Butto'nun Amerikan desteğiyle dönüşü İslamcılardan Müşerref'e kadar birçok kesimi rahatsız etti. Fakat devlet başkanının suikasta karışmış olma ihtimali düşük, ilk zarar gören de kendisi oldu. Suikast Kaide'nin işi gibi

Butto suikastının büyük bir siyasi külfeti olmaksızın geçiştirilmesi beklenmiyor ve gizemlilik, suikastla ilgili rivayetlere damgasını vuracak. Ancak suikast, olaydan önce de fırtınalı ve birbirine geçmiş krizler yaşayan Pakistan için vahim sonuçlar yaratacak. Suikastın analizinin en belirgin başlangıç noktalarından biri, Butto'nun rakipleri açısından ABD'nin 'Pakistan sorunu'na çözüm bulmak için bel bağladığı süvariyi ve gelecek süreci temsil etmesiydi. Dolayısıyla sahne dışına çıkarılması birçok kesimin işine yarıyor.
Butto'nun en belirgin rakiplerinden olan Devlet Başkanı Müşerref, onun dönüşünden ve ABD'yle ilişkilerinden endişelenenlerin başında geliyordu. Müşerref'in son dönemde Amerikalılarla ilişkileri kötüleşmiş ve can alıcı eleştirilere maruz kalmıştı. Bu durum Batı'nın yeni bir alternatif için hazırlandığı izlenimi verdi. Müşerref'in olağanüstü hal ilanına yönelik olumsuz Batı tutumu, devlet başkanına bel bağlamaktan geri adım atıldığının ve Butto'ya destek vermenin ciddi anlamda düşünüldüğünün göstergesiydi.
Müşerref, Afgan savaşının başından beri İslamcılarla girdiği çatışmalarda iç kozlarını kaybetti. Bu çatışmalar Taliban'a darbesinde, Keşmir'in savaşçı cemaatlerini yasaklamasında, 'dini yöntemlerle' savaşında ve son olarak da temmuzdaki Lâl Mescit çatışması ve Taliban'la Kaide'nin nüfuzunun genişlediği, merkezi otoritenin yok olduğu kuzeybatı bölgelerindeki çok sayıda İslami cemaatle mücadelelere girmesinde görüldü.
Birçok gözlemci, Müşerref'in suikasta karışmış olmasını uzak ihtimal görüyor. Zira başkan epey sıkıntılı iç ve dış şartlarla mücadele ediyor. Başkanlığa atanma aşamasında bulunuyor; olağanüstü hali kaldırıp seçimlerin düzenleneceğini ilan etmekte başarı sağlarken suikast şu sürecte ona kesinlikle hizmet etmez. Zira bu eylem şartları daha da kötüleştirecek, tıkanıklık halini artıracak, kendisiyle dışarısı arasındaki krizi tırmandıracak, yönetimden gitmesi yönündeki talepleri genişletecektir.
Buna karşın Kaide ve onunla işbirliği yapan silahlı cemaatler, suikasttan doğrudan yararlanan taraf. Operasyonu Kaide gerçekleştirdiyse sorumluluğunu üstlenmesi uzak ihtimal. Pakistan, Kaide açısından stratejik bir üs. Örgütün ikinci adamı Eyman el Zevahiri'nin, Müşerref'in Kaide'nin düşmanı olduğunu birçok kez ilan ettiği ve Pakistanlıları ona karşı kışkırttığı doğru ancak Butto'nun da Kaide nazarında Müşerref'ten daha büyük bir düşmanı temsil ettiği de bir gerçek. Zira Müşerref'i devirme operasyonu başarılı olursa, Kaide'ye göre ABD'nin tercihi Butto olacaktı.
Butto'nun sahneden çıkmasıyla birlikte tehlikeli senaryolar güçlenecek. En belirginleri, istikrarın sarsılması ve Müşerref yönetiminin zayıflatılması hatta belki yıkılması. İşler ülkenin siyasi birliğinin tehdit edilmesi, etnisite ve din temelinde bölünmeye kadar gidebilir. Pakistan'ın istikrarsız bir sürece girmesi, karmaşanın silahlanma açısından yararlanacak olan Kaide'nin çıkarına. Ancak, Pakistan'da İran devrimiyle yaşandığı gibi 'köktenci' devlet kurulma ihtimali, şartların farklılığı, Humeyni gibi halkçılıktan beslenen İslami isimlerin bulunmaması nedeniyle çok zayıf. Pakistan'ın devletçiklere bölünmesi, kuzeybatıdaki aşiret bölgeleri ve hatta belki Belucistan bölgesinde köktenci rejimlerin kurulmasına izin verecektir.
Butto, siyasete katılan İslamcılarla Kaide, Taliban ve diğer köktenci örgütler gibi 'silahlı cemaatleri' ayırma noktasındaki dengeli bir tutum oluşturabilen uzlaşmacı bir seçenekti

Kaynak: Radikal