Beşşar Esed geçtiğimiz Ocak ayının ortalarında Şam meydanlarının birinde yaptığı konuşmada zaferden bahsetti. Haber kaynaklarının verdiği bilgiye göre Esed geçen cumartesi akşamı Çin Dışişleri Bakanı Yardımcısına "Suriye'deki olaylar ülkenin bölünmesini amaçlıyor." dedi. Bu ifade nasıl anlaşılmalı?

Esed'in Çin Dışişleri Bakanı Yardımcısı ile konuşmasından kendisine karşı olan hareketin gerçek bir devrim hareketi olduğunu idrak ettiği anlaşılıyor.  Devrimciler yani gerçek Suriyeliler Esed'in iddia ettiği gibi dış güçlerin komplosu değil. Devrim vicdani uyanış veya sorumluluk duygusu ile değil Arap Baharı'nın etkisiyle başladı.

Öncelikle 11 aydan beri devam eden Suriye Devriminin mukavemeti, metaneti artık su götürmez bir gerçektir. Esed rejiminin ara vermeksizin devam eden baskıları devrimi durdurmak bir yana zayıflatma etkisi dahi gösteremedi.

Diğer taraftan Suriye halkını savunan samimi dost devletlerin muhalefetine karşın Suriyelilere devamlı kurban verdiren ve uluslar arası olarak dayatılan bir ivme var. Örneğin diğer şehirlerde olduğu gibi  Humus şehri de on beş günden beri Esed güçleri tarafından kuşatma ve baskı altında ..

Suriyelilerin savaşta cesur oldukları bilinen bir gerçektir. İşte Suriye'nin başkenti Şam'a bakınız. Esed yönetimine karşı ayaklandı ve rejim birlikleri tarafından ezilen, kuşatılan ve baskı altında olan diğer şehirlere yardım göndermeye çalışıyor.

Biz bu durumu Kaddafi'ye karşı yapılan Libya devrimi sırasında başkent Trablus'ta görmemiştik. Trablus düşene kadar hatta sonrasında bile sakindi. Şam ise bugün intifadasında yalnız değil. Aynı zamanda Halep te böyle. O halde Esed'e ne kaldı?

Utandırmak ve güçlük çıkarmak Esed'in meziyetidir. Hatta şeytana pabucunu ters giydirir. Rusya ve Çin, Şam ile Halep'in hareketinden sonra gerçek çıkarlarının Esed'le beraber değil tüm Arap alemiyle olduğunu açıkladılar.

Bundan sonra Rusya ve Çin için iş güçleşti. Sonuna kadar Esed'in yanında yer almaları mümkün görünmüyor. Suriye'nin en önemli iki şehrinin intifadasıyla uzun vadede zararlarını hesaplıyorlar. Tabii bu her şey demek değil. İran gibi Rusya ve Çin de sonuna kadar Esed'in yanında olsalar bile işbirlikçiler olarak beraberce zarara uğramaları kaçınılmazdır. Olaylar onlara ve Esed yönetimine hizmet etmiyor.

Gelen bilgilere göre Tunus, Suriye Dostları Konferansı için aday oldu. Bu konuda etkili olan devletler, toplantının zaman kaybı olmaması, sonuçsuz kalmaması ve Esed'e yeni fırsatlar vermemesi için ciddi bir şekilde harekete geçtiler.

Tunus toplantısının sonucu ya da Moskova ve Pekin'in konumu ne olursa olsun Esed'in bölünmeden bahsetmesi veya bunu ima etmesi çok ta bir önem arz etmiyor. Suriye'nin en önemli şehirleri olan Şam ve Halep'in harekete geçmesiyle artık Suriye'nin beklemeye tahammülünün kalmadığı anlaşılıyor.

Dünya Bülteni için Eş-Şark'ul Evsat Gazetesi'nden Büşra İnanç tarafından tercüme edilmiştir.