düşen ona kör bir putperest gibi ibadet etmemiz."
Papanın konferansında İslam'la ilgili en dikkat çeken ve İslam ümmetinin büyük öfkesini çeken yanlışlıklar ve iftiralar böyleydi. Bu yanlışlıklar ve iftiralar Vatikan'ın tepesinde bulunan felsefe profesörüyle diyalog kurma hususunda bağımsız, serinkanlı ve sabırlı bilimsel bir bakış gerektiriyor.
Amerikan Newsweek dergisi her ne kadar Papanın konferansta İslam ile ilgili geçen konuşmaları inkar etse de 26/9/2006 tarihli sayısını "16. Benedictus, nasıl bir deha? manşetiyle verse de sonra Papanın İslam'a yaklaşımını anlatırken "harika bir yol" izlediğini söylese de biz dergiyle aynı kanıda değiliz. Durum sadece bir "aptallık"tan ibaret değildir. Bu İslam düşmanlığı üzerine kurulmuş uzun tarihi olan bir davranış biçimidir. Çünkü bu İslam düşmanlığı, mukaddesatına, sembollerine, ümmetine ve medeniyetine iftira atma aşamalarından yeni bir aşamadır. Sonuncusu değil. Bu iftiralar Danimarka'da İslam Peygamberine (sav) hakaret eden karikatür olaylarından bir yıl sonrasına rastlıyor. Kimden geliyor bu iftiralar? Vatikan'ın en tepesindeki adamdan… 30 Eylül 2005 tarihinde karikatürleri yayınlanan Danimarkalı bir gazeteciden değil.
-Papa 16. Benedictus bu konferansta konuşurken İslami inanıştaki "İlahi iradenin" çok yüce ve mutlak olduğunu akıl ve mantıkla bağdaşmadığını söylemekle Müslümanların ilahına ve Alemlerin Rabbine hakaret ediyor. Papaya göre İslami İnanış kör bir putperest inanıştır. İslam'ın Peygamberinden (sav) bahsederken Papa Bizans İmparatoru II. Manuel'in (1391-1425) iftiralarını seçmiştir. Seçim kişinin aklının seviyesini gösteriyor: "Muhammed şer olan, kötü olan ve insani olmayan bir şey getirdi, bu yüzden dinini kılıçla yayma emrini verdi." Bundan yola çıkarak Papa Hıristiyanlıkla İslam'ı karşılaştırıyor. Hıristiyanlığın rasyonel olduğunu İslam'ın rasyonel olmadığını iddia ediyor. İslam'ın şiddet ve terörün temelini oluşturduğunu söylüyor. Müslümanları şiddet ve terör yanlısı olmakla suçluyor. İslam'daki Cihadı, Katolik Kilisesinin bildiği ve uyguladığı Kutsal din (Haçlı) savaşlarıyla bir tutuyor.
Bu makale Mehmet S. Direk tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.