İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın Türkiye ziyaretiyle, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın İran ziyareti çeşitli yorumları da beraberinde getirdi.
Ahmedinecad, İslam Konferansı Teşkilatı 25. Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi İSEDAK toplantısı için Türkiye'ye gittiğinde, siyasi yetkililer ve medya İran-Türkiye ilişkileri konusunda ekonomik boyuttan çok İran'ın nükleer programıyla ilgilendi. Bunun nedeni, kayda değer sonuçlar doğuramayan Viyana müzakereleri ve İran'ın yeni kararlar almasıydı.
Türkiye'de Müslüman muhafazakârların iktidara gelmesi İran'ı rahatlattı ve iki ülke arasında uzun zamandır yaşanan güven sorunu yavaş yavaş aşılıyor. Fakat şunu da unutmamalıyız ki, Türkiye AB üyeliğini hedefliyor ve amacına ulaşmak için her türlü fedakârlığa, hatta taviz vermeye bile hazır. Dolayısıyla, İran'ın bölgesel bir güç olarak Batı'nın önünde bir engel oluşturduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, İran-Türkiye ilişkilerinin aslında AB kriterleri dışına çıkmayacak şekilde ayarlandığını söyleyebiliriz.
İran ve Türkiye'nin yakınlaşmasının neticesinde, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed Baradey Batı onayıyla yeni bir üçüncü yol önerisini İran'a sundu: Tahran'a, İran'da üretilen düşük düzeyde zenginleşmiş uranyumun Türkiye'ye gönderilmesi teklif ediliyordu.
Türkiye İran'la Batı arasında arabuluculuk rolünü üstlenmek istiyor ve bu bağlamda potansi-yel bir güce de sahip. Fakat çoğu yorumcunun görüşüne bakılırsa, İran Türkiye'nin arabulu-culuğunu kabul etmeyecek. Zira Tahran bölgesel bir güç olarak, Ortadoğu'daki etkinliği, konumu ve itibarı zayıf olan bir Türkiye'ye yakınlaşarak onu söz sahibi bir ülke konuma getirmez.
Dolayısıyla İran'a sadece, Türkiye'nin Avrupalılara kendini kanıtlamak ve hoş görünmek için kendi çapında sarf ettiği ve sarf edeceği çabalarını izlemek ve yeri geldiğinde yeni politikalar üreterek karşılık vermek düşüyor.
Türkiye her zaman İran'ı bir araç olarak kendi çıkarları doğrultusunda kullandı ve yine kullanmak istiyor. Fakat İran da artık bu meselenin farkında ve dolayısıyla Türkiye'de İslami bir partinin iktidarda olmasına rağmen tedbiri elden bırakmaz. (İran gazetesi İtimad, 15 Kasım 2009)
Kaynak: Radikal
