TV’deki ilk ve son karşılaşma, kritiklere göre “berabere” bitti. Üç saate yakın süren söz düellosunu ne Nicolas Sarkozy ne de rakibi François Hollande kazandı.
Aslında bu, Fransa Cumhurbaşkanı için kötü bir sonuç. Pazar günü yapılacak ikinci tur seçimleri kazanması için, belirleyici etkisi olan TV’deki bu maçtan galip çıkması gerekiyordu. Oysa performansı o derecede başarılı olmadı.
Anketler bu hafta başında Sarkozy’yi Hollande’ın 7 puan gerisinde gösteriyordu. (Yüzde 53.5’e karşı yüzde 46.5). Sarko, bütün çırpınışlarına rağmen, son dakikada bu farkı kapatacak durumda görünmüyor.
Hollande’ın sadece bir puan gerisinde kaldığı iki hafta önceki birinci turdan sonra, Sarkozy’nin umudu, oyların yüzde 18’ini toplamayı başaran aşarı sağcı Ulusal Cephe’nin, onu desteklemeye karar vereceği idi. Oysa Mariane Le Pen önceki gün, kendisinin ne Sarkozy’yi, ne de Hollande’ı destekleyeceğini açıkladı, yani kendi seçmenlerini oy kullanmada serbest bıraktı.
Bunun anlamı, Sarkozy’nin, Cumhurbaşkanı seçilmek için ihtiyacı olan oy oranını elde edemeyeceğidir.
* * *
Gelelim TV’deki karşılaşmada konuşulanlara.
Bol bol karşılıklı sataşma, alay ve hakaret oldu. Zaman zaman tartışma düzeyi düştü, gerginlik yükseldi.
Tartışmalara iki ana konu hâkim oldu. Biri ekonomi, diğeri ise göçmenlerle ilgili politikalar...
Aslında iki aday da ekonomi konusunda şimdiye kadar söylediklerinin dışında yeni bir şey söylemedi. Sosyalist Hollande, ekonomik kriz, işsizlik, durgunluk gibi olumsuzlukların sorumluluğunu 5 yıldır iktidarda bulunan sağcı rakibine yükledi. Sarkozy defansa geçti ve Fransız ekonomisinin Avrupa ülkelerinin ekonomisinden çok daha iyi durumda olduğunu belirtti.
İki aday tartışmaların göçmenlerle ilgili bölümünde, daha çarpıcı şeyler söylediler. Fransızları ekonomi kadar yakından ilgilendiren bu konuda Sarkozy, yabancı göçünün mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini ve bu amaçla kendisinin seçilirse göçmenlerin sayısını yılda 100 bine düşüreceğini söyledi. Hollande ise sadece illegal yollardan gelen yabancılara izin verilmemesinden yana olduğunu belirtti.
* * *
Asıl hararetli tartışma, göçmenlerin ve özellikle Müslümanların “entegrasyonu” üzerinde cereyan etti. Sarkozy “Müslüman göçmenler kendi yaşam tarzlarını Fransız toplumuna dayatmak istiyorlar” dedikten sonra, “yabancıların yerel seçimlerde oy kullanmasına karşı” olduğunu da vurguladı.
Hollande bu konuda farklı düşündüğünü rakibine şu soruyu sormakla gösterdi: “Avrupa dışından gelen göçmenler için Müslüman kelimesini sürekli kullanıyorsunuz. Neden kendinizi de bu sözcüğü kullanmak zorunda hissediyorsunuz”?
Hollande seçildiği takdirde “bütün Fransızların cumhurbaşkanı” olacağını, göçmenlerin dinlerine bakarak ayırımcılık yapmayacağını, Fransa’da laikliği koruyacağını belirtti.
* * *
Tartışmada Türkiye konusu gündeme gelmedi. Ama geçenlerde yazdığımız gibi, iki adayın Türkiye’yi ilgilendiren konularda görüşleri -bazı yaklaşım farklarına rağmen- birbirine yakın. Ermeni soykırımı meselesinde öyle. AB üyeliği konusunda Hollande’ın da, Sarkozy kadar olmasa bile, birtakım şartları ve rezervleri var. Sarkozy 5 yıllık iktidarında Türkiye karşıtlığını her vesile ile gösterdi. Bu nedenle Türkler onu hiç sevmiyor.
Hollande ise Türkiye için yeni bir isim. Ve yeni bir umut... Seçilirse (ki şimdi daha olası görünüyor) Türkiye rahatlayacaktır.
Kaynak: Milliyet