Önümüzdeki bir hafta, milyonlarca Güney Sudanlı Sudan’dan ayrılıp kendi bağımsız devletlerini kurup kurmayacaklarına karar vermek için sandık başına gidecek. Bu süreç ve Sudanlı liderlerin tavırları acı çeken insanların barış ve refaha mı yoksa yeniden kana mı bulanacığını belirleyecek.

Tarihi oylama kendi kaderini belirleme tutkusunun bir alıştırması ve Sudan iç savaşını sonlandıran 2005 barış anlaşmasının önemli bir aşaması. Hazırlıkların planlanan takvimin gerisinde olduğu birkaç ay öncesine kadar referandumun yapılıp yapılmayacağı tamamen belirsizdi. Bu yüzden Eylül ayında Sudanlı ve diğer ülke liderleri ile biraraya gelerek uluslararası kamuoyunun bu referandumun yapılması yönünde ittifak halinde olduğunu belirterek Güney Sudanlıların tercihine sonuç ne olursa olsun saygı duyulmasını istedim.

Bu aşamada Sudan’daki Güneyli ve Kuzeyli liderler 40’ın üzerine ulusal ve uluslarası kurumun desteği ile Güney halkının isteğini yansıtacak özgür ve kredibilitesi yüksek bir oylamanın barışcıl bir ortamda ve zamanında yapılması için işbiriliği yapmak için anlaştılar. Şu bir gerçek ki oylamanın zamanında yapılacak olması sorumluluklarını yerine getiren Sudanlılar sayesinde gerçekleşmektedir. Son olarak da Sudan hükümeti Güneylilerin bağımsızlığı seçmesi halinde sonucu ilk kendilerinin tanıyacağını duyurdu.
Şimdi dünya tek yürek olmuş Sudan’daki bütün kesimlerin üzerlerine düşen görevi gerçekleştirmeleri için izliyor. Referandum süresince oy kullanacakların sandık başına gitmesi engellenmemeli, seçmenler istedikleri pusulayı özgürce mühürleyebilmeli. Tüm taraflar seçmenlerin seçimini etkileyecek veya tansiyonu yükseltecek provakatif eylemlerden uzak durmalı.  

Oy pusulaları sayıldığında tüm taraflar sonuçlara önyargı ile yaklaşmaktan geri durmalı. Sonucun kabul edilebilir olması için oylamayı gözlemleyen referandum komisyonunun her türlü baskı ve etkiden uzak durması gerekmekte. Oluşabilecek şiddet olaylarının önüne geçmek ve bağlantısız olayların geniş istikrarsızlık yaratmasını engellemek için Güneyli ve Kuzeyli liderlerin birlikte işbirliği yapması gerekmekte. Kesinleşmiş sonuçlar beklenirken hiç kimse avantaj kazanmak uğruna hiçbir şart altında güç kullanmaya kalkmamalı.

Başarılı bir referandum Afrika’nın demokrasi ve adalet yolculuğunda önemli bir köşe taşı olacak, kutlamalara sebep olacakken Sudan’ın barışa erişmesi hala dürüst bir referandumdan fazlasını gerektirmekte.

Orta yolun bulunmasında önemli bir aşama olan 2005 barış anlaşması tüm yönleriyle hayata geçirilmeli güney-kuzey arasına sıkışan Abyei bölgesinin statüsü barış içinde halledilmeli. Tüm Sudan vatandaşlarının özellikle kuzeydeki Güneyli ve güneydeki Kuzeyli azınlıkların güvenliği sağlanmalı. Petrol gelirlerinin bölüşümü her iki tarafın gelişmesini sağlayacak şekilde şeffafca ayarlanmalı. Eve geri dönen mültecilerin ihtiyaçları yeni bir katastrofiye meydan vermeden özen içinde karşılanmalı.

Eğer Güney bağımsızlığı seçerse uluslararası kamuoyu ve A.B.D kader birlikteliği yapmış iki komşu ulusun ekonomik alanda başarılı ve istikrarlı biçimde yeralmaları için çaba gösterecektir. Halkının ekonomik ve politik isteklerini karşılayabilmek için özellikle Güney Sudan uzun vadede partnerlere ihtiyaç duyacaktır.

Son olarak, Sudan’ın batısında konuşlanan Darfur’da kalıcı barış sağlanmadan Sudan’da kalıcı barış gerçekleşmeyecektir. Yüzbinlerce masum Darfurlunun ölümü ve 5 yıl önce komşu Çad’da ziyaret ettiğim mülteci kampındaki mültecilerin durumu asla unutulmayacak. Burada da dünya izlemede. Sudan hükümeti uluslararası sorumluluklarını yerine getirmeli. Sivillere düzenlenen saldırılar durmalı. Birleşmiş Milletler barış gücü ve insani yardım çalışanları ihtiyaç sahiplerine rahatça ulaşabilmeli.
Eylül ayında Sudanlı liderlere söylediğim gibi A.B.D Darfur halkını yalnız bırakmayacak. Krizin sona ermesi için diplomatik çabalarımızı sürdüreceğiz. Diğer devletler de tarafları masa başında anlaşmaya getirmek için etkilerini kullanmalı. Darfur’da kalıcı barışın sağlanması ve soykırım da dahil işlenmiş tüm suçların hesabını sormak için ısrarımızı sürdüreceğiz.

Uluslararası partnerlerimizle A.B.D olarak Sudan halkının hakettiği barış ve ilerlemeye kavuşmasındaki lider rolümüzü devam ettireceğiz. Bugün Sudanlı liderlere teklifi tekrarlıyorum: Eğer görevlerinizi yerine getirir ve barışı seçerseniz A.B.D ile ilişkileriniz normalleşmesi için bir yol var buna ekonomik yaptırımların kaldırılması ve A.B.D kanunları gereğince uygulanan teröre destek veren ülkeler listesinden Sudan’ı çıkarmak da dahil. Aksi halde kendi bildiklerini okuyanlar daha fazla baskı ve izolasyonla karşılaşacaktır.

Milyonlarca Sudanlı kaderlerini belirlemek için sandık başına gidiyor. Bu yürekli ve vizyonlu liderlerin halklarını daha iyi günlere taşıyacağı andır. Tarih doğru seçimi yapanları hep hatırlayacaktır. Onlar aynı zamanda Amerika’nın sürekli partneri olacaktır.             

Kaynak: New York Times

Dünya Bülteni için çeviren Serhat Orakçı