Son günlerde İsrail-Türkiye ilişkileri nispeten sakin. Bu yıl ilişkilerde iki kez gerginlik yaşandı. İlki Gazze'ye savaşı bağlamında patlak vermiş ve birkaç hafta sürmüştü. Fakat sonra gerginlik yatışmış ve temaslar yeniden başlamıştı. Türkiye savaştan hemen önce dolaylı Suriye-İsrail müzakerelerinde arabuluculuk yapıyordu.

Fakat Netanyahu hükümetinin iktidara gelmesinin ardından, İsrail işgal altındaki Golan'dan çekilmesiyle sonuçlanacak müzakereler yapılmasına karşı çıkmaya başladı ve işler öyle bir noktaya vardı ki, bazı bakanlar Türkiye'nin arabuluculuğunu istemediklerini açıkladılar. Bu tutum iki ülke arasındaki siyasi bağlantılarda soğukluğa yol açtı. Ayrıca Gazze savaşı başta olmak üzere kapatılan dosyaların açılmasına sebep oldu.

İşin aslı şu ki, Türk halkının Gazze savaşına tepkisini ve Türkiye hükümetinin sokakların tavrıyla uyumunu gözardı etmek mümkün değil. Fakat taşları yerine koymak gerek. Zira bazıları Türkiye'nin İsrail'e yönelik tutumunu açıklarken abartıya kaçıyor, sanki iş bir patlama ve kopukluk noktasına varacakmış gibi davranıyor. Oysa gerçekler başka birşey söylüyor.

İsrail ve Türkiye birbirlerine güçlü stratejik ilişkilerle bağlı. Her iki taraftaki askeri kurumların yönettiği bu ilişkiler, hiçbir dönemde, hatta AKP hükümeti gölgesinde de gerilemedi. Ayrıca en az aynı derecede güçlü ticari ilişkiler söz konusu. Bırakalım sadece rakamlar konuşsun. İsrail Türkiye'den su satın alma imkânını araştırmak için temaslara yeniden başladı.

Boykot beklentilerine rağmen yüz binlerce İsrailli turistin Türkiye'ye akını da sürüyor. Keza kriz gibi görünen gelişmelerin gölgesinde İsrail ekonomi gazetesi The Marker, iki ülkenin yüzler milyonlarca dolarlık bir tank geliştirme projesi için görüştüğünü yazdı. Ayrıca kısa süre önce İsrail, Türkiye ve ABD sivil savunma amaçlı ortak deniz tatbikatları yapmıştı.

Türkiye'yle İsrail arasında yaşananların iç yüzünün ince ayrıntıları gerçekçi bir biçimde okunursa, fırtınanın geçici olduğu anlaşılır. Zira Avrupa'daki konumunu güçlendirecek bir bölgesel rol oynamaya çalışan Türkiye, bölgedeki ilişkilerinde yeni ufuklara ulaşma çabası veriyor. Ankara, Netanyahu hükümetinin Suriye'yle müzakereler konusunda kapıları kapatmasının ardından bile arabuluculuk teklif etmekten vazgeçmedi. (Ürdün gazetesi Ghad, 13 Kasım 2009)

Kaynak: Radikal