Venetia Thompson, Rusya'nın en sakin Müslüman devletinde tanıklık ettiği teslimiyeti sevmiyor. Fakat diğer cumhuriyetler Moskova'nın kışkırtmaları karşısında kayıtsız kalmayacaklardır.

Moskova'dan başlayan 12 saatlik tren yolculuğumuz, bir votka bulanıklığından, güvenliğimiz için yalnızca banyoya ikişer kişilik gruplar halinde uğramalardan ve en sinir bozucu olanı da ürkütücü kavalyemiz Natasha tarafından iki de bir Rusça 'sakin olun' diye tembih edilmekten ibaretti. Moskova'dan uzaklaştıkça duraklar, doldurulmuş ve canlı hayvanlardan ev eşyalarına kadar çeşitli şeyler satan insanlarla dolmaya başladı. Belirgin bir kapalı mekan korkusu hakim olmaya başladı; 19. yy edebiyatının romantize edilmiş Rus tren yolculukları ve sonsuz bozkırlarından eser kalmamıştı. Onun yerine, ülkede 24 saatten daha az bir süredir bulunuyordum ve çoktan bir kapana kısılmış gibi hissettiğime ve nefret ettiğime karar vermiştim. 

Bu düşünce, Kazan'daki ilk gecemde, kendimi ev sahibi ailemin yangın çıkışı ve kapısı dışarıdan kilitlendiği için hiçbir çıkış yolu olmayan onuncu kattaki dairelerinde kilitlenmiş bulduğumda zirveye ulaştı. Bizi içeriye kapatan Rus'un 24 yaşındaki kız arkadaşına bunun normal olup olmadığını sordum ve o sadece omuz silkti ve uyumaya gitti. Bizi güvenlik açısından mı yoksa kız arkadaşının apartmandan ayrılmasını engellemek için mi oraya kapattığını bir türlü anlayamadım. Ne zaman ayrılabileceğimi sınırlayan vizemi; ertesi sabah Kazan'ın harap olmuş havaalanından bir uçuş bulup bulamayacağımı; yada bu plan suya düşerse, diğer bir 12 saatlik korkunç tren yolculuğunu göze alıp alamayacağımı düşündüm. Çözümü olabildiğince fazla yerel votka içmekte buldum ve sonra da bütün binanın alevler içinde olduğunu hayal ederek uyumaya gittim. 

Rusya'nın Müslüman devletleri göz önünde bulundurulduğunda, Tataristan nispeten istikrarlı olması ve 1989'dan beri Mintimer Shaimiev tarafından yönetiliyor olması bakımından biraz farklıdır. Nüfusun yüzde elliden biraz fazlasını Tatarlar (çoğunluğu Müslüman), kalanın çoğunluğunu etnik Ruslar (yüzde 40 civarında) ve kalan küçük dilimi de Çuvaş, Vodyak ve Azeri gibi çeşitli diğer etnik gruplar oluşturuyor. Tüm bunların ışığında, Kazan'ın en azından rehin alınma riski olmadan Rusya'nın çeşitlilik duygusunu duyabileceğim kültürel ve tarihsel zenginliği olan bir şehir olacağını ummuştum. 

Rusya'nın  en çok ün salmış Müslüman cumhuriyeti Çeçenistan, bitmek tükenmek bilmeyen şiddetler görüp, sayısız direnişçi üretip, sürekli Rusya'nın korkunç 'kontrol' politikalarına maruz kalırken, Tataristan imkansızı başarmış gibi görünüyor: Shaimiev, Rus hükümetini yatıştırmayı ve cumhuriyetinin kimliğini korumayı başardı ve özerklik hissi vermeye yetecek kadar otonom devlet vasıfları elde etti. İlk bakışta bu nadir bir  Rus başarı öyküsü gibi duruyor; Moskova'dan sadece bir gecelik tren yolculuğu uzağında, Rusya'nın göbeğine yerleştirilmiş nispeten huzurlu bir Müslüman devleti. 

Fakat Tatar bayrağını, ihtişamlı camiyi ve Attila Han'ın uzak bir akrabası olduğunu iddia eden sarhoş bir taksi şoförüyle yaptığımız tuhaf konuşmayı bir kenara bırakırsak, Kazan'ın gri Sovyet-dönemi binaları, gri paraları ve gri Volga'dan oluşan diğer herhangi bir Rus şehrinden bir farkı yok. Tataristan bayraklarındaki kırmızı yeşil renklerin çokluğu, veya yeni boyanmış altın kubbeler bu boğucu griliğin yankılanan hissini değiştiremez. Siyah-beyaz bir fotoğrafta veya bir Eisenstein filminde sürekli sıkışmış bir halde kalmış olmak gibi bir his uyandırıyor.  

Oradaki radikaller açıkça susturulduğundan—bir Rus özelliğidir—tam özgürlük için bir zorlama ile ilgili nerdeyse hiçbir işaret yok. Kazan'da yaşayan birçok Tatar ve Rus'a Putin'le, onun başkanlığını destekleyip desteklemedikleri, ülkelerinin yeterince iyi yönetilip yönetilmediği ve yeterince özgür olup olmadığı ile ilgili ne düşündüklerini sordum ve aldığım cevaplar can sıkıcı derecede benzerdi. 

Bunlar eğitimli gençlerden, geçimini zorlukla sağlayabilen üniversite profesörlerinden ve taksi şoförlerinden oluşan bir topluluktu ve hepsi de Tataristan ve Rusya'nın geleceği konusunda eşit derecede vurdumduymazdı. Putin; ülkeyi her bakımdan istikrara kavuşturduğu ve insanlarını az çok daha özgür bırakma inceliğini gösterdiği gerekçesiyle ve bunlardan başka tek bir dikkat edilir sebep gösterilemezken, kesin bir şekilde destekleniyordu. Tataristan'ın geleceği mi? Onlar bunu hiç düşünmemişti fakat Shaimiev'in devletin çıkarlarını koruyacağından eminlerdi. 

Bu kayıtsız tevekkül anlayışı ve körü körüne bağlılık anlamakta en fazla güçlük çektiğim Rus ruhunun bir parçasıdır. Acıya katlanma kavramı aslen Rus Ortodoksluğunda ve felsefesinde olsa da bu düşüncenin Müslüman Tatarlar ve ateist gençler arasında da yayıldığı görülüyor.Tatarlar geçmişleriyle gurur duyuyorlar, orası kesin, ama özellikle gelecekleriyle hiç de ilgilenmiyor gibiler. Şimdilerde, Shaimiev'in müdahale edilmeden ülkeyi yönetmesine izin verildiği ve onun da karşılığında Birleşmiş Rus Partisi iktidarına Tatar oyunu verdiği sürece durum iyimser görünüyor.Yine de, Rus hükümeti, Shaimiev'i her an ortadan kaldırma vasfına sahiptir. Bu, Rusya gücünü merkezileştirmeye ve petrol zengini bölgelerin kontrolünü tekrar ele geçirmeye devam ettiği sürece daha fazla olası oluyor. 

Tatarlıların Cengiz Han ruhuna bürünerek harekete geçip geçmeyeceğini, Rusya'nın, Tataristan'ın otonomluğunu ortadan kaldırmaya karar verip vermeyeceğini zaman gösterecektir. Tataristan'ın coğrafi konumu, onun bütünden kopan bir Müslüman devlet olmasına hassaten yardımcı olan bir konum değildir. Ve, Moskova ne kadar onları kapatırsa kapatsın ülkenin bireylerinin sadece omuz silkip tevekkül ederek kış uykusuna gitmelerine neden olan doğal muharrikin; Kazan'daki ilk gecemde  rastladığım o bayanın erkek arkadaşı tarafından odaya kapatılmasına tamamen tepkisiz kalmasına neden olan güdü ile aynı olduğu tartışılabilir. Bu durum her ne kadar insanların kendilerini havaya uçurmalarına ve kendilerine 'özgürlük savaşçıları' diyerek okullarda rehinler almalarına  tercih edilebilir olsa da ,daha az kaygı verici bir durum değildir. 

Rusya, Rusça yı akıcı konuşmama ve Rus edebiyatını sevmeme karşın sadece teoride anlayabildiğim bir ülkedir. Birçok Avrupalıdan farklı olarak Ruslar birleşik bir Tanrı'ya (Godhead) ihtiyaç duyuyor—onların duyarsız bir şekilde kendilerini bağlama ve körü körüne gelecek olana katlanmadan çekinmeme arzuları bunun Stalin mi Putin mi Shaimiev mi yoksa Medvedev mi olduğunu sorgulamayı anlamsızlaştırıyor. Belki de isyancıların sinirine dokunan şey bu kendinden geçmişlik ve yenilmişlik tavrıdır. Onlar, durumdan hoşnut olma büyüsünü bozabilmek ve Rus hükümetinin sistemli bir şekilde insan haklarını ihlal etmesine ve demokrasiyi yavaş yavaş ortadan kaldırmasına karşı, normal bir tepkiyi tetiklemek için yapılabilecekleri ne varsa yapmak istiyorlar. 

Eğer Tataristan kendisinin Putin—Medvedev hükümeti tarafından yutulmasına izin verirse, bunun Rusya'nın Müslüman devletlerine dolaylı etkileri felaket olabilir. Kimliğinin yok edilmesine izin veren her Tatar için, yeni bir istikrarsızlaştırıcı şiddetin bir bahanesi olarak bunu kullanacak bir Çeçen olmazsa bir İnguş olacaktır.    

Çeviren: Ali Karakuş