Savaşın dördüncü yılı geride kaldı. İşgal de bir savaş mıdır, değil midir daha karar veremedik ya, neyse!.. İşgalle ilgili, bilanço ağırlıklı olarak şimdiye dek binlerce haber geçti, son dört beş gündür. Fakat bir haber var, durumun gelip dayandığı noktayı gözler önüne sermesi açısından o kadar açıklayıcı ki... Hatırlarsanız 9 Nisan 2003 günü Bağdat'ın Firdevs Meydanı'ndaki Saddam heykelinin yıkılışı sırasında, kaideye yapılı biri hınçla balyoz darbeleri indiriyordu. Bir devri sona erdiren bu an tüm dünya televizyonlarında canlı yayınlandı. O meşhur balyoz darbelerini o kaideye indiren kişi Kadim el Cuburi'ydi. Eski bir halterci ve bisiklet tamircisi. Saddam zulmünden o kadar çok çekmiş ki... O kaideye indirdiği darbeleri sanki Saddam'ın alnının ortasına indiriyor gibi bir hali vardı. Vurdukça rahatlıyor, intikam duygusunu tatmin ediyor gibiydi. İşte o adam, savaşın 4. yılında İngiliz Guardian Gazetesi'ne verdiği demeçte sürecin Iraklılar için gelip dayandığı noktayı çok çarpıcı bir şekilde özetliyordu: "Çok pişmanım. Amerikalılar, diktatörlükten daha kötü. Her gün, bir öncekinden daha beter" Cuburi'nin söyledikleri bununla sınırlı değildi: "Gerçekten de Saddam heykelini yıkmaya çalıştığım için son derece pişmanım. Amerikalılar, diktatörlükten daha kötü. Her gün, bir öncekinden daha beter" Saddam'ın oğlu Uday tarafından, tamir ettiği motosikletin ücretini istediği için Ebu Garib Cezaevi'ne yollanan El Cuburi, orada kendi aşiretinden birçok mahkûmu gördüğünü, bazılarının asıldığını ve işkence gördüğünü anlatıyor gözleri dolarak: "Saddam'ın ve ailesinin yok olması için Allah'a yakarmıştım" Ve gün geldi, çattı... İntikam duygusuyla yüreğindeki kini ve öfkeyi besleyen bu adam tarihteki bir sayfayı sonsuza dek kapatacak o günde, 9 Nisan'da eline aldığı balyozla, kameralara aldırmadan heykelin kaidesine indirdi, darbelerini... Sonra hayatını cehenneme çeviren Uday'ın ve yetmedi Kussay'ın ölümüne tanık oldu. Sonra Saddam'ın idam edilişine... Normal koşullarda bundan sonra ne olması gerekiyordu? El Cuburi'nin vicdanen rahatlamış bir şekilde, kendisine bu günleri gösteren Allah'a dönüp şükr etmesi gerekiyordu değil mi? Değil işte... "Bildiğiniz, tanıdığınız şeytan, tanımadığınızdan daha iyidir. Ben şu anda, keşke Saddam başımızda olsaydı diyorum. Çünkü Saddam, Amerikan işgalinden çok daha iyiydi. Artık dostla düşmanı ayıramıyoruz. Durum her gün daha tehlikeli bir hal alıyor. Yaşam daha da kötüleşiyor. İnsanlar yoksul. Fiyatlar da her geçen gün artıyor. Saddam, Stalin gibiydi. Ancak işgalin çok daha beter olduğu da çoktan kanıtlandı." Irak'ta, olan bitenin özeti bu. Fazla söze gerek yok. Demokrasi getirme bahanesiyle başlatılan bir savaş deyim yerindeyse, "şeytana bile rahmet okutacak" düzeye geldi. Irak, adresi belli olmayan kurşunlara teslim oldu. Bir taraftan işgal güçleri vuruyor, bir taraftan başkaları... Huzur senden ne kadar da, ırak!!!