"Kafes operasyonu eylem planını"nda ortaysa çıkan ayrıntılar insanlık namına bir yerlerinde bir iz kalan her faniyi ürpertecek cinstendi. Koç Müzesi'ni gezmeye gelecek 300 kadar çocuğun katledilmesini bile planlayabilen bir yapılanmadan bahsediyoruz. Memleketi karanlıktan çıkarma, ezberlenmiş şablon ilkeleri koruma adına, kutsadıkları gizli-açık iktidarlarını korumak için insanlık sınırını ne kadar zorlayabildiklerini gösteren ibretlik planlar… Ve bu potansiyelin belli bir şebekeyle sınırlı olmaması… Ortaya çıkan darbe planlarının tümünün hiyerarşik yapı içinde hazırlanmadığını varsaysak bile, "kendiliğinden" birtakım ekiplerin harekete geçerek benzer yöntem ve kaygılarla benzer planlar yapabiliyor olması başlı başına bir zihniyet sorunu. Kafes operasyonu aslında memleketin ne türden yöntemlerle kafeslendiğinin de işaretlerini vermiyor mu? Ama aslı sorun, 'Türkiye'nin kafeslenmesi' meselesinin farkında olmamak. Kafeslendiğinin farkında olmayan bir anlayışın kafesten çıkmak gibi bir sorunu da olmayacaktır. Şunu kabul etmek zorundayız. Türkiye'nin "kafeslenmesi" salt ekipler arası bir iktidar ve güç mücadelesinden ibaret değildir. Türkiye'nin kafeslenmesi çok daha derin bir zihniyet, insaniyet ve de medeniyet sorununun tezahürü… YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLATINIZ