ÖNCE 19 Mayıs Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kamil Göl'ün mektubu...
"Üniversite ve liberalizm" başlıklı yazımda, Ondokuz Mayıs ve İnönü üniversitelerinde liberalizme ilişkin konularda bir tane bile tez yapılmadığını belirterek, "Rektörlerinin bilinen keskin ideolojik tavrından dolayı mı acaba?" diye sormuştum. (Milliyet, 11 Ağustos)
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi bölümünden Sayın Prof. Kamil Göl, Samsun'da İktisat Fakültesi'nin 2007'de faaliyete geçtiğini, mevcut Tıp, Eğitim, Fen Edebiyat gibi fakültelerde bu konuda tez yapılmamasının normal olduğunu yazdı.
Tamam, soruma cevap verilmiştir.
Prof. Göl'ün yazımı "maksatlı ve hedef gösterme amaçlı" bulmasını ise anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Sadece şunu hatırlatmalıyım, modernleşme zorunlu olarak çoğulculuk getirir ve öncelikle üniversiteler çoğulcu özgürlüğe sahip olmalıdır.

Tek fikirli üniversite
Tek fikirli olmanın örneğini İnönü Üniversitesi'nden vermek istiyorum. "Koruma kollama" çağrısıyla tanınan bu üniversitemiz Haziran 2006'da, "Ulusal Bağımsızlık İçin Türkiye İktisat Politikaları Kurultayı" düzenlemişti; 700 sayfalık bir kitap...
Kitap baştan sona şu tür 'tebligat'larla dolu:
"Küreselleş(tir)me politikaları onlara (gelişmiş ülkelere) uygun olabilir. Türkiye gibi çevre ülkeleri, dünya pazarlarına Tekelci Şirketlerin denetimindeki firmalarla değil, devletin önceliğinde kamu ağırlıklı firmalarla çıkabilir, rekabet edebilir. Çin, Hindistan, Kore gibi ülkeler böyle yapmıyorlar mı?" (sf. 625)
Sosyal demokrat iktisat profesörü Seyfettin Gürsel'e sordum, şu cevabı verdi:
"Hayır; Çin, Hindistan, Kore gibi ülkeler böyle yapmıyorlar! Bu sözlere farklı görüş denilemez, bunlar bilgi yanlışıdır! Hindistan ve Kore'nin ihracatını özel sektör şirketleri yapıyor. Çin'in siyasi rejiminden dolayı özelliği var ama Çin ihracatını taşıyan temel faktör, Çin'de yatırım yapmış yabancı sermaye şirketleridir! Çin ekonomisinin en büyük sorunu, devlet işletmeleri bataklığıdır."
İki görüşün tartışması ne kadar iyi olurdu değil mi?
Ama hayır! Konuşmacılar tek görüşlü olarak seçilmiş!  Böylesine 'ideolojik' bir üniversitede özgürce tez çalışması yapılabilir miydi?!
Bir üniversite liberalizme, öbürü devletçiliğe, başkası sosyalizme yatkın olabilir elbette. Ama her biri kendi içinde çoğulcu olmak zorundadır; üniversitenin görevi ideoloji değil de bilim ise!

CHP'den mesaj
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu gönderdiği mektupta "Cumhuriyeti korumak için Sezer'e göz yumduk" diye bir açıklaması olmadığını, şöyle konuştuğunu belirtiyor:
"O dönemde eleştiri yapmadığımızı söylemek haksızlık olur. Bazı atamalarını eleştirdik. AKP yandaşı medyanın haksız eleştirilerine katkı yapmamak için Sayın Cumhurbaşkanı Sezer'in bazı eylemlerine eleştiri yöneltmedik... Rektör atamalarıyla ilgili olarak Sayın Sezer'i hiçbir zaman eleştirmedik..."
Kılıçdaroğlu, Sezer'in "Atatürkçü, cumhuriyete bağlı, laik, demokrat" rektörler atadığını, Gül'ün ise "AKP'ye bağlılık koşulu" aradığını söylüyor.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına yer vermekle yetiniyorum, tartışmıyorum; açıklaması yeterince açık zaten.

NOT: On gün tatil için izninizi rica ediyorum. Tekrar görüşmek dileğiyle...


Kaynak: Milliyet