Türkiye bugünlerde çok önemli bir konuğu ağırlıyor. Çin Devlet Başkan Yardımcısı Xi Jinping hem Türk-Çin İş forumuna katılmak hem de bazı resmi temaslarda bulunmak üzere ülkemizde. Henüz devlet başkanı statüsünde olmamasına rağmen (bu yılın sonunda olması bekleniyor) ziyaret en üst düzey protokol kapsamında. Jinping dün Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanı ve Başbakan tarafından kabul edildi. Çinli siyaset adamının bu ziyareti anlamlandırmak ve 41 yıldır gelişerek devam eden ikili ilişkilerin seyrini çizmek maksadıyla verdiği ilk mesaj şu: 'kazan-kazan'. Umarız öyle olur. Bizde bu ziyaret vesilesiyle Çin hakkında kısa bir değerlendirme yapalım.
1- Çin'in yıllardır dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olması sadece ekonomistlerin değil, siyasi analistlerin de yakından takip ettiği bir durum. Yüzyıllar süren uykusundan uyanan ejderhanın daha ne kadar kontrol altında tutulabileceği meselesi akademik bir merak konusu. Çin artık küresel dengenin en önemli aktörlerinden birisi. Hem kendi hinterlandında, hem de okyanuslar aşırı alanda nefesini hissettiren güçlü hamlelerle rakiplerine korku salıyor. Ekonomik gücü ile yarışan askeri kapasitesi, üretken nüfusu, devasa coğrafyası, denizlere hakimiyeti ve enerjiye ulaşım imkanlarıyla 21. yüzyılın en etkili gücü olma yolunda ilerliyor. Dış politikada geliştirdiği emperyal stratejiyi barışçıl bir paket içerisinde uygulayan Çinli yöneticiler Deng'in 'zamanını bekle, kapasiteni gizle' (biding time and hiding capasities) sözünü dikkatli bir biçimde yerine getiriyorlar. Dünyanın en büyük diasporası olan yaklaşık 50 milyonluk bir kitleye hükmediyorlar. Bu şekilde dünyanın her coğrafyasında varlık göstererek, komşu alanlarda kurdukları hakimiyeti Afrika ve Latin Amerika'ya doğru genişletme stratejisi güdüyorlar.
2- Çin, dünyadaki en büyük 3 askeri güçten birisi. Savunma bütçesi Çin resmi rakamlarında göre 2011 yılında 91 milyar dolar. SIPRI verileri göre ise bu rakam 150 milyar dolar civarında. Dünyanın en popüler savunma dergilerinden Jane's Defense Review'un hesaplamalarına göre 2015 yılına gelindiğinde Çin'in savunma bütçesi 238.2 milyar dolara ulaşarak Asya'daki tüm ülkelerin savunma bütçelerinin toplamının üzerine çıkmış olacak. Bu rakamın bir ölçüde ordu nüfusunun kalabalıklığından kaynaklandığını söylesek bile (2.3 milyon) teknolojik kapasitenin de oldukça yüksek olduğu biliniyor. Çin konvansiyonel kabiliyetlerinin yanında nükleer kulüp üyesi de olan bir güç. 1960'lardan beri nükleer silahlara sahip. Askeri kabiliyetlerle yakından ilgisi olan uzay programı da son 10 yılda büyük bir ivme kazanmış durumda. Çin 2003'te ilk astronotunu uzaya göndererek, uzaya insan gönderen 3 ülkeden birisi olmayı başarmış bulunuyor.