Seçmen anketlerine göre Sosyalist rakibi François Hollande'ın ardında kalan Nicolas Sarkozy, en geniş seçmen kitlesine ulaşmak ve hiçbir seçmen tipini ihmal etmek istemiyor: Müslümanlar da bu grupların içinde.
Sarkozy'nin sadık "kurmaylarından" biri de bu zorlu misyon için görevlendirildi. İktidardaki klasik sağ güç (UMP) tarafından ele alınan ya da karar verilen tüm inisiyatiflere referans verecek olursa bu görev imkânsız görevler arasında yer alıyor. İktidar partisi UMP'nin girişimleri büyük bir çoğunluğunu Mağriplilerin, özellikle de Cezayirlilerin oluşturduğu Müslüman topluluğunun damgalanması sonucunu vermişti. Fransız vatandaşlığı kimliği ve kimliğin kaybı hakkındaki tartışmada da başörtüsü takılması konusunda da, ibadet yerleri vs. gibi konularda da hep bu durum söz konusu oldu.
İçişleri Bakanı Claude Guénat, kendisine kalan ağır işin peşinde. Acaba Guénat bizzat kendisinin, aşırı sağın özellikle de Le Pen'in Milliyetçi Cephe'yi [Front National] biçimlendirenlerden pek de farklı olmayan beyanlarından sonra, şimdi kırılmış vazonun parçalarını birleştirip eski haline getirebilecek mi? Aynı anda iki avın birden peşine düşmenin sonucu bir fiyasko da olabilir. Ne olursa olsun eski cumhurbaşkanlığı genel sekreteri (ve şu anda görevde bulunan içişleri bakanı) yine de şansını denemek istiyor. Guénat hatalarını düzeltmeye çabalıyor.
Guénat, 4 Nisan 2011'de Nantes'ta şunları söylüyordu: "1905'te Fransa'da çok az sayıda Müslüman vardı, şimdi ise 5 ile 10 milyon arasında bir Müslüman nüfusu var. Bu inanç sahiplerinin sayısındaki artış ve bazı tutumları sorun oluşturuyor. Sokakta namaz kılınmasının bazı yurttaşları tedirgin ettiği açıktır. Büyük dinlerin sorumluları bu türden dinsel pratiklerin kendilerine zarar getirebileceğinin tamamıyla bilincinde." O zamanlarda özellikle İslam'ı hedefleyen laiklik hakkında son derece tartışmalı bir hal alacak olan bir tartışmanın eşiğindeydik.
Pratikte şimdi oluşmakta olan yeni durum, 2012 cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinin yaklaştığı bugünlerde "İslam'ın hoyrat tartışmaların konusu olmamasını" dileyen Fransa içişleri bakanının gerçekleştirdiği 180 derecelik bir dönüştür. Claude Guéant bunun dışında Fransa'daki Müslümanların sayısını da yeni söyleminde azaltmaktadır, Müslümanların ağırlığını "800 bini dinî pratikleri yerine getiren 4 milyon Fransız" sözleriyle belirtmektedir. Müslümanlar, cumhurbaşkanlığı yarışında bir fark oluşturacak önemli bir seçmen kaynağıdır. Bu seçmen grubu nasıl cezbedilebilir? İçişleri bakanı durumu yumuşatma kartını oynamak istiyor ve İslam ve özellikle de tesettür hakkındaki tartışmaları pratikte kapanmış olarak kabul ediyor. İçişleri bakanı, 2 Ocak 2012'de Le Monde gazetesinde yayımlanan röportajında polis kuvvetlerinin başında bulunan kişi olarak şunları söylüyordu: "Bize göre, ayrıca bu durumun kanunla belirlenmesinden artık kaçınılması gerekmektedir -kreşlerde, kamusal hizmet veren özel kurumlarda ya da okul gezilerinde çocuklara eşlik etmekle görevlendirilmiş olan başörtülü kadınlar söz konusu olduğunda- bu konudaki var olan içtihat yeterli ve bizim için de uygundur."
Fransa dışişleri bakanı, Müslümanların sayısının artışı konusunda eski sözleri konusuna da şu açıklamaları getirmektedir: "Müslümanların sayısının artışının sorun oluşturduğundan söz ettiğimde bazıları bunu Müslümanların damgalanması olarak gördüler, oysa söz konusu olan tam da bunun aksiydi. Ben nesnel bir veriye 'durumun 1905'teki gibi olmadığı' konusuna dikkat çekmek istedim." İçişleri bakanı şu sözlerle yeni söylemini aktarmakta: "Nüfusu 4 milyona ulaşan mensuplarıyla İslam dininin artık Fransa'daki ikinci büyük din olduğu bir vakıadır. Cumhuriyet değerlerine saygı gösteren ve değerlerimizi benimseyen, ibadetlerini yerine getirebilecekleri inanç merkezlerine ve toplumun anlayışına ihtiyaçları olan Müslümanlar adına her şeyin en iyi şekilde gerçekleşmesi için düzene sokmamız gerekiyor." Bu durum 2012 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyları sonucu belirleyecek olan milyonlarca Müslüman'a hükümetin göz kırpmasından başka bir şey değildir. L'Expressıon 4 Ocak 2012
Kaynak: Zaman