Türkiye bölgesel arabulucu olarak nüfuz elde etmeyi amaçlıyor.

Suriye ve İsrail arasındaki gizli görüşmeler, İsrail ile yakın ve Suriye ile artmakta olan ilişkilere sahip Türkiye tarafından hızlandırılıyor. Amerika Birleşik Devletleri bu girişime destek veriyor.

İsrail'le yakın ve Suriye ile giderek yakınlaşmakta olan ilişkileri olan Türkiye, kendisini Orta Doğu'da kilit bir bölgesel arabulucu pozisyonuna getirmeye çalışıyor.

Geçen hafta İsrail ve Suriye, Ankara'nın iki devlet arasındaki gizli görüşmeleri hızlandırarak diplomatik boşluğu doldurmak için sürece dâhil olduğunu ilan etti. 

Bu çaba, ABD'nin böyle bir barış girişimini destekleyeceğini ifade eden Birleşik Devletler Sekreteri, Condoleezza Rice'tan destek gördü. Rice desteğini, Şam'ın Lübnan'a karşı takip ettiği politikasını yeniden düşünmesi gerektiğini ifade ederek şarta bağladı.

Analistler, Türkiye'nin bu girişiminin komşularıyla olan ilişkisini geliştirmek ve önceki dönemlere nispetle daha büyük rol oynamak için bulunduğu bölgenin ve Osmanlı'yla olan tarihsel bağlantısından önceki yıllardan olabildiğince daha fazla faydalanma şeklindeki daha büyük planının bir parçası olduğunu söylüyor. Fakat henüz kendisini etkili bir güç olarak kabullendirme yetisi ile ilgili birçok soru işareti var.

Brüksel'deki bir siyaset ve avukatlık organizasyonu olan Uluslararası Kriz Grubu'nun Türkiye analisti Hugh Pope, "Türkiye, halkanın aktörlerinden biri haline geldi. Türkiye'nin yaptığı gibi İsrail'den İran'a kadar birçok farklı ülkeyi ziyaret edebilecek başka bir ülkeyi düşünmek oldukça zor" diyor. "İsrail'i henüz ziyaret etmişken ardından Tahran'ı ziyaret eden pek fazla diplomat olduğunu sanmıyorum ve bu önemli bir rol."

Katar'ın El-Vatan gazetesiyle Nisan ayında gerçekleştirdiği bir görüşmede Suriye devlet başkanı Beşar Esat, İsrail'in kalıcı barış karşılığında Golan Tepeleri'nden çekilme isteğinin kendisine Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan tarafından iletildiğini söyledi. İsrail'li yetkililer de Ankara'nın, cumhurbaşkanı Esat'a ulaşmalarındaki rolünü doğruladı.

Pensilvanya'nın Lehigh Üniversitesi'nde Türkiye üzerine uzman olan Henri Barkey, "belli bir ölçüde, Türkler bölgedeki görünürlülüklerini ve önemlerini arttırmayı başardılar ve insanlar da buna karşılık verdi. Bir şeyleri başardılar." diyor.

Suriye ile İsrail arasında görüşmeleri kolaylaştırması "Türkiye hükümetinin bölgede rol almayı ne kadar fazla istediği ile ilgili bir fikir veriyor" diye ekliyor. "Kendilerini bölgenin önemli bir parçası olarak görüyorlar. Bu, kendilerini bölgeden uzak tutan daha önceki hükümetlerin tutumundan büyük bir farklılık arz etmektedir."

Uzun yıllardır düşman olan İsrail ve Suriye, 2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanlığında gerçekleştirilen görüşmeler başarısız olduktan sonra doğrudan görüşmediler. O zamandan beri Birleşik Devletler-Suriye ilişkileri sürekli kötüye gitti. Aynı zaman sürecinde Ankara ve Şam daha önceleri gergin olan ilişkilerini iyileştirdiler.

Türkiye dışişleri bakanlığı sözcüsü Burak Özügergin, Türkiye'nin her iki tarafla da yakın ilişkileri olduğundan iletişimi hızlandırabileceğini söylüyor. "Olaylar gelişiyor ve Türkiye, her iki taraf da istediği sürece bu süreçte olmaya devam edecek." diyor. "Kendimizi karışıklığın içine atmadık. Her iki taraf da Türkiye aracılığıyla devam etmeye gönüllüydü."

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın eski genel müdürlerinden olan ve İsrail - Suriye barışı hakkında gayri resmi görüşmeler yürüten Alon Liel, Türkiye'nin ilk olarak 2004'te ikili arasında aracı olmayı teklif ettiğini söyledi. Başbakan Ariel Sharon Ankara'nın teklifini reddetti. Üç yıl sonra Filistinlilerle yapılan görüşmelerin başarısızlığa uğrayabileceğinden korkan İsrail başbakanı Ehud Olmert, Türkiye'nin teklifini onayladı.

Liel, "barışın gelişmesinde İsrail'in çıkarı var." diyor. "Eğer Batı Şeria'da ilerleme kaydedemiyorsanız, herkes Golan Tepeleri'ne bakıyor ve orada neler yapılabileceğini görmek istiyor."

Türkiye bazı Birleşik Devletler yetkilileri tarafından Suriye ile olan ilişkilerini geliştirdiği için eleştirilmişti çünkü Birleşik Devletler, Şam'ı İran ve Hizbullah ile olan ilişkilerinden ötürü tecrit etmeye çalışıyordu.

Türkiye yetkilileri, gelecekte Suriye ve İsrail arasındaki herhangi bir temas hakkında detay vermeyi ret ettiler, ama İsrail basınındaki haberler Ankara'nın, alt-düzey yetkililer arasındaki toplantılara başkanlık yapabileceğini bildirdi.

Dışişleri bakanı Rice, geçen Cuma Washington'un sürece dâhil olan katılımcıların en azından ikisine itimat ettiğini söyledi.

Rice, Londra'daki bir toplantıya giderken muhabirlere, "Suriye ve İsrail arasındaki Türkiye arabuluculuğu hakkındaki haberler konusunda Türkiye'ye ve İsrail'e güveniyoruz" dedi. "Suriye'ye pek de fazla güven duymadığımızın oldukça aşikâr olduğunu düşünüyorum."

Birçok gözlemci, bir taraftan Türkiye'nin gösterdiği çabayı överken, ülkenin henüz daha yalnız başına bölgede etraflı bir çözüm sağlayabilecek diplomatik bilgisinin ve ağırlığının olmadığını söylüyor. Daha ziyade, başka bir yolu yani bundan sonra herhangi bir diyalog ihtimalini de ortadan kaldırmaya yol açabilecek bir yolu temsil ediyor. Erdoğan hükümeti aynı zamanda Ankara'nın yeni girişimlerini devam ettirme gücünü yok edebilecek bir şey olan Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma ihtimaliyle karşı karşıyadır. 

İktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bir üyesi ve parlamentonun Dış işler Komitesi sözcüsü olan Suat Kınıklıoğlu, "açıkça Türkiye bu oyunda Birleşik Devletleri değildir" diyor. 

"Ama bizim planımız bir anlaşmaya varabileceğini ümit ettiğimiz herhangi bir teması veya diyalogu temin etmektir" diye ekliyor. "Başbakan bunun bir zaman ve enerji kaybı olduğunu düşünmüyor. Ankara'daki hâkim düşünce, Orta Doğu'daki mevcut durumun devam ettirilemeyeceği şeklindedir ve biz elimizden geldiğince her türlü hasarın önüne geçmek istiyoruz."

Çeviren: Ali Karakuş