Benim gazete yazarlarım, gündemdeki önemli konuları da ıskalamaksızın, üst bir dille yaşadığımız hayatın kaydını tutan yazarlardır.

Onlar, bir meseleyi "efradını cami, ağyarını mani" bir şekilde ele almakla kalmazlar, çözümlerini de sunarlar yazılarında.

Akif Emre'yi, sınırlı sayıdaki bu yazarlardan biri olarak izler ve okurum. "28 Şubat kime darbe vurdu" başlıklı yazısını da böyle okudum.

Edebi formasyonum gereğince "siyasetten siyaset üretme"yi bilmem, ancak "edebî siyaset"in nasıl ve hangi şartlarda üretileceğini bilirim.

Edebî siyaset, mecut kültürel hayattan üretilir.

Kültürel hayatsa, dille ve buna uygun eylemle biçimlenir.

Dil derken, sadece "lisanı" ya da "yazı dilini" değil, mimariden sinemaya dillerin tümünü kastediyorum.

Akif Emre, söz konusu yazısında,

TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...