Tunus’ta siyasi parti ruhsatı almak, 14 Ocak’tan önce zordu. Devlet, partilerin organizasyonuna hâkimdi; kendi egemenliğini ve ülkedeki parti pusulasını elinde bulundurmasını tehdit edebilecek bütün unsurları hesaplıyordu. Öyle ki devlet, muhalif partilerin katılımını belirliyordu. Devrimden sonraysa, zorluklar aşıldı. Tunus’ta siyasi partilerin sayısı 49’a çıktı. İçlerinden 41’i iki ay zarfında ruhsat aldı.

Siyasi partiler alanındaki bu sıçrama, Tunusluların siyasi çalışma açlığını telafi etme ve yılların intikamını alma çabasını yansıtıyor. Siyasi partiler yasası kapsamında devletin partilere ruhsat vermesi, yıllarca kÂğıt üzerinde kalmıştı. Açılan partiler de hâkim siyasi elitlerin mizacına ve iktidar partisinin çıkarlarına boyun eğiyordu. Bu zorlamalar, muhalefetin olmamasından dolayı siyasette durgunluğa yol açtı.

Gençler destek veriyor
Devrim sonrası Tunus’taki partilerin durumuysa farklı; çeşitli siyasi ve fikri eğilimlere sahip, bir nevi partiler tsunamisine benziyor. Bu yeni partilerin isimlerinde, özgürlük ve kalkınma kelimelerinin yanı sıra gençler, devrim, saygınlık ve adalet benzeri kavramların da egemen olduğunu görüyoruz. Bu partilerin temsilcileri, söylemlerini devrime ve gençliğe dayanarak şekillendirdi. Gençlik de kendi talepleri doğrultusunda bu partilere destek veriyor.

Yalnız partilerin oluşturulmasına yönelik siyasi hareketlilik ve Tunusluların aktif siyasi açılımı, yakın gelecekte ve bilhassa parlamento seçimlerinde bu sıçramadan yararlanmayı garanti altına almaz. Yeni olmaları sebebiyle bu partiler, henüz birer cenin olarak görülmekte. Seçimlerde partilerin elenmesinden sonra, bazıları gelecekte varlıklarını sürdüremeyebilir. Siyasi alanda sadece aktif katılım ve rekabette bulunabilenler muktedir olacak. Öte yandan çokça partinin bulunmasını olumlu görsek de yönetimin gözü, Tunus’ta cumhuriyetin bazı değerleriyle çelişen radikal partiler hususunda açık. Bu da Tunus’taki Adalet ve Kalkınma Partisi, Hizbut Tahrir gibi bazı partilere ruhsat verilmemesine açıklık getiriyor.

Geçiş süreci tamamlanınca
Devrimden istifade etmeye ideolojik fırsatçılara karşı bu uyanıklık, ‘parti organizasyonu özgürlüğü’ ilkesini bazı noktalarda koruyor. Bu noktalar, güvenlik, ekonomi ve siyasi alanlarda kafa karıştırsa da devletin modernleşme ilkelerinin gücüyle sindirilmişti. Bu nedenle partiler tsunamisinin mevcut gücünü şu an tanımlayamıyoruz. Zira tsunaminin esas sonuçları, demokratik geçiş dönemini aşılınca belli olacak. (Londra’da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 26 Mart 2011)

Kaynak: Radikal